TBMM'de gerçekleştirdiği basın toplantısında gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, asgari ücret ile ilgili partisinin önerisini kamuoyuyla resmen paylaştı.

Açıklamalarında; bahis oynattıkları gerekçesiyle aralarında bazı medyatik isimlerin de olduğu onlarca kişinin gözaltına alınmasını ve Ankara Büyükşehir Belediyesi ve diğer belediyelerin konserlere harcadığı onlarca milyon liralık para ve belirlenecek olan yeniden değerleme oranlarına dair değerlendirmelerde bulunan Ramanlı, 2025 yılı için asgari ücretin de en az 30 bin TL olması gerektiğini ifade etti.

"Kumardan vergi alınıyor diye, o helal-meşru olmaz"

"Bu bahis oynatanların gözaltına alınması, haklarında yasal işlem başlatılması ile ilgili elbette birkaç kelam etmek gerekiyor." diyerek sözlerine başlayan Ramanlı, "Öncelikle bizim kendimize şunu itiraf etmemiz gerekiyor; kumarın yasalı, yasadışısı olmaz. Kumardan vergi alınıyor diye o helal olmaz. Bizim fabrika ayarlarımıza bir an önce dönmemiz gerek. Sırf vergisini vermedi diye ya da tersinden söyleyelim vergisi verildi diye haram olan bir şey, suç olan bir şey meşru olmaz, yasal olmaz. Devletin, hükümetin, yetkili bütün organların; toplumun ahlaki çöküntüsünde önemli rol oynayan bu türden alışkanlıklara karşı mücadele sergilemesi gerekirken, bunların önüne set çekmesi gerekirken görüyoruz ki bu kötü alışkanlıklar vergilendirilerek meşru kabul ediliyor. Gayrimeşru bir alışkanlığın, haram bir paranın vergisini almakla millete hizmet edebileceğini mi zannediyorsunuz? Bizim öncelikle değerlerimizi yerli yerine oturtmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"Belediye fakir fukaranın kapısıdır. Eğer siz elinizdeki imkânları gereksiz işlere harcarsanız elbette millet bunun hesabını sizden sorar"

Belediyelerin sözde festivallere harcadığı büyük miktarda paralarla ilgili de konuşan Ramanlı, "Son günlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının konserlere harcadığı onlarca milyon liradan bahsediyoruz. Hani halkın belediyeciliği? Hani sosyal belediyecilik? Belediyecilik, fakire üç-beş kuruş verirken farklı kaynakları konser adı altında birilerine peşkeş çekmek değildir. Belediye fakir fukaranın kapısıdır. Eğer siz elinizdeki imkânları har vurup harman savurur, gereksiz işlere harcarsanız elbette millet bunun hesabını sizden sorar. Bugün belki Ankara Büyükşehir Belediyesi'ni konuşuyoruz ama maalesef Türkiye'deki belediyelerin neredeyse tamamı partisi fark etmeksizin böylesi garip, böylesi anlamsız, böylesi faydasız işlerle meşgul ve kaynaklarını buralara harcıyor. Gerçekten de artık yerel yönetimlerin, belediyelerin çok ciddi manada denetlenmesi gerekiyor. Merkezi idare bir yandan kendini teftiş ederken öte taraftan mahalli idarelerin yapıp ettiklerine karşı hiçbir teftiş, hiçbir denetleme öngörmemiş. Türlü kılıflarla, organizasyon adı altında kaynakların aktarılmasına artık bir 'dur' denmesi gerekiyor." dedi.

"Yeniden değerleme oranının uygulanması vatandaşa ek bir yük getirecektir. Sayın Cumhurbaşkanı bu oranları yüzde 50 oranında düşürme yetkisini kullanmalı"

Yeniden değerleme oranları ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Ramanlı, Cumhurbaşkanı'na da çağrıda bulunarak şunları kaydetti:

"Yeniden değerleme oranları Ekim ayında belirlenen ÜFE yani üretici fiyat endeksine göre bir sonraki yıl için belirleniyor. 2025 yılı için belirlenecek olan yeniden değerleme oranı TÜİK'in açıkladığı rakamlar itibariyle yüzde 43,93 olacak. Yeniden değerleme oranı ne demek? 2025 yılında alınacak bütün vergilerden, bütün harçlardan ve uygulanacak bütün cezalar için uygulanacak zam oranı demek.

Enflasyonla mücadele eden bir ülkeyiz. Beklentilerimiz yüzde 43'ün çok daha altında. Ekonomi yönetimi 2025 yılı için enflasyon oranların çok daha düşük olacağını tahmin ediyor. Buna yönelik çalışmalar yaptığını ifade ediyor. Eğer Ekim ayı üretici fiyat endeksi olan yüzde 43,93'ün altında bir rakam öngörülemezse, vergi ve harçlar için Sayın Cumhurbaşkanının yarısına yakın bir oranda indirim yapabilme yetkisi var. Sayın Cumhurbaşkanının bu yetkisini kullanmasını istiyoruz. Çünkü Emlak Vergisi'nden Motorlu Taşıtlar Vergisi'ne, Çevre Temizliği Vergisi'nden Damga Vergisi'ne, Gelir Vergisi tarife dilimlerinden Veraset ve İntikal Vergisi'ne kadar pek çok kalemde bu yeniden değerleme oranının uygulanması ciddi manada vatandaşa ek bir yük getirecektir. Vatandaşın bu ek yükten kurtarılması için de Sayın Cumhurbaşkanı'na buradan çağrımızı yineliyoruz. Yeniden değerleme oranlarını yüzde 50 oranında düşürmesi talebimizi ifade ediyoruz."

"2025 yılı için asgari ücretin en az 30 bin TL olması gerektiğini ifade ediyoruz"

Son olarak asgari ücrete dair de açıklamalarda bulunan Ramanlı, "2025 yılı için önümüzdeki haftalarda asgari ücretin ne olacağı konusunda bir düzenleme yapılacak, bir karar verilecek. Önceki haftalarda da ifade etmiştik, özellikle IMF'nin talimat tadındaki direktifleri ya da tavsiyeleri asgari ücrete hak ettiğinin çok altında bir zam yapılması ihtimalini gündeme getiriyor. Daha önce de ifade etmiştik, tamamlanmak üzere olan 2024 yılı için öngörülen asgari ücretin neredeyse yarısına yakını enflasyon karşısında eridi, gitti. 2025 yılı için belirlenecek enflasyonun 2024 yılında gerçekleşen enflasyon oranları da dikkate alınarak belirlenmesi, buna göre bir zam yapılması artık bir mecburiyet halindedir. Bizim teklifimiz şudur; her ne kadar farklı partiler farklı oranlarda asgari ücret için zam öngörüsü ileri sürmüş veya asgari ücret için bir fiyat, bir miktar belirtmiş ise de biz gerçekleşen enflasyon oranında en azından asgari ücrete bir zam yapılmasını teklif ediyoruz. Bize göre de bu rakam 2025 yılı için 30 bin TL'nin altına düşmemelidir. Çünkü biz, asgari ücretlileri enflasyona ezdiremeyiz. Sermaye, iş gücü karşısında her zaman avantajlı durumdadır. Sermaye korunup kollanırken emeğin enflasyona karşı ezdirilmesi kabul edilemez. Dolayısıyla biz 2025 yılı için asgari ücretin en az 30 bin TL olması gerektiğini ifade ediyoruz." dedi. (İLKHA)