Mamode, İngiltere Parlamentosunun Uluslararası Kalkınma Komitesinin "Gazze'deki İnsani Durum" başlıklı oturumunda konuştu.
Gazze'de ağustos-eylül arasında bir ay görev yaptığını anlatan Mamode, bölgeye gittiği anda gördüğü manzarayı 2. Dünya Savaşı'nda atom bombası atılan Hiroşima ve Nagazaki'ye benzettiğini söyledi.
Bölgenin güneyindeki görev bölgesinde insanların çadır veya derme çatma yapılarda yaşadığın kaydeden Mamode, bu insanların su, elektrik ve temizlik imkanlarının bulunmadığını hatırlattı.
Mamode, buralarda yaşayanların defalarca yer değiştirmek zorunda kaldığını ifade ederek, dronlarla bölgede sürekli saldırılar yapıldığını kaydetti.
"Dronlar korku yaratıyor." diyen Mamode, gözlem amaçlı dronların ateş etme özelliğine de sahip olduğunu ve bazı sivillere ateş açtığını belirtti.
Mamode, kendilerine tahsis edilen misafirhanelerin de hedef alınmasından dolayı hastanede kaldıklarını aktararak, "Hastane çevresine füze atışları ya da top atışları olduğunda bina sallanıyordu. Camdan bakarak ya da dışarı çıkarak gördüğümüz görüntü, hayatın değişmez görüntüsüydü." dedi.
"Bomba düştükten sonra dronlar çocukları ve sivilleri vuruyordu"
Dronların, işgal bombardımanlarının ardından da operasyon yaptığını söyleyen Mamode şöyle konuştu:
"Çok rahatsız edici şeylerden biri de, çadırların bulunduğu kalabalık bir noktaya bomba düştükten sonra dronlar geliyordu, çocukları ve sivilleri vuruyordu. Bu ara sıra olan bir şey değildi, her gün oluyordu. Ameliyat ettiğimiz bir çocuk 'Bomba atıldıktan sonra yerde yatarken bir dron indi, üzerimde uçtu ve beni vurdu.' dedi. Bu tamamen kasti ve devam eden bir eylemdi, devamlı olarak her gün siviller hedef alınıyordu. Günde 1-2 kere toplu saldırı vakası oluyor, 10-20 arası ölü, 20-40 arası ağır yaralı geliyordu. (Londra'daki) St Thomas Hastanesi'nde yılda bir iki kere olan olayları biz günde bir iki kez görüyorduk."
Tedavi ettikleri kişilerin yüzde 70'e yakınının kadın ve çocuklardan oluştuğunu belirten Mamode, bu çocukların çoğunlukla küçük yaşlarda olduğunu kaydetti.
AA