ŞANLIURFA- Bangladeş Cemaat`i İslami`nin Genel Sekreter Yardımcısı Fikir ve İlim Adamı Abdulkadir Molla`nın idam edilmesi kararına her kesimde tepkiler gelmeye devam ediyor. Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Araştırmacı Yazar Cemal Çınar, dünyanın dengesinin ümmetin ittifakı ile sağlandığına vurgu yaparak, dünyanın dengesizleşmesinin de ümmetin ümmet olma vasfını kaybetmesine bağlı olduğunu söyledi.
Bengladeş`teki Molla Abdulkadir aliminin asılmasına karşı İslam alemi ne ile meşgul? Molla Abdulkadir` ın asılmasına karşı ümmet nerede? Diye soran Çınar, " Hani bu ümmet sıradan gelen bir kötülüğü gördüğünde müdahale edip etmemesi doğrudan imanını ilgilendirecekti. Bu olup bitenleri kötülük olarak görmüyor muyuz? Yoksa bu kötülüğü görmeyecek kadar ümmet olarak kör ve sağırlaştık mı?" dedi.
Çınar, Molla Abdulkadirle beraber ümmetin olma şuur ve bilincini yitirdiğini ümmetin insan yığını ile karşı karşıya olduğunun altını çizerek, "Yeryüzünün halifesi olması gerekenler, yani kendi kendini değil de başka insanları dahi yönetmekle yükümlü olan biz Müslümanlar bu gün kendi yönetimimizi başkasına kaptırmaktan sıkılmayan bir hale geldik. Dünyanın siyasetinden savrulmuş asil vazife ve görev bilincini maalesef yitirmiş bir haldeyiz. Bir İslam toplumunun, yöneticisinin Müslüman ve yönetiminin İslami olmasından hem daha önemli hem de daha doğal ne olabilir? Özne durumundan nesne durumuna düşmüş bu ümmet ölümcül bir darbe yemiş durumda. Darbeyi kendi idaresini başkasına bırakmaktan sıkılmaz ve bunu normal görmenin acısını çekmektedir. Müslümanlar bu gün hala ihtiras ve karanlık dehlizlerde stratejik kör düğümlerle muşkul olurken, İslam düşmanları bir İslam ülkesinde Müslümanların gözüne baka baka mallarına el atmaktan korkmaz, namuslarına düşmanlık beslemekten alenen ilan edebilmekten çekinmediklerini "vurguladı.
İslam Alemi`ni yok edenlerin sadece insanlığın düşmanı olan batılı ve onlara tabi olanlarla sınırlı olmadığını sözlerine ekleyen Çınar, " Belki Müslümanların şuurunu yitirmiş, savrulan ve dünya siyasetinde ki yerini alamamaktan dolayı Müslümanlar perişandırlar. Bu bağlamda Müslümanların kendine gelme zamanıdır. Bu gün Bengladeşde bir alim değil, bir alem idam ediliyor. Bu gün, Bengladeş`in yönetimi Müslümanları darağacına götürürken Müslümanların sessizliği de onların cinayetlerini onaylamaktadır. İnsan hak ve hürriyetlerden yana olan tüm insanlığı Bengladeş`in bu cinayetine karşı tepkilerini en üst düzeyde göstermeye davet eder, ümmetin her bir ferdinin kendi hesabına yeniden bir göz atıp bilincini, şuurunu ve imkanını Müslümanlardan yana yapabileceklerini seferber etmesini İslam`ın ve imanımızın gereği olduğunu iyice bilmemiz lazım." İfadelerine yer verdi.
Çınar değerlendirmesinin sonunda zamanın kardeşlik zamanı, dayanışma ve yardımlaşma zamanı olduğunu belirterek, "Kitle iletişimin bu kadar revaçta olduğu bir zamanı dünya hiç görmemişken, Müslümanların birbiri ile iletişime geçmemeleri belki birçok olayın ve cinayetin meydana gelmesine sebep veren en etkin sebeplerden biri bilmemiz lazım. Kardeşliğin sözde değil de fiile geçme zamanıdır. Bir hadisle bir daha sesleniyorum; `Müslümanların işine ehemmiyet gösterip ilgilenmeyen onlardan değildir.` Biz ya Müslüman`ız ve onların işiyle ilgilenmeliyiz. İlgilenmiyorsak Müslümanlığımız sorunludur. Başka türlü bu hadisi şerifi nereye koyabiliriz? Tüm yetkililerin, İslami kurum ve kuruluşların, İslam âlimlerinin ve vicdan ve insaf taşıyan her kesi bu olaya karşı tepkilerini en üst düzeyden vermeye davet ediyorum" ifadelerini kaydetti.
