Selame, eşi Ğufran Zamil'e yazdığı ve Zamil'in sosyal medyada yayınladığı bir mektupta, 7 Ekim'de ciddi şekilde dövüldüğünü belirterek, "Bunun hayatımın sonu olmasını bekliyordum" dedi.

Zamil, eşinin mektubunda, "Tecritten gönderdiği mesajda bana şöyle diyor: Koşullarım her mahkûmunki gibi, çok zor; yalnız yaşıyorum ve hiçbir şeyim yok, sürekli hakarete uğruyorum, aşağılanıyorum ve dövülüyorum, sonuncusu 7 Ekim'de oldu.  Bunun hayatımın sonu olmasını bekliyordum ama Rabbin beni kurtardı." dediğini aktardı.

Selame, mektubunu, "Hayatımız kelimenin tam anlamıyla ölüm gibi; yasa yok ve kimse bizim için bir şey yapamaz, kurtuluşu ya da ölüm bekliyorum, hangisi daha yakınsa; Allah en iyisini bilir. Bu benim ve tüm esirlerin durumudur. Sizlerin ve herkesin duasına ihtiyacım var." diyerek bitirdi.

Esir komutan Hasan Selame, 17 Mayıs 1996'da esir alınmasında bu yana 48 kez ömür boyu hapse çarptırıldı ve Filistinli esirler arasında en yüksek ceza alan üçüncü kişi olarak kabul ediliyor.

İşgal rejimi, 2011 yılında esir takası anlaşması olan "Vefa El Ahrar" kapsamında onu serbest bırakmayı reddetti.

Selame, 1996 yılında mühendis Yahya Ayyaş'ın suikastına tepki olarak Kassam Tugayları tarafından gerçekleştirilen bir dizi intikam operasyonundan sorumlu tutuyor. Bu operasyonda 46 işgalci siyonist öldürüldü ve onlarca kişi yaralandı.

Hasan Selame, 2010 yılında serbest bırakılan esir Ğufran Zamil ile evlendi ancak işgal tarafından evliliklerinden bu yana ziyaret etmekten men edilmeye devam edildi ve tutsaklığı sırasında onu sadece iki kez ziyaret edebildi.


İLKHA