DİYARBAKIR - Teknolojinin gelişmesi ile birlikte hareketsiz yaşamında arttığını belirten uzmanlar bu durumun obeziteyi tetiklediğini dile getirerek, vatandaşın dikkat etmesi gerektiğini belirtiler.

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. Deniz Gökalp, metabolik sendrom hakkında bilgilendirmede bulunarak, hastalıklardan korunmak için tavsiyelerde bulundu.

Hastalığın en önemli nedeni obezite olduğunu söyleyen Gökalp, "Metabolik sendrom, kalp damar hastalıkları ve diyabet oluşumuna yol açan elma tipi şişmanlığın (abdominal obezite), kandaki yağ oranının yüksekliğinin, yüksek tansiyon ve gizli şeker problemleri ya da insülin direnci gibi şeker metabolizması bozukluklarının bir arada bulunmasıdır. Altta yatan nedenin ise bu sendromun en önemli kriteri olan ve çağın hastalığı olarak nitelendirilen obezitenin görülme oranının giderek artmasıdır." dedi.

Hareketsiz yaşayanlarin tehlike altında olduğunu ifade eden Gökalp, " Metabolik sendromun, karın bölgesindeki yağlanma artışı sonucu insülin direnci zemininde gelişen bir hastalık olup genetik yatkınlık söz konusu olsa da, modern şehir hayatının getirdiği hareketsiz yaşam ve yüksek kalorili beslenmenin bu sendromun ortaya çıkmasına neden olan en önemli etkenlerdir. Hastalık, masa başında oturan, düzensiz beslenen, sportif faaliyet göstermeyen, yoğun stres altında çalışan kişilerden oluşup giderek tehlike arz eden bir toplumsal sağlık sorunu haline gelmektedir." ifadelerini kullandı.

Yaş ilerledikçe hastalığın görülme sıklığının artığını belirten Gökalp, " Metabolik sendromun 60-70 yaş arasındaki erkeklerde yüzde 60, kadınlarda ise yüzde 75 oranında görülmektedir. İleri yaş ile birlikte hastalığın ortaya çıkış oranı da yükselmektedir. Bu durum Avrupa ve ABD verileriyle paralel bir sonuç gösterirken, metabolik sendromun, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sıklığı her geçen gün artmaktadır. Türkiye'de 20 yaş üstü nüfusun ortalama 3'te 1'inin bu hastalık ile mücadele ettiği bilinmektedir." şeklinde belirtti.

Erken tedavinin hayati önem taşıdığını belirten Gökalp, "Metabolik sendrom tanısı konulmuş olan hastalarda normal sağlıklı bireylere oranla kalp damar hastalıklarının 2-4 kat, diyabetin ise 4-6 kat daha fazla görülmektedir. Bu hastalığın önlenmesi ve erken dönemde tedavi edilmesi bu açıdan hayati önem taşımaktadır." dedi.

Gökalp son olarak, "Riskler gelişmeden obezite tedavi edilir veya engellenirse hastalık önlenebilir. İnsülin direncine neden olan faktörlerin kontrol altına alınması, sağlıklı yaşam tarzının benimsenmesi, sağlıklı beslenilmesi, düzenli egzersiz ve hekimin tavsiyelerine uyulması ile tedavide başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Düzenli fiziksel aktivite, insülin direncini düzelterek şeker, yağ ve kan basıncı kontrolünü sağlar ve kardiyovasküler fonksiyonları düzeltir." ifadelerini kullandı.