Gazze'de dün itibariyle varılan ateşkes israil için hezimet Hamas için zafer olarak görüldü. Peki neden?

7 Ekim 2023 tarihinde Filistin İslami Direniş Hareketi (HAMAS)’nin silahlı kanadı olan İzzettin el Kassam Tugayları öncülüğünde Gazze’de bulunan direniş grupları siyonist israil’e karşı bir harekât başlatmıştı. Aksa Tufanı ismi verilen harekâtta Gazzeli mücahitler, Gazze’nin dışında bulunan siyonistlerin askeri karargâhlarına sızmış, birçok siyonist askeri öldürürken içlerinde yüksek rütbelilerinde olduğu birçok askeri de esir olarak alıp Gazze’ye geri dönmüşlerdi.

Almış olduğu büyük darbenin etkisiyle gözünü kan bürüyen işgalci israil Gazze’ye yönelik vahşi bir soykırıma başlamıştı. Dünyanın tüm “süper güçleri”ni arkasına alarak her tülü vahşeti pervasızca işleyen Netenyahu hükümeti 16 aylık sürede 50 bine yakın sivili vahşice katletti. Bebekler, çocuklar, kadınlar, yaşlılar, hastaneler, ambulanslar, yardım konvoyları, BM görevlileri kısacası herkes ve her şey israil için hedef olarak görüldü. Bu süreçte dünyanın en vahşi savaş suçları işlendi, emperyalist ülkelerin elinde bulunan uluslararası kuruluşlar ise soykırıma karşı bir şey yapamayarak tüm meşruiyetlerini kaybettiler.

Tüm bu vahşet ve katliama rağmen Gazzeli mücahitler destansı bir mücadele ortaya koyarak direnişten en ufak bir ödün vermedi.  Mücahitler ile birlikte kadınından çocuğuna, 7’den 70’e tüm Gazze halkı direnişten taviz vermeyerek, vahşete karşı büyük bir sabır gösterdi. Nihayetinde dün itibariyle işgalciler hiçbir hedefine ulaşamadan ateşkes yapmak zorunda kaldı. Peki, ateşkes siyonistler için neden bir hezimet sayıldı? Gelin bu sorunun cevabına birlikte bakalım.

Netanyahu'nun yerine getiremeden diz çökmek zorunda kaldığı açıklamaları

Gazze kasabı Netenyahu Gazze’yi yerle bir etme ve tüm Gazzelileri yok etme pahasına esirleri geri getireceğine dair tüm dünyaya adeta meydan okumasına rağmen tek bir tane esirini dahi canlı olarak ele geçiremedi. Aksine askeri operasyonlar ve vahşi bombalamalar neticesinde kendi esirlerininim ölümüne neden oldu. Nitekim soykırımcı Netanyahu her açıklamasında  "Anlaşma olmadan rehineleri geri alacağız." ifadesini kullanmaktan geri durmuyordu.

“Hamas tamamen bitmeden savaşa asla son vermeyeceğiz”, “Gazze’yi Hamas’tan tamamen temizlemeden asla kalıcı ateşkes imzalamayacağım” diyen Netenyahu, Hamas ile aynı masaya oturup, Hamas’ın ateşkes şartlarını kabul etmek zorunda kaldı.

Gazzeyi ilhak edip Sina Çölü’ne süreceğini söyleyen Netenyahu kendi askeri birliklerini Gazze’den çekmek zorunda kaldı. Gazze’den çekilmekle birlikte yıllardır Gazze’de uyguladığı insanlık dışı ablukayı sonlandırmak zorunda kalacak. 

Hamas ve Gazze’deki direniş ise Netenyahu’nun açıklamaları ve uyguladığı vahşi soykırıma rağmen anlaşma olmadan ateşkesin olmayacağını, ateşkes olmadan esirlerin verilmeyeceğini, Gazze’yi asla terk etmeyeceklerini ve işgali tümüyle sonlandırmadan direnişi durdurmayacakların açıklamışlardı. Nitekim edikleri gibi de yaptılar.

Nitekim savaş sürecinde direniş adına açıklamalarda bulunan Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde bir konuşmasında Netanyahu’ya hitaben şöyle demişti: "Buradan Netanyahu'ya söz veriyoruz Bu savaş sonunda sen ve ordun zelil bir şekilde diz çökeceksiniz ve bu devletinizin sonu olacak biiznillah"

Siyonistlerin “yenilmez güç” imajı yerle yeksan oldu! Hezimet büyük

Gazze’de işlediği her tür vahşete rağmen bir hedefine ulaşamayan siyonistlerin kurmuş oldukları “süper güç”, “yenilmez güç” imajı Hamas tarafından Gazze enkazına gömüldü.

Siyonistler, sözde en yüksek donanımlı orduya sahip olduğunu iddia etmesine rağmen mücahitlerin ellerindeki basit silahlara karşı direnç gösteremeyip binlerce askerini Gazze’de kaybetti. Bununla birlikte binlercesi de kalıcı hasar alacak şekilde ağır yaralandı.

Siyonistlerin, “Dünyanın en iyi askeri araçları” olarak pazarladıkları yüzlerce tank ve askeri aracı, direnişçilerin elinde bulunan Yasin 105 füzeleri ve el yapımı patlayıcılar ile Gazze’de imha edildi.

Siyonstler, kendisini dünyaya “Holokost mağduru bir halk” olarak pazarlayıp buradan siyasi ve ekonomik çıkar ede etmeye çalışırken, tüm dünyada Filistinlilere Holokost uygulayan, savaş suçlusu bir ülke haline geldi

Netenyahu başta olmak üzere tüm savaş kabinesi üyeleri ile alakalı uluslararası mahkemelerde açılan savaş suçları ile alakalı davaların olumlu neticelenmesi ve bu kişilerin birçok ülkeye giriş yaptığı gibi yargılanacak olmaları meşruiyetlerini zedelemiştir.

Siyonistleri ayakta tutan ve soykırımın ekonomik finansörlüğünü yapan markaların çoğu küresel boykota tabi tutulduğu için küçülmek sorunda kaldı ve milyarlarca dolar zarara uğradı.

Tüm dünyada israile ve siyonistlere karşı bir nefret ve Filistin’e karşı bir sevgi oluştu, dünyada Filistin devletini tanıyan ülke sayısı katlanarak arttı.

Tüm bunlar ve daha sayamadığımız birçok neden Aksa Tufanı sürecinin ve destansı bir direniş sonrası sağlanan ateşkesin siyonistler için nasıl biz hezimetle sonuçlandığını gözler önüne sermektedir. Siyonistlerin yaşadığı hezimet göz önüne alındığında, Gazze şehri yıkılmış olsa da 50 bine yakın insan şehit olmuş olsa da bu ateşkes anlaşması Hamas ve Gazze direnişi için zaferle sonuçlandığını net bir şekilde göstermektedir.