TEKİRDAĞ - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çorlu Atatürk Meydanı`nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Edirne merkez ve ilçelerinde toplu açılış törenleriyle 3 günde Trakya`ya 3 milyar 277 milyon liralık eser kazandımış olacaklarını söyledi.
İktidarda bulundukları 11 yılda Tekirdağ`a 6,5 milyar liralık yatırım yaptıklarını belirten Erdoğan, şu bilgileri verdi:
"Bunun 1,4 katrilyonu ulaştırma ve haberleşme, 1,4 katrilyonu gıda, tarım, 1,3 katrilyonu İller Bankası`nın yatırımı, 479 trilyon milli eğitimin, 373 trilyon Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının, 342 trilyon Toplu Konut İdaresi`nin, 270 trilyon Adalet Bakanlığımızın yatırımı, 235 trilyon Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın yatırımları, 180 trilyon Sağlık Bakanlığımızın yatırımları, 153 trilyon Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının, 166 trilyon Özel İdaremizin, 70 trilyon Gençlik ve Spor Bakanlığımızın yatırımları, 24 trilyon Kültür ve Turizm Bakanlığımızdan, 23 trilyon Vakıflar, 18 trilyon Kalkınma Ajansı, 11 trilyon bilim, sanat ve teknoloji. İşte bütün bunlarla 6,5 katrilyon liralık yatırımı Tekirdağımıza ve tüm ilçelerine yaptık."
"Hangi yüzle konuşacaklar?"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Geçmişte Çorlu`daki fabrikalarda çarkların birer birer durduğu, işsizliğin, sıkıntıların kol gezdiği günleri unutmadık. Sizlerin de unutmadığını çok iyi biliyorum. Dünyada, yanı başımızdaki Avrupa`da işler yolunda giderken, Türkiye`ye, Çorlu`ya kriz üstüne kriz yaşatanları unutmadık, sizler de unutmadınız. Bugün Avrupa başta olmak üzere tüm dünya küresel ekonomik krizin etkisindeyken biz burada her gün 10`ar, 20`şer fabrika açılışı yapıyoruz. İhracatımız geçen ay Cumhuriyet tarihimizin aylık bazda en yüksek rakamına ulaşarak, rekor kırarak, 13 milyar 798 milyon dolara çıktı. Göreve geldiğimizde bizim ihracatımız 36 milyar dolardı. Şimdi ne oldu? Şimdi 152,5 milyar dolar oldu. `Milliyetçiyiz` diyenler var. Bize, milli bankamız Merkez Bankamızı, kasasında ne kadar parayla devrettiler? 27,5 milyar dolarla devrettiler. Şimdi kasamızda 135 milyar dolar var. Kim vardı iktidarda? DSP. CHP`nin yavrusu. Kim vardı MHP, Anavatan. Kardeşlerim şimdi biz varız. İşte onlarla 27,5 milyar dolar, bizimle 135 milyar doları aştık. IMF`ye borç neydi? Nasıl devraldık. Adeta bir Duyun-u Umumiye. 23,5 milyar dolarla devraldık. Şimdi IMF`ye borcumuz var mı? 14 Mayıs`ta sıfırladık, bitti. Salı günü Meclis`te bütçe müzakereleri var. Bunları konuşacağız, tartışacağız. Bakalım hangi yüzle neyi konuşacaklar? Merak ediyorum. Bize 23,5 milyar dolar IMF borcu devreden MHP, DSP, ANAP... Bunları teker teker biz ödedik. Şimdi biz IMF`ye borç verir duruma geldik. 5 milyar dolar borç anlaşması yaptık. Veren el, alan elden hayırlıdır."
"Onlar hortumladılar, biz ödedik"
Erdoğan, işçi ve memurdan kesilen zorunlu tasarruf ile konut edindirme yardımlarını ödediklerini anlatarak, "Onlar hortumladılar, biz ödedik. Hala da ödüyoruz. Bir taraftan ödüyoruz, bir taraftan yatırımlar yapıyoruz. Türkiye`yi büyütüyoruz" şeklinde konuştu.
