Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar:

Partimiz 11 milyon 135 bin 306 üye sayısı ile zirvedeki yerini koruyor. Bizden sonra ikinci sıradaki ana muhalefete attığımız fark 9 buçuk milyon üye. AK Parti gençlik kollarının 1 milyon civarındaki üye sayısı birçok siyasi partinin üye sayısından daha fazladır. 109 ülkenin nüfusundan daha çok mensubu olan devasa bir aileden bahsediyoruz. AK Parti olarak üye sayısı olarak Türkiye'nin en büyük ailesiyiz. Böyle bir ailenin ferdi böyle bir hareketin neferi, böyle bir parti lideri olmakla iftihar ediyor, rabbime de sonsuz hamt ediyorum.

Biz milleti ile birlikte yol yürüyen bir partiyiz. Milletin rotasından hiç ayrılmadık. Milletin kadim değerlerinden asla kopmadık. Bütün vatandaşlarımıza kalbimizin kapılarını açtık. Bu sevdayı kıskananlar oluyor. Rabbim nazarlardan saklasın. Birliğimizi dayanışmamızı daim eylesin.

Biz siyasete yeni bir üslup ve bakış açısı kazandırdık. Bundan sonra da aynı samimiyet ve aşkla yolumuza devam edeceğiz. Kongre sürecimizi bunun en önemli zemini olarak görüyoruz. Kalan kongrelerimizi önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğiz. Bu haftaki il kongreleri ile sayı 63'e çıkacak.

ENFLASYONDA DÜŞÜŞ BAŞLADI

İhracatta 262 milyar dolar ile cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Geçen yıla göre ihracatımız Yüzde 2.5 oranında artış gösterdi. Savunma sanayi ihracatımız tarihin en yüksek seviyesine çıktı. İnşallah turizmde de yüzümüzü güldüren tablo ile karşılaşacağız. İşsizlik oranı yüzde 8,6 oranında gerçekleşti.

Bölgemizdeki sıcak çatışmalara rağmen bunları başarmamız takdire şayandır. Enflasyonla mücadeleye verdiğimiz önemi her fırsatta vurguluyoruz. Düşüşün başladığını görüyoruz. Haziran'da girdiğimiz dezenflasyon devam ediyor.

Dünyada da benzer bir durumun yaşandığına şahitlik ediyoruz. Bir süredir üzerinde çalıştığımız sosyal konut projesi çalışmalarımızdan biri. Kararlı duruşumuzu bozmayıp 85 milyon hep birlikte kazanacağız.

22 yılda nice zorluğun üstesinden geldik. Herkes yandık bittik derken biz bu kriz Türkiye'yi teğet geçecek dedik ve haklı çıktık. IMF borcunun ödenmesinden tek haneli enflasyona kadar imkansız görünen pek çok ekonomik başarıya imza attık. IMF kapılarımızı çaldı, "sizden bir daha borç almayacağız" dedik. Milletim kalbini ferah tutsun. Ne yapıyorsak akılla ve incelikli bir strateji ile yapıyoruz. Türkiye emin ve ehil kadrolarla güven içinde. Türkiye Cumhur ittifakı ile menzile mutlaka varacak. Kin ve husumetin bizi yolumuzdan alı koymasına izin vermeyeceğiz.

SURİYE ESED REJİMİNDEN KURTULDU

Suriye'de 63 yıllık Baas'ın sona ermesi muazzam bir gelişmeydi. Suriyeli kardeşlerimiz varil bombaları ile, misket bombaları ile halkın katleden Esed rejiminden sonunda kurtulmuştur.

Sadece Halep, Şam, Hama, Humus değil tüm kesimleri ile Suriye 61 yıllık istibdadın ardından özgürlüğe kavuştu. Ne bayır kaldı ne bucak diyerek Esed zulümleri kendi ülkesine fatura edenlerin utancı işte bu yüzden. Suriye meselesinde öyle ahlak dışı cümleler kurdular ki bugün konuşmaya yüzleri yok. Hataları ile yüzleşmek yerine öküz altında buzağı arıyorlar. Bizim abdestimizden şüphemiz yok kin namazımızdan şüphemiz olsun. Zoru görünce topu taca atacak karakterde değiliz. Hep dobra konuştuk, sözümüzü muhatabına mertçe söyledik. Bugün de hakikatin dili ile konuşacağız. Kırmızı kart gösterecekmiş, ya sen o işlerden anlamazdın o iş bizim işimiz. Suriye'de ilk gösteriler son derece barışçıl gösterilerdi. Bu gösterilerde Türkiye'nin hiçbir müdahalesi olmadı. Zaman zaman çıkıp bize Suriye'nin adresini gösterdi. Ya sen oranın adresini bilmezken biz zaten oralardaydık. Bunlara navigasyon vermek lazım, onunla Suriye'ye nereden gidiliyor bunu bilsinler.

