Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde, “Ortak Gelecek, Ortak Hedefler” teması ile düzenlediği İstanbul Enerji Forumu’na katılarak bir konuşma yaptı.

Yakın tarihte bölgede patlak veren krizlerin, enerji arz güvenliğinin ülke ekonomileri için ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlattığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rusya-Ukrayna arasında bininci gününü geride bırakan savaş, özellikle enerji alanında dışa bağımlılığın risklerini göstermiştir. Türkiye, savaşan her iki tarafla kurduğu dengeli ilişkiler sayesinde, bu sancılı dönemi en rahat atlatan ülkelerden biri olmuştur. Buna mukabil Avrupalı dostlarımız, savaşın tetiklediği enerji krizini ilk elden hissettiler ve çok ciddi sıkıntılarla karşılaştılar" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Şunu bir defa görmemiz gerektiğine inanıyorum. Her ne kadar günümüzde enerji arzında bir kriz yaşanmıyorsa da, enerji arz güvenliğinin temini noktasında her zaman hazırlıklı olmak önemlidir. Biz de bu anlayışla enerji politikamızı, çocuklarımızın emaneti olan tabiata zarar vermeden enerji arz güvenliğimizin sağlanması üzerine bina ettik."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerjide sürdürülebilirliğin sağlanmasına, dışa bağımlılığın azaltılmasına, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerinde oluşturduğu baskının mümkün olduğunca hafifletilmesine büyük önem verdiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, etrafındaki birçok ülkenin aksine kullandığı enerjinin çoğunu dışarıdan satın almak mecburiyetinde olduğunu dile getirerek, "Bakınız burada fikir vermesi açısından sadece geçen yılki enerji faturamızı sizlerle paylaşmak istiyorum. 2023 yılında ham petrol ve petrol ürünleri ithalatımız 49 milyon tona, LPG ithalatımız 4 milyon tona, doğal gaz ithalatımız 50 milyar metreküpe ulaştı. Tüm bu alımlar için ödediğimiz rakam ise yaklaşık 70 milyar dolardır. Dış ticaret açığımızın en büyük nedeni, sadece bizim için değil, her ülke için ciddi bir tutar olan işte bu enerji faturasıdır. Böyle ağır bir ithalat kalemiyle sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı ve gelişmeyi sağlamak, açık söylüyorum, her babayiğidin harcı değildir. Türkiye zor olanı başarmış ve son 20 yılda senede ortalama yüzde 5,4 oranında büyüyerek farkını ortaya koymuştur" diye konuştu.

"Önümüzdeki dönemde dünya ortalamasının üzerinde büyümeye devam edeceğiz"

Bölgede ve küresel ekonomide yaşanan tüm sıkıntılara rağmen, 14 yıldır kesintisiz ve istikrarlı bir şekilde büyüdüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah önümüzdeki dönemde dünya ortalamasının üzerinde büyümeye devam edeceğiz. Türkiye ekonomisi büyüdükçe, nüfusumuz çoğaldıkça, milletimizin refah düzeyi ve sanayileşmemiz arttıkça, buna bağlı olarak enerji ihtiyacımız da yıldan yıla artıyor. Ekonomik büyümeden, milletimizin refahından, ülkemizin sanayileşme ve kalkınmasından taviz veremeyeceğimize göre, elimizin altındaki bütün kaynakları harekete geçirmekten başka bir çıkış yolumuz görünmüyor." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak bu gerçekler temelinde madenden petrol ve doğal gaza, rüzgârdan güneş enerjisine kadar her başlıkta ülkenin potansiyelinden en üst düzeyde istifade etmenin çabasında olduklarını belirterek, şöyle devam etti: "Enerjide de tam bağımsız Türkiye hedefiyle hiçbir alanı ihmal etmeden, çevreci görünümlü marjinal yapılardan gelen baskılara ve eleştirilere aldırmadan yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz. Şunun bilinmesini isterim, kim ne derse desin enerji dahil hiçbir alanda ülkemizi muhannete muhtaç etmemekte kararlıyız. Allah'ın izniyle bundan da geri adım atmayacağız. Örneğin madencilik alanında ülkemizin sahip olduğu imkânları ekonomiye kazandırmak için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. 2002'ye kadar yılda ortalama 55 bin metre sondaj yapılmışken, son 10 yılda ortalama 670 bin metre sondaj gerçekleştirdik. Madencilik sektörünün gayrisafi yurt içi hasıla içindeki hacmini 4 kattan fazla artışla 2023 yılında 270 milyar liraya çıkardık. Son 22 yılda maden ihracatımız 7 kat artışla 5,7 milyar dolara yükseldi. Malumunuz, bor madeninde dünyadaki rezervin yüzde 73'üne biz sahibiz. Bu alanda yüzde 60'ın üzerinde pazar payıyla küresel ölçekte liderliğimizi koruyoruz."

