BATMAN - Beşiri`de faaliyet yürüten Muhtaçlarla Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği (Hizmet-Der) Kadın Kolları, bayanlara yönelik "Adanmışların yolu şehadet" konulu bir konferans verdi.
Program Hizmet Der gönüllülerinden Şeyma Efrens`in Kuran`ı Kerim tilavetiyle başladı. Sunuculuğunu dernek gönüllülerinden Merve Irmak`ın yaptığı program Halime Bağatır`ın konuşmasıyla devam etti.
Şehadetin, ölümsüzlüğü arzulayan insana Allah`ın sunduğu bir fırsat olduğunu belirten Bağatır, "Hz.Adem (a.s) de ölümsüzlük umudu ile yasaklanan meyveden yememiş miydi? Müslümanın temel görevlerinden bir de kötülüklerle mücadele etmektir." dedi.
"Yeryüzünde fitne kalmayıncaya kadar ve din tamamen Allah`ın oluncaya kadar kafirlerle savaşın"şeklindeki Enfal 36. ayetini hatırlatan Bağatır, "Savaşın haklı sebepleri: Şahsa, millete ve dine karşı saldırıya karşılık meşru müdafaa, yakın ve uzak tehdidi bertaraf etmedir. Müslüman, Allah için ölmekten ve öldürülmekten korkmaz. Bilir ki; savaşta ölürse şehit, sağ çıkarsa gazidir." şeklinde konuştu.
Şehitliğin, peygamberlikten sonra en yüksek manevi makam olduğuna ve hakiki ve hükmi şehitlik şeklide ikiye ayrıldığına değinen Bağatır, "Hakiki şehit: Müslüman olan biri meşru bir savaşta ölürse şehittir. Hükmi şehit ise: savaştan sonra bir süre yaşayanlar, iş kazasında, yangında, deprem, sel vb felaketlerde, doğumda ölenlerdir." dedi.
Bağatır sözlerini şöyle sürdürdü, "Sevgili peygamberimizin de şehitlik mertebesinin yüceliğine işaret eden bir Hadis-i Şeriflerinde; `Nefsim kudret elinde olan Allah`a yemin ederim ki, Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra diriltilip yine öldürülmeyi, sonra diriltilip yine öldürülmeyi ne kadar çok isterdim` şeklinde buyurmuştur."
Program okunan ilahilerin ardından sona erdi. (Kenan Önder-İLKHA)
Program Hizmet Der gönüllülerinden Şeyma Efrens`in Kuran`ı Kerim tilavetiyle başladı. Sunuculuğunu dernek gönüllülerinden Merve Irmak`ın yaptığı program Halime Bağatır`ın konuşmasıyla devam etti.
Şehadetin, ölümsüzlüğü arzulayan insana Allah`ın sunduğu bir fırsat olduğunu belirten Bağatır, "Hz.Adem (a.s) de ölümsüzlük umudu ile yasaklanan meyveden yememiş miydi? Müslümanın temel görevlerinden bir de kötülüklerle mücadele etmektir." dedi.
"Yeryüzünde fitne kalmayıncaya kadar ve din tamamen Allah`ın oluncaya kadar kafirlerle savaşın"şeklindeki Enfal 36. ayetini hatırlatan Bağatır, "Savaşın haklı sebepleri: Şahsa, millete ve dine karşı saldırıya karşılık meşru müdafaa, yakın ve uzak tehdidi bertaraf etmedir. Müslüman, Allah için ölmekten ve öldürülmekten korkmaz. Bilir ki; savaşta ölürse şehit, sağ çıkarsa gazidir." şeklinde konuştu.
Şehitliğin, peygamberlikten sonra en yüksek manevi makam olduğuna ve hakiki ve hükmi şehitlik şeklide ikiye ayrıldığına değinen Bağatır, "Hakiki şehit: Müslüman olan biri meşru bir savaşta ölürse şehittir. Hükmi şehit ise: savaştan sonra bir süre yaşayanlar, iş kazasında, yangında, deprem, sel vb felaketlerde, doğumda ölenlerdir." dedi.
Bağatır sözlerini şöyle sürdürdü, "Sevgili peygamberimizin de şehitlik mertebesinin yüceliğine işaret eden bir Hadis-i Şeriflerinde; `Nefsim kudret elinde olan Allah`a yemin ederim ki, Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra diriltilip yine öldürülmeyi, sonra diriltilip yine öldürülmeyi ne kadar çok isterdim` şeklinde buyurmuştur."
Program okunan ilahilerin ardından sona erdi. (Kenan Önder-İLKHA)