Görev zararı denilerek Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıfbank`ın batırıldığını ifade eden Erdoğan, Ziraat Bankası ve Halk Bankası`nın şimdi Avrupa`nın en saygın bankalarından olduğunu dile getirdi. Ziraat Bankası ve Halk Bankası`nın çiftçiye düşük faiz oranlarıyla kredi verir hale geldiğini aktaran Erdoğan, devletin borçlanma faizinin de yüzde 63`ten yüzde 6-7`ye düşdüğünü kaydetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu faiz benim Çorlulu, işçi, memur, çiftçi, emekli kardeşimin cebinden çıkıyordu. Ama artık bunlar minimize oldu. Enflasyon yüzde 30`du. Şimdi 6-7. Enflasyon canavarından halkımızı kurtaran biz olduk. Bunlar ne yaptılar bugüne kadar? Hiç. Çorlu bu başarılarda emek sahibidir. Çorlu`nun bunda alın teri var. Biz bunu biliyoruz. Çalışarak, üreterek, ihraç ederek ülkemizin gelişmesine, hedeflerine katkıda bulunmak suretiyle Çorlulu iş adamlarımıza, tüm işçi kardeşlerime ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Açılış yaptığımız eserlerin de Çorlu`ya kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.
"Tek vatan Tek devlet Türkiye Cumhuriyeti Devleti"
Törene katılanlara, "Bu yolculukta beraber miyiz?", "Özleminiz giderilsin istiyor musunuz?" diye soran Erdoğan`a, kalabalık "Evet" cevabını verdi. Erdoğan, konuşmasına "Öyleyse kapı kapı dolaşacaksınız. 4 ayımız var. Şunu da unutmayacağız kardeşlerim. Biz bir milletiz ve bu milletin kavramı içinde Türk var, Kürt var, Laz var, Roman var, Çerkez var, Gürcü var, Abaza var, aklınıza ne gelirse... 36 etnik unsur var Türkiye`de. Hepsi bu millet kavramının içinde. Türkiye Cumhuriyeti`nin vatandaşıyız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız" diyerek devam etti.
"Burada bir şüphe var mı?" diye kalabalığa seslenen Erdoğan`a katılımcılar "Hayır" yanıtını verdi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"O zaman biriz, iriyiz, diriyiz, hep beraber Türkiye`yiz. Birbirimizi paradan, puldan, makamdan dolayı sevmeyeceğiz. Yaratılanı yaratandan ötürü seveceğiz. Bunu yaptığımızda mesele biter. Orada dargınlık olmaz. Orada küslük olmaz. İşte onun için tek millet diyoruz, tek bayrak diyoruz. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanıdır. Hilal, bağımsızlığımızın ifadesidir. Yıldız, şehidimizin sembolüdür. Şair diyor ya, `Bayrakları bayrak yapan, üstündeki kandır/Toprak, uğrunda ölen varsa vatandır`. Onun için ne diyoruz? Tek vatan. 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarında tek vatan. Asla operasyon olamaz. Kimse böyle kuru hayallerin içine girmesin. Tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti. O kadar. İnşallah, kararlı bir şekilde bu yolumuza devam edeceğiz. Bölgesel milliyetçiliğe, etnik milliyetçiliğe, dinsel milliyetçiliğe hayır. Bu AK Parti iktidarının ilkeleridir. Partimizin ilkeleridir. Birbirimizi kucaklayacağız. Beraber olacağız, birlikte olacağız. İnşallah çok daha güçlü olacağız. Gazi Mustafa Kemal`in muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak diye ifade ettiği ve bizim de muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak için yürüdüğümüz bu yolda siz bizim yanımızda oldukça hiç endişe etmeyin, o zaman nice Marmaray`lar yaparız biz."
"CHP zihniyeti..."
