“Alimler peygamberlerin varisleridir” Peygamberlerin sevdasını yürütürler. İnsanların dünyası ve ahireti için durmadan çalışırlar. Bu uğurda herşeyden vazgeçebilirler. Çoğu zaman herşeylerini feda edebilirler. Malsa mal, cansa can. Tıpkı elleri ve ayakları tutmayan ama yüreği dava aşkıyla yanan Ş.Şeyh Ahmet Yasin gibi. Tıpkı davası uğruna sürgünler yaşayıp yusufi olan Said’i Nursi gibi. Örnekleri çoğaltabiliriz. Bunlardan biri Mısır’ın bağrında Kopan bir yiğit. O yiğidin adı mı Seyyid... Alimler ikiye ayrılır; kimileri sadece alimdir, bilir kimiside bildiklerini yaşamak uğruna ölür kimisi izzeti ayakları altına alıp sarayları mekan edinir. Kimiside izzetle yaşamak için dar ağaçlarında dirilir. Tarih en büyük şahittir ki, sadece bilenler tarihin çöplüğüne gömülür. Yaşayanlar ise hem mürekkebi, hem kanını şahit edenler asla ölmezler. Allah’u teala buyuruyor; “Ancak alimler Allahtan hakkıyla korkarlar” ve yine buyuruyor ya cenabı hak; “Allah yolunda öldürülenlere sakın ölüler demeyin bilakis onlar diridirler ama siz bunun farkında değilsiniz” ölüsüzler kervanında yerini alanlardan şehitleri düşünürüm. Hamzaları, Mus’abları, Bilalleri ve diğerlerini. Şehitlerden biri gelir gözlerimin önüne Mısırlı Seyyid... Çünkü o davasının galip geleceğini bilir. Çünkü Rahman mü’minlere şöyle vaadetmiştir “Zalimler ne yapabilir ki alime? Zindana mı atar? Orayı gülistana çevirir ve Fi’zilali Kur’an-ı yazar. Zalim Müslüman mı öldürür? Öldürse şehittir, şehadetle dirilir. Yazılar ölü gerçeklerdir; ne zaman ki yaşanırlar o zaman dirilirler.” dedin. “Yazar insanlar yazdıkları yaşasın diye ölmeyi bilmeli” dedin sen yazdıklarının yaşaması uğruna ölmeyi bildin ve aslında öldüğün gün dirildin. Senin yazılarında hep diri ey şehit! Arkadaşların M.Yusuf Havvas, Abdülfettah İsmail ile birlikte 29 ağustos 1966 günü şafağa yakın bir vakitte, kara yüzlü cellat tarafından asıldığın gün dirildin. “Şafağa en yakın olduğu an karanlığı en koyu olduğu andır”dedin. Ümmet şimdi karanlıklarda ama bir gün gelecek buluşacağız aydınlıklarda... Dünya var oldukça asla unutulmayacaksın çünkü unutulmayacak kadar değerli bir şeye mazhar oldun şehadete... Ve sen şöyle dedin. “Ya dünyayı kuşatacak bir zafer yada Allaha sunulacak şehadet.” Sen Allaha şehadetini sundun. Allah şehadetini kabul etsin. Kanın mübarek olsun ey yiğit şehit...
Yasemin Demir / Şanlıurfa – Yaş: 23