DİYARBAKIR - Cezaevlerindeki hasta tutukluların serbest bırakılması için ortak bir basın açıklamasında buluna Mazlum Der ile İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubeleri, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Diyarbakır Barosu, hasta tutukluların serbest bırakılması talebinde bulundular.
 
Basın açıklamasından önce kısa bir konuşma yapan Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Tahir Elçi, "Bu yılki son etkinliğimizi Diyarbakır E Tipi Cezaevi`nin önünde yapmak istedik. Amacımız hasta tutukların durumuna dikkat çekmektir. İnsan yaşamı en yüce en yüksek bir yerdir. Yaşam hakkı bu nedenle en kutsal haktır. Birleşmiş milletler evrensel bildirgelerinin 3`üncü maddesi, yaşam hakkını koruma altına almıştır. Yaşam hakkıyla birlikte özgürlük ve güvenlik hakkı da aynı maddede garanti altına almıştır. Yaşam hakkı ve kişiye özgürlük ve güvenlik hakkı ana yasamızda da güvence altına alınmış temel bir haktır. İşte bu hakla ilgili bugün hasta tutukların durumuna dikkat çekmek için Diyarbakır`daki hukuk ve insan hakları örgütleri olarak bir araya geldik." şeklinde konuştu.
 
Basın açıklamasını okuyan Mazlum Der Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdürrahim Ay, Adalet Bakanlığı`nın resmi verilerine göre 2013 yılında 140 bin 5 yüz 20 kişinin cezaevlerinde bulunduğunu ve son yedi yıl içerisinde cezaevlerindeki nüfusun 2 buçuk katına çıktığını belirtti.
 
Ayrıca 14 hasta tutsağın, rapor beklerken yaşamını yitirdiğini belirten Ay, Adli Tıp Kurumu`nun kendisine başvuran her on kişiden sadece birine rapor verdiğini, 460 başvurudan 4 yüz 17 sinin reddedildiğini söyledi.
 
Hasta olan tutukluların dört duvar arasında tecrit koşullarında kimsesiz ve yalnız oldukları belirtilen açıklamada, Bürokrasi, sevk, Adli Tıp ve etik olmayan uygulamaların hepsinin birer işkence olduğu, ayrıca hasta tutukluların hastalıklarına ve yalnızlığa terk edilerek ölümleri beklenildiği ifade edildi.
 
Hasta tutsaklara ilişkin taleplerin dile getirildiği basın açıklamasında,
"- Adli Tıp Kurumunun resmi bilirkişi tekeli kaldırılmalıdır.
- Adalet Bakanlığı`nın bir an önce hapishanelere hastane ve revir yaparak nitelikli personel ihtiyacını karşılaması gerekmektedir.
- Özellikle F Tipi hapishanelere geçildikten sonra bu hapishanelerdeki tecrit koşulları, hastalıkları tetiklemekte ve mahpusların hastalıklarının hızlı bir şekilde ilerlemesine neden olmaktadır. Tecrit uygulamaları bir nevi mahpusu çürütme politikası olarak uygulanmaktadır. Dolayısıyla hapishanelerdeki tecrit uygulamasına son verilmelidir.
- Hapishanelerde beslenme, havalandırma ve spor yapma imkanları iyileştirilip hijyen sağlanarak, mahpusların beden ve ruh sağlıklarının korunmasına yardımcı olunmalıdır.
- Hapishanelerdeki sağlık koşulları düzeltilinceye kadar Adalet Bakanlığı`nın acilen tüm hapishanelerdeki sağlık sorunu olan mahpusları sağlık kontrolünden geçirmesi ve bunların kayıtlarını tutması sağlanmalıdır." ifadelerine yer verildi..

Basın açıklamasının ardından yapılması planlanan `163 hasta için 163 dakika oturma eylemi`, soğuk hava nedeni ile ertelendi. (Ömer Yasin Ergin - İLKHA)