"Yol medeniyettir" anlayışlarının bu yatırımlarla devam edeceğini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Su medeniyettir diyoruz. Şu Ergene`den çektiklerimiz nedir, değil mi? Ergene`yi kirletenler, aslında sanayi atıkları. Temizlemesi gerekenler, belediyeler. Bakın o belediyelere, hangi zihniyetin belediyeleri? CHP. Niye temizlemiyorlar? Neden bunu bugüne kadar yapmadılar. Kardeşlerim; CHP zihniyeti budur da onun için. Kirlidir bu zihniyet, kokuşmuştur bu zihniyet. İstanbul`u ben kazandığım zaman o belediye başkanlığımda, 1994`te İstanbul`da çöp dağlarıyla teslim aldık. Susuz teslim aldık. Hava kirliliğiyle teslim aldık ama hamdolsun, 2 yılda İstanbul`un susuzluğunu giderdik. Istranca dağlarından, dağları delerek İstanbul`a 180 kilometre mesafeden su getirdik. Maske dağıtıyordu gazeteler. Maske dağıtımı sona erdi. Çünkü biz havayı temizledik. Göreve geldik, Türkiye`de 9 vilayet doğalgaz kullanıyordu. Şimdi 72 vilayet Türkiye`de doğalgaz kullanıyor. İnşallah kısa zamanda 9 vilayete de vereceğiz, 81 vilayet doğalgaz kullanır hale gelecek. Bu aşk meselesi, sevda meselesi. Bu millete sevdanız varsa yaparsınız ama yan gelip yatarsanız bunlar olmaz."
Erdoğan, Ergene`deki sorunu Trakya Gelişim Projesi kapsamında çözeceklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Trakya Gelişim Projesi`ne 10 katrilyon ayırıyoruz. 10 katrilyonla Trakya`nın bu noktada, altyapısında, üst yapısında, çok ciddi adımlar atıyoruz ve bu bittiği anda artık Trakya ovası, evelallah daha münbit olacak, daha bereketli olacak ve buralar çok daha güzel şekilde sulanır hale gelecek ve tabi Ergene`nin çevresi de yeşil alan olacak. Şimdi soruyorum, `Ey çevreci geçinenler, Ergene`yle ilgili niye sustunuz? Niye konuşmadınız? Oradaki pisliği görmediniz mi? Niye durdunuz? Biraz da orada geziniverseydiniz, niye gezinmediniz? Kokular burun direklerinizi mi kırdı? Haliç`i biz temizledik. Haliç`i nasıl temizlediysek, Ergene`yi de öyle temizleyeceğiz. Bakın şimdi Haliç`te balık avlanıyor, Haliç`te yüzülüyor. Boğaz`ı, dağları delerek Haliç`le buluşturduk. Boğaz`dan gelen su Haliç`le bütünleşiyor, oradan tekrar Marmara`ya... İşte mesele bu. Biz yaparız. Bu iş bizim işimiz. İnşallah şimdi de diyoruz ki Çorlu`da farklı bir belediyeciliği hayata geçirelim."
"Gücümüzü biz geçmişten alıyoruz ve geçmişten alacağız"
Başbakan Erdoğan, Tekirdağ Valiliğinin onuruna verdiği akşam yemeğinde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, iş adamları ve diğer katılımcılara hitap etti.
Yola çıkarken "dünyayı fellik fellik dolaşacağız, iş adamlarımızı yanımıza alacağız ve dünyanın dört bir bucağına gideceğiz" dediklerini anımsatan Erdoğan, şu anda bunun gerçekleştiğini, Türkiye`nin iş adamları ve büyükelçilikleriyle dünyanın dört bir yanında bayrağını, sancağını dalgalandırır hale geldiğini söyledi.