"Nijer'deki altın sahalarından birinde 2025 yılında üretime başlamayı planlıyoruz"

Altın madeninde sadece Türkiye'de değil, yurt dışında da arama faaliyetleri yürüttüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Nijer'deki altın sahalarından birinde 2025 yılında üretime başlamayı planlıyoruz. Savunma sanayi başta olmak üzere ileri teknolojide stratejik bir imkân olan nadir toprak elementlerinde kısa süre önce büyük bir keşfe imza attık. Eskişehir Beylikova'da dünyanın ikinci en büyük nadir toprak elementleri rezervini keşfettik. Bu sahadaki üretimimizi geliştirerek, inşallah önemli bir tedarikçi hâline gelmeyi hedefliyoruz. Fosil enerji kaynakları, yükselen tepkilere rağmen enerjide hâkimiyetini hâlen muhafaza ediyor. Türkiye, hamdolsun bu alanda da çok ciddi bir atılım içerisindedir. Doğal gaz ve petrolde, 4 derin deniz sondaj gemisi, 2 sismik araştırma gemisi ve destek gemilerinden oluşan dünyanın en modern arama ve üretim filolarından birini kurduk."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4 yıl önce Karadeniz'de tarihin en büyük doğal gaz keşfinin gerçekleştirildiğini hatırlatarak, şunları kaydetti: "Deniz yüzeyinin 4 bin metre altından çıkardığımız doğal gazı, çok yoğun bir çalışmayla geçen sene vatandaşlarımızın kullanımına sunduk. Sakarya Gaz Sahası'nda günlük üretimimiz 7 milyon metreküpe çıktı. Diğer sahalarımızla birlikte toplam yurt içi üretimimizi günlük 8 milyon metreküpe yükselttik. Böylece 3,5 milyon hanemizin ihtiyacını kendi doğal gaz üretimimizden karşılayabiliyoruz. Sakarya Gaz Sahası'ndaki üretimin artırılması için bir tane yüzer üretim platformunu envanterimize kattık. 2026 yılında üretime alacağımız bu platform ile günlük üretimimizi 20 milyon metreküpe çıkaracağız. Yani hanelerimizin yarısının ihtiyacını kendi gazımızla sağlayacağız."

"Gabar'daki kuyularımızdan günlük 57 bin varilin üzerinde petrol çıkarıyoruz"

Türkiye'nin yanı sıra sınırların ötesinde de doğal gaz ve petrol arama çalışmalarının sürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Oruç Reis gemimiz, Somali denizlerindeki 3 sahada faaliyetlerine başladı. İnşallah bu çalışmalardan da müjdeli haberler alacağımıza inanıyorum. Petrolde ise daha önce terör nedeniyle arama yapamadığımız bölgelerden Gabar'da tarihimizin en büyük petrol keşfine imza attık. Rezerv ve kalite bakımından üst seviyede olan Gabar'daki kuyularımızdan günlük 57 bin varilin üzerinde petrol çıkarıyoruz. 2024 yılında Şırnak, Hakkâri, Van başta olmak üzere toplam 84 sondaj tamamladık, bu sayede 66 milyon varillik yeni rezerv keşfettik. Yurt dışındaki sahalarımızdan gelen 40 bin varille ülkemizin günlük petrol üretimi 155 bin varilin üzerindedir. Bunu düzenli olarak her yıl artırarak, hedeflediğimiz yere varacağız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji arz güvenliği kadar, temiz enerji, verimlilik, iklim değişikliği ve çevre kirliliğinin de artık tüm insanlığın gündemini meşgul eden hususlardan olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yedi Kız Kardeşler" denilen petrol şirketlerinin, Birinci Cihan Harbi başta olmak üzere son asırda insanlığın karşı karşıya kaldığı nice savaş, darbe, çatışma ve katliamda parmağı olduğunun bilinen bir hakikat olduğunu söyledi.

Diktatörlerin, darbecilerin ve zalimlerin eliyle enerji kaynakları kontrol edilirken insan hayatının, özgürlüklerin ve adaletin de hiçe sayıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "21. yüzyılda, sömürüye ve hırsa dayalı bu acımasız sistemin devam etmesi mümkün değildir. İnsana ve çevreye hak ettiği değer verilmeden, küresel ekonomi refaha ulaşamaz, enerji arz güvenliği sağlanamaz, dünyada barış ve huzur tesis edilemez. Unutmayalım ki, kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak kadar, gelecek nesillere de daha yaşanabilir, daha temiz bir dünya emanet etmek zorundayız. Biz, enerji dâhil her alanda insanı merkeze alan, tabiata zarar vermeyen, sorumluluk duygusunun en üst düzeyde olduğu bir politika benimsiyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" ilkesinin enerjiyle ilgili yürüttükleri bütün çalışmalarda temel referans kaynağı olduğunu belirtti.

