İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Abdurrahim Bakırhan, "Depresyon nedir? Depresyon ve stres arasındaki fark nedir? Depresyon ve stresi en çok neler tetikler? Depresyon ve stresten korunma yolları nelerdir? Son yıllarda antidepresan kullanımı neden arttı? Ailemizde ya da çevremizde stres bozukluğu olan ya da depresif davranışlar sergileyen bireylere karşı tavrımız ne olmalıdır? Manevi boşluk stres ve depresyona neden olur mu?" gibi İLKHA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Depresyon nedir?

Depresyon, öncelikli bir hastalıktır. Genellikle "depresyona girdim" gibi ifadeler, bir kişinin moralinin bozulduğu, ruh halinin çökkün olduğu dönemler için kullanılır. Ancak depresyon, kişinin ruh halinin çökkün olmasının ötesindedir. Depresyon, daha önce keyif aldığı şeylerden zevk alamama, içsel boşluk ve derin bir umutsuzluk hissi ile karakterizedir. Bu temel belirtiler, depresyonun tanısında çok önemlidir. Buna ek olarak, bazı kişilerde iştah kaybı ya da artışı, kilo kaybı veya kilo alımı, enerji düşüklüğü, bitkinlik, aşırı uyku ya da uykusuzluk gibi belirtiler de görülebilir. Depresyon, suçluluk, değersizlik duygusu ve bazen intihar düşünceleriyle de kendini gösterir. Bu belirtilerle birlikte, kişinin sosyal ve mesleki işlevselliğinde belirgin bir azalma meydana geliyorsa, bu durum depresyon hastalığı olarak değerlendirilir.

Depresyonun tanınması, hastanın ya da çevresindekilerin durumu fark etmesiyle başlar. Çünkü depresyon, özellikle intihar düşünceleriyle kişiyi zorlayabilir. Depresyondaki kişiler genellikle enerji eksikliği ve bitkinlik yaşadıkları için intihar etme eylemi daha az görülür. Ancak tedavi sürecinde, özellikle intihar düşüncelerine dikkat edilmelidir. Çünkü depresyon tedavisinde, fiziksel belirtiler ve enerji eksikliği öncelikle düzeltilirken, intihar düşünceleri ve suçluluk gibi duygular daha geç iyileşir.

Depresyon ve stres arasındaki fark nedir?

Depresyonu tetikleyen birçok neden vardır. Stres, depresyonu tetikleyen faktörlerden biridir. Stres, bazen içsel kaynaklardan, bazen de dışsal etkilerden ortaya çıkan bir gerginlik halidir. Depresyon ise bir hastalıktır, ciddi bir psikiyatrik bozukluktur. Dünya genelinde depresyon, ekonomik yük açısından dördüncü sırada yer almaktadır. Bu hastalık, toplumsal düzeyde de önemli bir yük oluşturur. Stres, depresyonu tetikleyebilecek bir faktör olsa da iki durum arasında belirgin farklar vardır. Stres, depresyona yol açabilen bir tetikleyicidir, ancak depresyonun kendisi daha karmaşık ve tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.

Depresyon ve stresi en çok neler tetikler?

Depresyonun tetikleyicileri arasında daha önce depresyon geçirmiş olmak, genetik yatkınlık, erken çocukluk dönemi travmaları ve sosyal destek eksikliği gibi faktörler bulunur. Örneğin, pandeminin yol açtığı travmalar, depremler gibi toplumsal felaketler, depresyonu ciddi şekilde tetikleyebilir. Malum tüm dünya pandemiyi yaşadı. Pandemi dönemindeki o ağır ruhsal travmalara ek olarak üzerinden çok zaman geçmeden 6 Şubat depremleri meydana geldi. Bilindiği üzere şehrimiz Malatya o ağır depremi yaşayan illerden bir tanesi. Yaşanan bu deprem, ağır sosyal travmalar gene depresyonu, stresi ciddi anlamda tetikleyen etkileyen nedenlerdir. Genel hatlarıyla bunlar depresyona ve strese girmeyi etkiliyor diyebiliriz. Ayrıca, kişisel sosyal desteklerin zayıf olması, kişinin depresyona daha kolay yakalanmasına neden olabilir.

Depresyon ve stresten korunma yolları nelerdir?

Depresyon ve stresten korunmak için, kişinin daha önce depresyon geçirmiş olması ya da ailede depresyona yatkınlık bulunması, yeniden depresyona girme riskini artırır. Bu nedenle, depresyon belirtileri başladığında profesyonel destek almak önemlidir. Ayrıca, düzenli bir yaşam tarzı, sosyal ilişkiler ve hobiler kişinin ruhsal sağlığını destekler. Düzenli iş, sosyal çevre, hobi gibi faktörler, stresle baş etmede ve depresyona karşı korunmada önemli rol oynar. Fiziksel aktivite, egzersiz ve yürüyüş gibi aktiviteler de depresyon tedavisinde önemli bir yer tutar.