Bengladeş`teki Molla Abdulkadir aliminin asılmasına karşı İslam alemi ne ile meşgul? Molla Abdulkadir` ın asılmasına karşı ümmet nerede? Diye soran Çınar, " Hani bu ümmet sıradan gelen bir kötülüğü gördüğünde müdahale edip etmemesi doğrudan imanını ilgilendirecekti. Bu olup bitenleri kötülük olarak görmüyor muyuz? Yoksa bu kötülüğü görmeyecek kadar ümmet olarak kör ve sağırlaştık mı?" dedi.
Çınar, Molla Abdulkadirle beraber ümmetin olma şuur ve bilincini yitirdiğini ümmetin insan yığını ile karşı karşıya olduğunun altını çizerek, "Yeryüzünün halifesi olması gerekenler, yani kendi kendini değil de başka insanları dahi yönetmekle yükümlü olan biz Müslümanlar bu gün kendi yönetimimizi başkasına kaptırmaktan sıkılmayan bir hale geldik. Dünyanın siyasetinden savrulmuş asil vazife ve görev bilincini maalesef yitirmiş bir haldeyiz. Bir İslam toplumunun, yöneticisinin Müslüman ve yönetiminin İslami olmasından hem daha önemli hem de daha doğal ne olabilir? Özne durumundan nesne durumuna düşmüş bu ümmet ölümcül bir darbe yemiş durumda. Darbeyi kendi idaresini başkasına bırakmaktan sıkılmaz ve bunu normal görmenin acısını çekmektedir. Müslümanlar bu gün hala ihtiras ve karanlık dehlizlerde stratejik kör düğümlerle muşkul olurken, İslam düşmanları bir İslam ülkesinde Müslümanların gözüne baka baka mallarına el atmaktan korkmaz, namuslarına düşmanlık beslemekten alenen ilan edebilmekten çekinmediklerini "vurguladı.
İslam Alemi`ni yok edenlerin sadece insanlığın düşmanı olan batılı ve onlara tabi olanlarla sınırlı olmadığını sözlerine ekleyen Çınar, " Belki Müslümanların şuurunu yitirmiş, savrulan ve dünya siyasetinde ki yerini alamamaktan dolayı Müslümanlar perişandırlar. Bu bağlamda Müslümanların kendine gelme zamanıdır. Bu gün Bengladeşde bir alim değil, bir alem idam ediliyor. Bu gün, Bengladeş`in yönetimi Müslümanları darağacına götürürken Müslümanların sessizliği de onların cinayetlerini onaylamaktadır. İnsan hak ve hürriyetlerden yana olan tüm insanlığı Bengladeş`in bu cinayetine karşı tepkilerini en üst düzeyde göstermeye davet eder, ümmetin her bir ferdinin kendi hesabına yeniden bir göz atıp bilincini, şuurunu ve imkanını Müslümanlardan yana yapabileceklerini seferber etmesini İslam`ın ve imanımızın gereği olduğunu iyice bilmemiz lazım." İfadelerine yer verdi.
Çınar değerlendirmesinin sonunda zamanın kardeşlik zamanı, dayanışma ve yardımlaşma zamanı olduğunu belirterek, "Kitle iletişimin bu kadar revaçta olduğu bir zamanı dünya hiç görmemişken, Müslümanların birbiri ile iletişime geçmemeleri belki birçok olayın ve cinayetin meydana gelmesine sebep veren en etkin sebeplerden biri bilmemiz lazım. Kardeşliğin sözde değil de fiile geçme zamanıdır. Bir hadisle bir daha sesleniyorum; `Müslümanların işine ehemmiyet gösterip ilgilenmeyen onlardan değildir.` Biz ya Müslüman`ız ve onların işiyle ilgilenmeliyiz. İlgilenmiyorsak Müslümanlığımız sorunludur. Başka türlü bu hadisi şerifi nereye koyabiliriz? Tüm yetkililerin, İslami kurum ve kuruluşların, İslam âlimlerinin ve vicdan ve insaf taşıyan her kesi bu olaya karşı tepkilerini en üst düzeyden vermeye davet ediyorum" ifadelerini kaydetti.
(Mehmet Can Yardımcı-İLKHA)