Kumar bağımlılığının insan sağlığına zararı ve bağımlılık düzeyi hakkında konuşan Dicle Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Bağımlılıkla Mücadele Merkez Müdürü Prof. Dr. Abdullah Atlı, 2013 yılından sonraki psikiyatri sınıflandırma sistemlerinde kumarın davranışsal bir bağımlılık adı altında yer aldığını, eroin ve esrar bağımlılarına önerdikleri tedavileri kumar bağımlılarına da uyguladıklarını ve faydasını gördüklerini söyledi.

Halk arasında çip olarak bilinen Naltrekson implant tedavisini özellikle eroin, kumar ve alkol bağımlısı hastalara uyguladıklarını, bu anlamda eroin ve kumar bağımlılarına kullandıkları birtakım ilaçlar ve TMS denilen yardımcı tedavilerin olduğunu ifade etti.

"Halk arasında 'parası olmadığı için kumar oynuyor' algısı var"

Ülkemizde kumarın yasak olduğunu, önceden Milli Piyangonun belli sürelerde oynatıldığını ama yapılan özelleştirmelerle beraber kumarın oyun adı altında bahis oynatılmaya devam edildiğini ve yüksek miktarda paraların yurtdışına aktarıldığına dikkat çeken Atlı, "Halk arasında 'insanlar parası olmadığı için kumar oynuyor' algısı var, kesinlikle böyle değildir. Kumar bağımlılarının birçoğu haz almak için kumar oynar ve son zamanlarda bunu çok net bir şekilde ifade ediyor. Kişinin kaybettiği paranın pek bir önemi yok, kazanabilmenin önemi vardır. İlginçtir ki 'kumarda ne kadar kazandın' diye sorulduğunda heyecanla '10 TL kazanmışlığım var' derken 'ne kadar kaybettin' sorusuna önemsemez bir tavırla 'bin TL kaybettim' diyebiliyor. Yani kazandığı 10 liranın heyecanı halen üzerinde dururken kaybettiği bin liranın hiçbir anlamı olmuyor. Bu da şunu gösteriyor ki önemli olan haz mekanizmasıdır, para kazanma değil." ifadelerini kullandı.

"Kapattığınız borç, bir sonraki kumar oynamanın temelini oluşturuyor"

Ailelerde, kumarda borç batağına giren kimselerin, duygusal dalgalanma, uyku-iştah düzensizlikleri, para harcama ve evdeki ufak tefek yatırımları satmaya başlamaları; maaşının önemli bir kısmı ortadan kaybolması, konu-komşu ve akrabalardan borç edinmesi, bankalardan kredi çekme ve tefecilerden borç eden kişilerin kumar oynadığından şüphe edilmesi gerektiğini ve ailelerin bu durumu bir utanç olarak gördüğünü vurgulayan Atlı, şunları söyledi:

"Ailelerin, kumar oynayan evlatlarının para kaynaklarını kısıtlamalı veya kesmelidir. Şunu özellikle vurguluyorum; kumar bağımlısı birinin kumar borcunu kapatmak onu kumar bağımlılığından kurtarmaz. Kapattığınız borç, bir sonraki kumar oynamanın temelini oluşturuyor. Devlet dahi bir kumar bağımlısının tüm borçlarını kapatmaz. Bağımlının maaşının yüzde 70'ine el koyar ve yüzde 30'unu geçim için bırakır ve ömür boyu bankalara borçlu olarak kalmaya devam eder. Bu anlamda buna dikkat etmek gerekir. Tefecilerin çocuklarını öldürmesinden korkan aileler, borçları kapatmaya çalıştıkça bağımlı bireyler tefeciden borç almaya devam eder ve bu maalesef bir çözüm değil."

"Tefeci, kumar bağımlısı birinin borcunu kapatamayacağını bilerek veriyor"

Kumar bağımlılığının sebeplerine değinen Atlı, "Kumar bağımlılığının nedenlerinden biride finansal kaynak olarak başka birine güvenme. Bu kaynak babası, ablası veya abisi olduğundan tefecilerde aynı şekilde onlara güveniyor. Örneğin, tefeciden borç isteyen biri ailesi hakkında bilgi verdikten sonra tefeciden borç alabiliyor. Çünkü tefeci, kumar bağımlısı birinin borcunu kapatamayacağını bilir." dedi.

Atlı, "Önce bir durum analizi yapmak lazım. Meselenin siyasi ve hukuki bölümünden çok tıbbı bölümüne yaklaşmak gerekir. Kişinin özenmesini minimuma indirmek lazım. Nasıl ki alkol ve sigara reklamları yasaklandıysa kumar sitelerinin de yasaklanması gerekir. Kumar bağımlılığı ciddi bir halk sağlığı sorunu haline gelmişken okullarımızın isimlerini Mili Piyango Lisesi veya İMKB Lisesi diye adlandırmamamız, isimlendirme yetkisini bağış yapan bu kurumlara vermememiz gerekir. Okul isimleri bu okullarda okuyan öğrencilerimizin bilinç altlarına yerleşiyor." şeklinde konuştu.

"Kesinlikle tedaviye başvurmaları lazım"

Ailelerin, çocuklarının kumar bağımlılığı yüzünden utanç duymalarından dolayı bu durumu kimseyle paylaşamadıklarını ve doktora bile götürmediklerini söyleyen Atlı, bu tür hastaların kesinlikle tedaviye başvurmaları, uzun tedavi süreçleri gerekebilse dahi tedavi sonrası ciddi derecede faydaların olduğuna vurgu yaparak söz konusu sorunların sanki çözülmeyecekmiş bir konu gibi algılamamaları gerektiğinin altını çizdi.

Kumara karşı alınması gereken önlemlere de değinen Atlı, "Denetimlerin artırılması ve özellikle bahis sitelerin internet ortamından arındırılması lazım, ne kadar tedbir o kadar bağımlı sayısı artışının azalması demek. Bağımlılıkta en önemli problem telefon bağımlılığıdır. Kumar bağımlılığının temelini akıllı telefonlar oluşturuyor. Bağımlılar, legal olsun illegal olsun ellerinde ki cihazlarla bahis sitelerine yüklü miktarda para ve kredi kartlarıyla bu sitelere yatırıyorlar. Hastalar kaybedeceklerini bildikleri halde bile bile oynuyor. 'Neden kaybedeceğini bildiğin halde oynuyorsun' diye sorduğumuzda da zevk aldıklarını söylüyorlar. Mesele; nasıl ki uyuşturucu, alkol, kristal ve metamfetamindeki gibi haz almaksa, kumar bağımlılığında da haz alma devreleri aktifleşiyor ve kişi bağımlılıktan kurtulamıyor. Bunun çözümü de psikiyatrik takip, tedavi ve destekten geçiyor." diye belirtti.


İLKHA