Son 22 yılda temiz ve yenilenebilir enerjiye ciddi yatırımlar yaptıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rüzgâr, jeotermal, güneş, nükleer gibi alanlarda dev projelere imza atıyoruz. Toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 60'a yükselttik. Bu oranla Avrupa'da 5. dünyada 11. sıradayız. Hedefimiz, 2025 yılında Avrupa'da ilk 3'e, dünyada ise ilk 9'a girmektir. Şu an 31 bin megavat olan rüzgâr ve güneş enerjisi kurulu gücümüzü, inşallah 2035 yılında 120 bin megavata yükselteceğiz" diye konuştu.

Nükleer enerjinin iklim krizi üzerinde olumsuz etkisinin bulunmamasının, kendilerini bu temiz kaynağa yönelten sebeplerden biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Akkuyu Nükleer Güç Santrali projemizle temiz enerji yanında milletimizin 70 yıllık hayalini de gerçeğe dönüştürüyoruz. Akkuyu'da, tüm ulusal ve uluslararası güvenlik standartlarına uygun olarak 4 nükleer reaktörün inşası aynı anda devam ediyor. Akkuyu tümüyle devreye girdiğinde Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacak, böylece yıllık 7 milyar metreküp doğal gaz ithalatı ile 35 milyon ton karbon salımını önleyecektir."

"Enerji hatlarının istikrar, güvenlik, huzur ve refah taşıması gerektiği kanaatindeyiz"

Sinop ve Trakya nükleer güç santrali projelerine ilaveten küçük modüler reaktörlere yönelik çalışmalar da yürüttüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nükleer enerjide 2050 senesinde inşallah 20 bin megavatlık bir kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz. Biz, enerji kaynaklarını asla bir rekabet, çatışma ve sömürü unsuru olarak görmüyoruz. Enerji hatlarının sadece enerji değil, istikrar, güvenlik, huzur ve refah taşıması gerektiği kanaatindeyiz. Buna göre Türkiye 7 doğal gaz boru hattı, ikisi yüzer 4 LNG tesisi, 15 giriş noktası ve diğer avantajlarıyla, dünyanın önde gelen enerji ticaret merkezlerinden biri olma imkânına ziyadesiyle sahiptir." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji tasarrufu noktasında tüm vatandaşlarından azami hassasiyet beklediğini de ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye son 22 yılda Cumhuriyet tarihînin altın yıllarını yaşatmış bir iktidar olarak, enerjide de çok daha büyük hedefler peşinde olduklarını dile getirdi.

Bu konuda bir üzüntüsünü paylaşmak istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her biri birer gurur vesilesi olan tüm bu projeleri hayata geçirirken, tüm bu önemli adımları atarken, açık söylüyorum, milletimizden başka yanımızda kimseyi bulamadık" diye konuştu.

"CHP'nin enerji hamlelerimizle ilgili karın ağrısı bir türlü geçmedi"

Enerjide Türkiye'nin tarih yazarken, halkın bundan sevinç duyduğunu, istifade ettiğini, hayatının pek çok alanda kolaylaştığını ancak muhalefetin bu sevinci ve gururu paylaşmaya, buna destek olmaya yanaşmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Nükleer enerjiymiş, doğal gaz keşfiymiş, yeni boru hatlarıymış, doğal gaz depolamaymış, petrol kuyularıymış, maalesef bunların hiçbiri muhalefetin gündeminde olmadı. Hidroelektrik santrallerimizden nükleer enerji tesislerimize, madenlerimizin kullanılmasından petrol ve doğal gaz arama çalışmalarımıza kadar hiçbir gayretimizde hükûmetimize destek vermediler. Doğu Akdeniz'deki sismik arama faaliyetlerimizi bölgedeki rakiplerimizin söylemleriyle eleştiri yağmuruna tuttular. Karadeniz'deki keşfimize 'Her seçim öncesinde doğal gaz buluyorlar.' diyerek çamur attılar. Gabar'daki petrol keşfimize adeta gölge düşürmek amacıyla akla ziyan argümanlar öne sürdüler. 'Türkiye'nin Somali'de, Libya'da ne işi var?' cümlesi, bu süreçte muhalefetten en sık duyduğumuz eleştirilerden biriydi. 22 yıl boyunca aktörler değişti, genel başkanlar değişti, ama muhalefetin, bilhassa CHP'nin enerji hamlelerimizle ilgili karın ağrısı bir türlü geçmedi."


FATİH SİVİ