Yapılan araştırmalara göre, Türkiye'de yaklaşık 10 milyon kişi madde ve davranış bağımlısı olduğu belirtilirken ülkede nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan yaklaşık 13 milyon genç ise bağımlılık riskine karşı savunmasız durumda.

Cinayetlerin yüzde 60'ı, saldırıların yüzde 40'ı, tecavüzlerin yüzde 33'ü alkol ve madde kullanan kişiler tarafından gerçekleştirilmesine rağmen madde bağımlılığı ile ilgili yeterince çalışma yapılmaması farklı bir sorun olarak karşımızda duruyor.

Alkol bağımlılığı başta olmak üzere kötü alışkanlıkların toplumda ve ailede yol açtığı olumsuzluklarla ilgili İLKHA muhabirine konuşan Tesettür Seferberliği ve Erdemli Kadınlar Derneği (TESSEP) Yönetim Kurulu Üyesi Mürüvvet Cengiz, "Madde bağımlılığı, kişinin kişisel, sosyal ve ailevi olarak sorunlar yaşamasına rağmen belli bir maddeyi kullanma ya da belli hareketleri devamlı yapmaya kendisini mecbur hissetmesidir. Madde bağımlılığı, kişinin vücudunda bir motivasyona sebep olur.  O maddeyi kullandığı müddetçe geçici bir haz aldığından dolayı kişinin beyninde maddeye karşı daima kullanmak zorunda olduğunu hisseder ve kişi yavaş yavaş maddenin esiri olur." diye konuştu.

"Alkol en büyük şiddet sebebi olmasına rağmen Türkiye'de gündem edilmiyor"

Dünyada ve Türkiye'de madde bağımlılığının ciddi oranda yükseldiğini belirten Cengiz, "Madde bağımlılığı, ailelerin yıkılmasına, gençlerin harap olmasına, savrulmalarına sebep olmaktadır. Bunların yanında özellikle kadınlara yönelik olarak kadın cinayetleri ve şiddete sebep olmasıdır. Madde bağımlılığı olan kişinin sosyal yaşantısı sona erer. Özellikle maddeyi bulma adına tüm zamanının harcadığı için iş hayatı sona erer ve bu durum geçim sıkıntısına neden olur. Bu şekilde kişi ailesini geçindiremediği için tartışma, şiddet gibi birtakım sorunlar ortaya çıkar. Bunun için diyoruz ki, madde bağımlılığının önüne set çekilmelidir. Özellikle alkol bağımlılığı en büyük şiddet sebebi olmasına rağmen Türkiye'de çok fazla gündem edilmiyor." şeklinde konuştu.

"Madde bağımlığında herkese düşen görevler var"

Cengiz, "Bir evde, bir ailede alkol bağımlığı varsa o ailede huzur olmayacaktır. Bu sebepten dolayı birçok evlilik ya boşanma aşamasına geliyor ya da boşanma ile sonuçlanıyor. Böylece hem aile hem kadın hem de çocuklar mağdur oluyor. Özellikle madde bağımlılığında toplumsal olarak hem emniyete hem aileye hem de eğitim camiasına düşen görevler var. Burada özellikle eğitiminin üzerinde duruyoruz." dedi.

"Bağımsız bir hayat için rabbimizle bağlarımız güçlendirmeliyiz"

Dinimize göre kişide bağımlılık yapan her türlü maddenin haram olduğunu hatırlatan Cengiz, son olarak şu ifadeleri kullandı:

"Haram olmasının sebebi de o maddenin kişinin aklını perdelemesidir. Alkol ya da çeşitli uyuşturucu madde alan kişiler, yaptıkları hareketleri hatırlamıyor ya da iradesini zayıflattığı için kendisine hâkim olamıyor. O yüzden dinimiz ölçü olarak bunu haram kılmıştır. TESSEP olarak şuna dikkat çekmek istiyoruz. Dinimiz kadını saygıdeğer olarak görüyor. Kadını insanlığın annesi, cenneti ayaklarının altında görüyor. Kadına yönelik şiddeti tasvip etmiyoruz. Şiddetin altında yatan en büyük sebebin de alkol olduğunu biliyoruz. O yüzden her kesim üzerine düşen görevi yerine getirmeye, bilinçlenmeye çağırıyoruz. Dinimiz kadına öyle bir değer vermiştir ki, Allah Resulü, 'sizin en hayırlının ailesine en iyi davrananınızdır' buyuruyor.  O yüzden öncelikle dinin inancımızı kuvvetlendirmeye, ahlaki olarak kendimizi geliştirmeye ve manevi olarak bağlarımızı güçlendirmeye ihtiyacımız var. Bağımsız bir hayat için rabbimizle bağlarımızın güçlü olması, aile ve çevremizle olan bağlarımızın Allah'ın razı olduğu ölçülerde sağlamlaştırılması gerekmektedir." (İLKHA)