Ahmed Eburtima / Doğruhaber / Gazze
18 Aralık 1987’de başlayan İntifada’nın anısı ve sıcaklığı Filistin halkının ve Müslümanların kalbinde yerini koruyor. 1987’de başlayan ve 6 yıl devam eden İntifada’ya “Taşların İntifadası” adı verilmiştir. Çünkü bu İntifada taş, direnişin ve caydırıcılığın sembolü olmuştur. Bu İntifada kamyon sürücüsü bir siyonistin Gazze şeridinde bulunan Cemaliye Mülteci Kampı’nda kamyonunu Filistinli işçilerin üzerine sürmesi ve dört Filistinlinin şehid edilmesi üzerine başlamıştır. Bu olay üzerine Filistin halkı adeta siyonistlerin yüzünde bir bomba gibi patladı. Gazze şeridinde başlayan İntifada daha sonra Batı Şeria’ya da yayıldı.
İntifada, Filistinli gençlerin siyonist işgalcilere taş ve molotof atması şeklinde başladı. Buna karşılık siyonistler, gençlerin üzerine plastik ve gerçek mermilerle ateş ediyorlardı.
Filistinlilerin her türlü basın ve iletişim araçlarından yoksun olduğu bu dönemde duvar gazeteciliği adı verilen Filistin’e özgü bir tür basın şekli ortaya çıktı. Duvarların üzerinde sloganlar yazılıyor, resimler çiziliyordu. Bu İntifada’nın bir tür özelliği de Filistinli gençlerin tanınmamak için yüzlerini puşuyla örtmeleriydi. Maskeliler grubu adı verilen gençler Filistin direnişinin sembolü haline geldi. Siyonistler İntifada’ya karşı çok acımasız davrandı. O zamanın siyonist Başbakanı İzak Rabin; “Ne olursa olsun bunu bastıracağız. Bunun için gerekirse ellerini ve ayaklarını kıracağız” diyordu. Rabin’in bu sözü mecazi manada anlaşılmasın, bu sözün hemen ardından siyonistler bunu Filistinlilere karşı fiilen uyguladılar. İsrailli bir fotoğrafçı, bir Filistinlinin kolunu taşla kıran siyonist askerlerin fotoğrafını çekip kaydederek bütün dünyaya siyonistlerin vahşetini gözler önüne serdi.
“Taşların İntifadası” Filistin mücadelesinde bir öğretmen olarak kabul edilir. Bu İntifada, siyonistlerin zulmünü ve acımasızlığını ispat ederken dünyanın Filistin halkına olan sevgisini ve sempatisini artırdı. İntifada’nın tesiri öylesine büyüktü ki Batı ve hatta israil basını, bu kavramı kendi dillerine çevirme gereği duymadı. Onu orijinal haliyle “İntifada” olarak kullandılar. Bunun yanı sıra İntifada da kullanılan taş, sapan, puşu, duvar yazıları dünyada sembol haline gelerek gösterilerde kullanılmaya başlandı. Zulme karşı yapılan mücadelelerde ilham kaynağı oldu.
İntifada’nın Filistin toplumu üzerinde çok olumlu sonuçları olmuştur. Herkes bunu hayırla yad ediyor. Filistin halkının direniş kapasitesini ve dayanma gücünü artırdı. Halk arasında paylaşma bilincini yerleştirdi. Örneğin siyonistlerin sokağa çıkma yasağı ilan ettikleri zamanlarda Filistin halkı kendi içinde komşular olarak ununu birbiriyle paylaşıyordu. Halk direnişçileri evlerinde saklayıp barındırdı. Filistinli kadınlar da gençlere taş hazırlayarak, yemek dağıtarak ve gerektiğinde bizzat taş atarak fiilen intifadaya katılmışlardır.
İntifada, başladıktan sonra gevşemedi, azalmadı aksine her geçen yıl daha da güç ve azim kazandı. Buna mukabil siyonistlerin başlangıçtaki İntifadayı bastırma kararlılıkları gittikçe zayıflamaya ve çaresiz kalmaya başladı. 1993’te yapılan Oslo Anlaşması ile siyonistler intifadanın olduğu yerlerden çekilmek zorunda kaldılar. Sonuç olarak İntifada süresince 1300 Filistinli şehid oldu, 160 siyonist israilli öldü.