Kadınların da iş dünyasında artık "ben de varım" diyebildiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Bu milletin ruhunda artık korkaklık yok, pısırıklık yok. Korkuların üzerine gittiğimiz, sorunların üzerine cesaretle yürüdüğümüz, çözülmez gibi görünen meselelere el atığımız için Türkiye her alanda 3 kat, 4 kat büyüme kaydetti" diye konuştu.
Çanakkale`de yapılanların Avustralyalı ve Yeni Zellandalılar tarafından bile şaşkınlıkla karşılandığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Çünkü değişim, dönüşüm ortada bu bir iradenin, ufkun meselesidir. Bunu takdir edemeyenler olabilir, bu bizim umrumuzda değil. Çünkü biz, hizmet aşkıyla yola çıktık, biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldiğimizi, geleceğimizi söyledik. Şu anda hizmetkar olmanın gereğini yapıyoruz. Çanakkale`yi, şehitliklerimizi gezen varsa bu iktidarın neler yaptığını gayet görürler. Ama şehit, şehitlikle ilgisi olmayanlar bunu hiçbir zaman görmeyecektir. Çünkü insanda göz vardır görmez, kulak vardır duymaz, dil vardır hakikati konuşmaz, söylemez. Marifet iltifata tabidir, iltifatı olmayan marifet zaidir. Hiç kuşkusuz gücümüzü biz geçmişten alıyoruz ve geçmişten alacağız. Ruhumuzun gıdasını aynı şekilde tarihten ve ecdadımızdan alacağız, ama geriye değil her zaman ileriye bakacağız. Acılar üzerine, korkular üzerine, şüphe ve tedirginlikler üzerine gelecek inşa edilmez. Geçmişin acıları sürekli sıcak tutularak mutlu, huzurlu bir aydınlık, bir gelecek imal edilemez."
"Bu sıfırı koyanları tarih affeder mi?"
Erdoğan, "Bu sıfırı koyanları tarih affeder mi? Paramız delik deşik oldu. Eskiden tuvalete 2,5 kuruşa 5 kuruşa giderdik öyle zaman oldu ki 1 milyona tuvalete gider hale geldik. Zengin, milyonere denirdi. Eğer bir kişi milyonerse zengindi. Ama öyle hale geldik ki milyoner artık tuvalete o parayla gider hale geldi" dedi.
Kendilerinin "Altı sıfırı atacağız" dediğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bazı köşe yazarları bize ağır bindirdiler. `Attığınız zaman, enflasyon patlar` dediler. Ne oldu enflasyon patladı mı? Çatladı çatladı, ne patlaması. Ortada her şey. Çok ilginçtir bunların içerisinde çok ağır bir şekilde, `Bu halledilsin, Taksim Meydanı`nda anırırım` diyenler oldu. Ama meydanı bulamadılar, herhalde. Bu vakalar var. Ne oldu? Biz geldiğimizde enflasyon 30`du. Şimdi 6-7 buralarda dolaşıyor. Bu enflasyon canavarından ülkeyi kurtaran biz olduk. Mesele ufuk meselesi. Mesele, ekonomide özellikle bu işin inceliklerini yakalama meselesi. Paramız şimdi itibar kazandı. Bakın biz şimdi Rusya ile karşılıklı olarak, kendi paramızla alışveriş yapabiliyoruz. Anlaşmalarımız var. Son gidişimde yeni bir adımı daha attık, şimdi merkez bankalarımız arasında yapılacak bir anlaşma ile dövizde swap uygulamasına geçeceğiz. Rus parası ile Türk parası karşılıklı olarak diğer paraların kur baskısından ciddi manada kurtulmuş olacak. Çin`le, İran`la da yaptık bu anlaşmayı. Bunlar bizim aramızdaki ekonomik ilişkilerde, hem fiyatların düşmesinde çok ciddi imkan sağlayacak, hem de ticari ilişkilerimizdeki inanıyorum ki rakamı dış ticaret hacmini daha da artıracaktır. Biz bu kararlılıkla 81 vilayetimizde, eserlerimizi de meydana getirmeye devam edeceğiz."