Son yıllarda antidepresan kullanımı neden arttı?

Son yıllarda antidepresan kullanımı artmıştır. Bunun sebeplerinden biri, pandeminin toplumda yarattığı ağır stres faktörleridir. Ayrıca, modern yaşam tarzı, çocukların stresle baş etme becerilerini geliştirmelerini zorlaştırmıştır. Bu da depresyona yatkınlık yaratır. Gençlerin zorluklarla başa çıkma konusunda eksik kalması, onların daha çabuk depresyona girmelerine neden olabilir. Antidepresan tedavisi, yalnızca ilaç kullanımıyla değil, aynı zamanda psikoterapi ile birlikte uygulanmalıdır. Tedavi süreci, ilaç tedavisi ve terapiyi kapsamalıdır.

Ailemizde ya da çevremizde stres bozukluğu olan ya da depresif davranışlar sergileyen bireylere karşı tavrımız ne olmalıdır?

Depresyonun belirtilerini fark etmek önemlidir. Özellikle yakın çevre, ebeveynler kişinin hayattan zevk alamadığını, çökkün ruh halini, mesleki ya da okul hayatındaki güçlükleri gözlemleyerek, profesyonel destek alması gerektiğini anlayabilir. İşlevsellikte bozukluklar görüyorsa bunun ciddi bir durum olabileceğini düşünüp onu anlamaya çalışmalı. Onun yanında olmalı. Bir anne babaysa evladıyla olan ilişkisinde yeri geldiği zaman arkadaş gibi çocuğun kendisini, annesine ya da babasına rahat bir şekilde ifade etmesini sağlamaya yönelik tavırlar sergilemesi ve onu anladığımızı bilmesi lazım. Depresyon tedavisi, tıpkı bir fiziksel hastalık gibi, profesyonel bir sağlık uzmanı tarafından yapılmalıdır. Depresyonun tıbbi ve psikolojik yönleri olduğu için tedavi sürecinde psikiyatri uzmanı ve klinik psikologlar birlikte çalışabilir.

Bazen depresyon, başka tıbbi durumlara bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Örneğin, tiroit problemleri veya demir eksikliği anemisi gibi durumlar depresyon belirtilerine yol açabilir. Bu yüzden, depresyon tanısı koyulmadan önce, bir psikiyatri uzmanı tarafından ayrıntılı bir inceleme yapılması önemlidir.

Manevi boşluk stres ve depresyona neden olur mu?

Kişinin manevi değerlerinin yüksek olması, maneviyatla olan bağlantısı depresyon üzerinde kesinlikle etkili olabilir. Kişinin hayatta değer verdiği şeylerle arasındaki mesafenin açılması, maneviyatla ilgili bağlarının kopması, depresyonu tetikleyebilir. Toplumun büyük bir kesiminde manevi değerler ön planda. Manevi boşluk, diğer psikiyatrik ve ruhsal rahatsızlıkları da tetikleyebilir. Kişinin hayatta değer verdiği şeyler, problem ve sıkıntılarla baş etmesinde önemli bir rol oynar. Kişinin manevi değerleri ve hayatta önem verdiği şeylerle arasındaki bağların güçlü olması, zor ve sıkıntılı dönemlerde psikolojik direnci artırır. Değerlerimizle aramızdaki boşluk, zor dönemlerde baş etme gücümüzü azaltır ve depresyon gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olabilir."

Depresyon döneminde dua etmenin yararlı olduğu söyleniyor

Dua, kişinin Allah'la olan bağının kuvveti ile ilgilidir. Bu bağ güçlüyse, zor zamanlarda ve güçlüklerle baş etme noktasında önemli bir destek sağlar. Dua, kişinin Allah'la olan iletişimini sağlıyor ve bu nedenle zor dönemlerde büyük bir öneme sahip. Dua, sadece sözel olarak ifade edilmez, aynı zamanda fiili olarak da hayatımızda yer alır. Dua, Allah'la olan irtibatı kuvvetli olan kişiler için zor zamanlarda büyük bir destek kaynağıdır. Depresyon ve stresle başa çıkmada manevi bağlar ve dua çok önemlidir. Ve bu bağların güçlendirilmesi gerekir. Çünkü Manevi değerler, kişilerin zor dönemlerde psikolojik dirençlerini artırmada önemli bir rol oynar.


İLKHA