Olaylar tamamen kendi mecrasında gelişmişti. Esed ile birkaç kez görüştüm, gösterilerin barışçıl olduğunun altını çizdim. Taleplerin dikkate alınması gerektiğini söyledim. Bütün bu görüşmelerde kendisi ile her temasımızda bize reform yapacağını söyledi ama sözünü utmadı. Ordusunu devreye sokarak olayları kanlı yöntemlerle baskılama yoluna gitti. Bunun tepkilere neden olacağını izah ettim. Bunun aslı da Esad'dır aslında, bizi bile alıştırdılar. Gösterilerin önüne geçmenin tek yolunun vaat edilen reformların yapılmasın olduğunu hatırlattım ama şiddetin dozunu artırıp katliamlarına hız verdi. Küçük barışçıl gösteriler büyüdü ve Suriye geneline yayıldı. Rusya, İran meseleye müdahil oldu. terör örgütleri müdahil oldu. Bölge yangın yerine dönüştü. Suriye'den ülkemize hareketlilik başladı. İnsanlar işkence, tecavüz gibi insanlık dışı muameleye maruz bırakıldı. Mazlumlara sahip çıkmak kaçınılmaz hale geldi. Yanı başımızdaki ülkeye insani sebeplerle müdahil olmaktan daha tabii bir şey olamaz. Bizi şaşırtan içeriden bazılarının Türkiye'nin Suriye'de ne işi var diyerek meselenin ciddiyetinden uzak şekilde bizi haksızca eleştirmesi oldu. ABD'nin orada ne işi var demediler, Avrupa'nın en işi var demediler. Bölücü terör örgütünün en işi var demediler. Sadece Türkiye'yi eleştiriler.

13 yıl boyunca ülkelerinin yanında, mağdurun mazlumun yanında yer almadılar. Kitlesel kıyımlar yapılırken seslerini çıkarmadılar. O cezaevlerini ekranlarda izledik. Bütün bunlar olurken seslerini çıkarmadılar. Bebekler katledilirken bunlar sustu. Barbarlığa yıllarca sessiz kaldılar. Çocuklar kırılırken bize saldırdıkları kadar Esed rejimine la etmediler. Açın yazılanlara bakın, meclis kürsüsünde konuşulanlara bakın. Ne zaman Suriye halkı zafer kazandı, bunların dilinin bağ çözüldü. Utanmak yerine sosyal medyadan sağa sola akıl veriyorlar. 13 yıldır durmadıkları endişeyi son 40 gündür duyuyorlar. Neymiş Suriye'de katliam varmış. Ne oldu da Suriye'ye dönük radarlarınızı açtınız, zalim dönüp gidince mi aydınlandınız, Baas yıkılınca mı aklınız başınız geldi, soruyorum size bebekler ölürken nerelerdeydiniz. İnsanlar öldürülürken sizler neredeydiniz.

13 yıl neden susup şimdi neden konuştuğunuzu biliyoruz. Türkiye'nin yanında değil kaşsında konumlandılar. Ülkemizin hasımlarının yanında konumlandılar. Dün de iyi niyetli değillerdi bugün de art niyetli davranıyorlar. Ne yaparsanız yapın Suriye devrimini üflemekle söndüremeyeceksiniz.

Sosyal fay hatları kaşıyarak barış içinde yaşamamıza dinamit koyamayacaksınız. Sizin tuzaklarınıza asla düşmeyeceğiz. Siyaset akılla yapılır, ülke çıkarlarını merkeze alarak yapılır. Siyasetçisi, yazarı, bürokratı, gazetecisiyle herkesin görevi Suriye'deki istikrar için yürütülen çalışmalara katkı sunmaktır. Biz batılıların baktığı zaviyeden bakamayız. Bir an önce kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlamak kardeşlik ve komşuluk vazifemizdir.

Suriye doğal kaynaklarını işgal eden YPG silah bırakmazsa yaklaşan akıbetten kurtulamayacaktır. Kürt kardeşlerimizin tüm meselelerinin destekçisi, takipçisi ve onların güveninin teminatıyız. DEAŞ gibi proje ürünü bahanelere gelince ikna edici yanı kalmamıştır. Bu meseleyi çözecek en büyük güç Türkiye'dir. Herkes bölgeden elini çeksin, biz Suriyeli kardeşlerimiz ile DEAŞ'ın de YPG'nin de başını ezeriz. Biz bu kuvvete sahibiz.

CHP'YE KIRMIZI KART TEPKİSİ

Suriye devriminin üzerinden 40 gün geçti ama ana muhalefet partisi tutarlı tek bir cümle dahi kuramadı. Ana muhalefetten dış politikamız anlamlı destek beklemek beyhude bir uğraş. Ne dersek diyelim hepsi boşuna. Mavi vatandan Libya'ya, Rusya Ukrayna Savaşı'na, Suriye devrimine kadar her konuda çuvalladılar. Dış politika gibi bilgi, birikim, vizyon gerektiren bir alan CHP'nin çapını aşıyor. Ülkemizdeki muhalefetin seviyesine son günlerde bir kez daha tanık olduk. Lafa gelince Sayın Özer Gazi Mustafa Kemal'in koltuğunda oturuyorum diyor ne ciddiye ne ağır başlılık var. Koltuğunu korumak için atraksiyon yapması lazım ama onu doğru düzgün yapamıyor. Bu son çıkışlarını biz de beklemiyorduk, biz de bu orijinal fikir karşısında dumura uğradık. CHP'nin siyaset üretme kabiliyetini böylece gördük. Bu dahiyane fikir için başta Özel olmak üzere CHP yönetimini tebrik ediyorum. Kart oyununun CHP'nin karakterine daha uygun olduğu kanaatindeyim. Öncekiler kelebek ömürlü olmuştu ama bunu biraz daha devam ettirebilirler. Daha bunun puzleı var, poker var iskambili var. Önlerinde kartlarla yapabilecekleri çok alternatif var.


MEHMET BOZDAŞ