İSTANBUL- "İslam Dünyası Konuşmaları" etkinliğinin ilki olan, İslam Dünyası'nın Son Yüzyılı "Bir Ümmetin Uyanışı" konulu söyleşi Başakşehir'de yapıldı. Araştırmacı Fatih Öner'in moderatörlüğünü yaptığı, Uluslararası Rabia Platformu Genel Kooridinatörü Cihangir İşbililir, Anadolu Ajansı Ortadoğu ve Afrika Haberleri Yayın Yönetmeni Yazar Turan Kışlakçı konuşmacı olarak katıldığı geceye, Başakşehir Belediye Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Basri Akdemir ve çok sayıda Başakşehirli katıldı.

İslam Dünyası belirli bir bölgeye sıkıştırılmaya çalışılıyor
Uluslararası Rabia Hareketi ile ilgili bir sinevizyon gösterisinin ardından "İslam Dünyası'nın son 100 yılı" başlıklı açılış konuşmasını yapan Cihangir İşbilir, İslam dünyası ve İslam birliği kavramlarının aslında yeni birer kavram olduğuna dikkat çekti. İşbilir: "İslam dünyası jeopolitik bir kavram değil, dinamik bir kavram. İslam Dünyası denilince, akla ilk Orta Doğu gelir. O hapsolunmuşluk hissi, hala toplumda geçerli. Bu algı, medya aracılığıyla bireylerin bilinçaltına yerleştirildi. Bu algıyı kırmamız gerekiyor. İslam Dünyası belirli bir bölgeye sıkıştırılmaya çalışılıyor. Haritaları değiştirmemiz, çöpe atmamız gerekiyor. Sınırları görmememiz gerekiyor" dedi.

İslam İşbirliği Teşkilatı, bizi bileştirdi
İslam Dünyası'nın "temsil" sorunu yaşadığını vurgulayan İşbilir, hilafetin kaldırılmasıyla, İslam Dünyası'nın yeni bir sürece girdiğini ve sömürgeci devletlere karşı kalelerini kaybeden Müslüman toplulukların kendi direniş örgütlerini oluşturduklarını söyleyerek, bugüne kadar gelen çeşitli örgütlenmelerden örnekler verdi. İşbilir, 2. Dünya Savaşı sonrasında Batı'da yaşanan yıkımın İslam Dünyası'nın yeniden hareketlenmesini sağladığını aktararak, "2. Dünya Savaşı'ndan sonra, sömürge altı ülkelerin devrim süreçleri başladı. Sömürge devrimleri başladı. İslam Dünyası kavramı da, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, yeniden tanımlanmaya başladı." diye konuştu.

İslam Dünyası'nın 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, İslam İşbirliği Teşkilatı'yla bir araya geldiğini ifade eden İşbilir, şunları söyledi: " 1. Dünya ile 2. Dünya Savası arasında tamamen sömürge devletlerden ibaret bir İslam dünyası görüyoruz. İran, Türkiye ve Afganistan hariç devlet yok. İslam Dünyası, etkin bir medeniyet ekseni olmaktan uzaktı. Bir medeniyetin kıvılcımlarını görmek için ikibinli yılları görmemiz gerekti. İslam Dünyası'nın tarihi olduğu gibi kaderi de ortak. Dayanışma ruhuna ihtiyacımız var. Bu işbirliği ekonomik sahada kültürel ve entelektüel sahada, öyle bir durum haline gelmeli ki! Gerçek bir işbirliği olmalı." şeklinde konuştu.

Dünya'nın Müslümanların hukukuna ihtiyacı var
Anadolu Ajansı Ortadoğu ve Afrika Haberleri Yayın Yönetmeni, Arap Baharı kitabının Yazarı Turan Kışlakçı, İslam Dünyası'nın bir süreçten değişimden geçtiğine dikkat çekerek, "1. Dünya Savaşı sonrası bir şey yapamadık. Ulemamız, aydınlarımız bir şeyler yapamadı. Biz bu coğrafyayı kaybettik. Çok uzun zamandan beri ve bugün de yine savaş, kan, nefret hep bu coğrafyada. . Geçen asırda 19 ve 20. yy'ın bu coğrafyasında yetişenler diktatörler, hepsi birer zalim barbar ve suçlu idi. Bu katil sürüsünü emperyalistler, bu coğrafya üstüne sürdüler. Bu coğrafyanın barbarları 2 buçuk milyon insanı katletti. Bunların çoğu kadın ve çocuk. Saddam, Kaddafi, Hafız Esed, Cezayir cuntası 500 bin insanı katletti. Rabia Meydanı'nda gösteri yapan 3 bin kişiyi bir günde katlettiler. Bu katil sürüsü nereden geliyor, bu coğrafyaya. Bu coğrafyanın orduları haklarını katletmek için kuruldular. Bu anayasalara, siyasi sitemlerine nüfuz etmişti." diye konuştu.

Bu coğrafya değişim yaşıyor, diyen Kışlakçı: "Bu değişimin içinde yer almazsak kaybolacağız. Bu coğrafyanın büyük bir devrime ihtiyacı var. Şimdi yeniden, İslam Dünyası tarihi bir dönüşümün eşiğinde. Bu coğrafyada bizlere ne gibi görevler düşüyor, bunu düşünmeliyiz. Müslümanlar, dünyaya hukuku öğrettiler. Peygamberlerle birlikte savaş esirleri diye bir kavram çıktı. Efendimiz zamanında müşriklere okuma yazma öğretmeleri karşılığında esirleri salıveriyorlardı. Müslümanlar, sözünde dururdu. Bugün, İslam dünyaya hukuku ve adaleti sunabilir. Dünya'nın Müslümanlara ihtiyacı var. Kuran diyor ki! İbrahim, tek başına bir ümmet idi. Bu din, bize bunu öğretiyor. Bir Zeynep, bir Meryem olabilirsiniz, bir Musa, bir İbrahim olabilirsiniz. " diyerek sözlerini bitirdi.
İslam Dünyası Konuşmalarında gelecek aylarda ele alınacak konular ise şöyle;

Ortadoğu neresi? "İslam dünyasının jeopolitiği"
Şubat 2014- İslam birliği mümkün mü? "İslam dünyasının swot analizi"
Mart 2014- Arap baharı bitti mi? "Tsunami'den geriye kalanlar..."
Nisan 2014- İslam medeniyetinin kodları "Yeni bir medeniyet inşası mümkün mü?"
Mayıs 2014- Afrika'nın çığlığı "İslam Dünyası'nın insani yardım karnesi (İLKHA)