Riyad Makaev / Doğruhaber
 
İslam ümmeti tıpkı Peygamberimizin (SAV) hadisinde zikredildiği gibi parçalanmış bir durumda. Sadece itikadî olarak değil, aynı zamanda siyasi, ekonomik ve sosyal açıdan da parçalanmış durumda. İki kutuplu dünya sistemi yıkıldıktan sonra dünya liderliğine bürünenler her sene yeni savaşlar çıkararak dünyanın kontrolünü ele almaya çalışıyor. Ne yazık ki bu savaşlar İslam topraklarında yaşanıyor. Sadece bugünlerde olan savaşlara bakılırsa durum çok acı verici. Hıristiyanların yaşadığı herhangi bir ülkede savaş yok. Tüm savaşlar İslam topraklarında yapılmaktadır. Tüm bu savaşların sebebi İslam topraklarında bulunan enerji kaynakları. Bu enerji kaynaklarına ulaşabilme ve dünyayı idare etme hayallerine bürünenler için insanların çektiği acılar ve yaşadıkları zorluklar pek önemli değil.
 
 
Sadece 2000’li yıllarda İslam topraklarında yaşanan savaşlarda, milyonlarca Müslüman katledildi. Uluslararası hukuku hiçe sayarak kendileri tarafından öne sürülen bazı sahte gerekçelerle ülkeleri işgal eden Batılı emperyalist güçler, halen vahşetlerini sürdürüyorlar. Özellikle ümmetin büyük bir bölümü olan Arap dünyasında yaşananlar düşünüldükçe insanın içi daralıyor. Kendilerini Müslüman sayan bazı Arap liderler, saltanatlarını sürdürebilmek adına ülkeleri harabeye çevirmiş durumdalar.
 
 
Irak meselesi önümüzde duruyor. ABD askeri cuntası ülkeye demokrasi getiriyoruz adı altında kocaman ülkeyi harabeye çevirdi. ABD’nin Irak’ta bıraktığı fitne her ay binlerce Müslüman’ı katlediyor. Her ne sebeple olursa olsun Müslümanlar birbirini kırıyor ve öldürüyor. Sünni olsun Şii olsun fark etmez herkes önce insandır. Ama maalesef İslam topraklarında insanın değeri kalmadı. Herhangi bir ufak meselede bile hemen silaha sarılabiliniyor. Batılı ülkelerin kendi dışındakilere olan düşmanca planlarını biliyoruz ancak içlerinde yaptıkları gibi sorunları konuşma ile diyalog ile çözüm yollarına gidilmiyor. İşin içine silah girince artık geri dönüşü de çok zor. Bu minvalde Irak Müslümanları kan ağlıyor. Arap Arap’ı öldürüyor. Kardeşlik mefhumu yitirilmiş maalesef…
 
Irakta Kanlı Pazar Yeri

Libya Müslümanları paramparça olmuş birbirini öldürüyor. Zalim ve gaddar dedikleri Muammer Kaddafi’yi öldürenler şimdi vahşice birbirini öldürüyorlar. Ne kadar zalim olursa olsun bu vahşeti kimse kaldıramaz. Allah, böyle bir vahşeti gösterenlere merhamet elini uzatır mı? Fransa’nın bir kuklası haline geldiler. İslami bir anayasası yapacaklardı, birbirlerine girdiler ve ülkeyi Kaddafi dönemindeki ekonomik durumundan onlarca sene geriye götürdüler. İnsanlar perişan, birbirine olan güvenlerini kaybettiler, kardeşlik bozuldu. Selefiler, Malikiler, Şia derken paramparça oldular.
 
Libya, Bingazi`deki İsveç Konsolosluğuna Saldırı
 
Mısır Müslümanlarının durumunu hemen hemen her gün görmekteyiz. Bir Arap haini Sisi gelip elde edilen özgürlüğü bir açıklamayla geri aldı. Şimdi ülke bölünmüş, Mübarek dönemindekinden daha çok israil’in ve ABD’nin kuklası haline geldi. Yine Arap Arap’ı öldürüyor. Ne olursa olsun her şey iktidar ve rant için yapılıyor. Binlerce masum insanı katlettiler. Yasal yollarla halkın çoğunluğunun seçtiği Cumhurbaşkanını hapse tıkadılar. Emniyet bitmiş halde ve her Cuma çatışmalar yaşanıyor. Ekonomi iflas etme çizgisine gelmiş. Allah böyle bir adaletsizliği nasıl karşılar?
 
 

Suriye Müslümanları birbirini öldürüyor. Sünni olsun Şii olsun herkes “la ilahe illallah” diyor. Bir düşünelim hele birbirini öldüren Müslümanların durumu acaba ne olacak diye. İki taraf da ölüler için şehit diyor ve yıkamadan defnediyorlar. Milyonlarca insan ülkeyi terk etmek zorunda kalmış. Kardeşlik bitmiş, güven bitmiş ve gayrimüslimlerin “sizi masaya oturtalım” çağrılarına kulak bile vermiyorlar. Bir zalim için kendi halkına bu kadar zulüm yapılır mı? Birlik bitmiş her grup farklı amaçlar taşıyor. Yine Arap Arap’ı katlediyor. Suriye kan ağlıyor.
 
 
Yemen, Bahreyn, Ürdün, Fas, Cezayir, Arabistan, Birleşik Arap Devletleri, Katar ve diğer Arap ülkeleri hepsi birbirini vuruyor. Bugünkü Arap iktidarlar, Yezidi bile unutturdular; israil’in oyuncakları haline geldiler. Terör rejimi israil Cumhurbaşkanı Şimon Peres, İran’a karşı Arap ülkelerini kışkırtıyor; iki hafta önce aralarında Suudi Kralı Abdullah’ın oğlunun da bulunduğu 29 Arap liderine gizli bir toplantıda “nasihatte” bulundu. Herkes usulca dinledi. Suudi Arabistan zaten Arap dünyasında ve hatta İslam ümmeti arasında fitneyi yaymak için elinden geleni yapmaktaydı. Mısır firavunlarını besliyor, İran’a karşı israil ile bir oluyor, kendi halkına zülüm üstüne zülüm yapıyor Suudi yönetimi.
 

Arap dünyasında yaşanan anlaşmazlıklar ümmete büyük zarar veriyor. Bu Araplar bir zamanlar İslam’ın öncülüğünü yapanların torunları. Bugün birbirine düşmüşler. Arap iktidarları ise Müslüman halklara karşı kendi saltanatlarını korumak adına ABD ve israil ile bir oldular. Sadece ABD ve israil de değil, saltanatı korumak adına Emeviler döneminde nasıl bir din tahribatını yapmışlarsa bugün de İblis ile bir ittifak yapıp Müslümanların kanını akıtmaya hazırlar.

Kur’an çok güzel ifade ediyor bunları: “Bunlar Allah’ı ve mü’minleri aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değillerdir. Kalplerinde münafıklıktan kaynaklanan bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını arttırmıştır.
 
Söyledikleri yalana karşılık da onlara elem dolu bir azap vardır. Bunlara, ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde, ‘Biz ancak ıslah edicileriz!’ derler. İyi bilin ki onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir.” (Bakara 9-12)