BİNGÖL-Tarihçi Mahmut Akyürekli, Bingöl Üniversitesi bünyesinde '1.Dünya Savaşı'nda Çabakçur Hattı' konulu konferans verdi.

 

Bugün saat 14.00'te Rektörlük Konferans Salonu'nda düzenlenen programda konuşan Akyürekli, 1985 yılında ısmarlama tarihçiliği kabul etmediği için, tarihçiliği bırakıp 25 yıl boyunca ticaretle uğraşmak zorunda kaldığını belirtti. Ayürekli, genç tarihçilere tarihçinin ısmarlamacı olmamalarını tavsiye etti.

 

Konferansta, Çapakçur Cephesi'nin, Çanakkale'den sonra Misak-ı Milli sınırlarındaki en büyük ikinci savunma hattı olduğunu ifade eden Akyürekli, 1916'dan 1918'e kadar 3 yıl devam eden savaşı detaylarıyla anlatırken, programa katılanların, anlatılanları ilgiyle dinlediği gözlendi.

 

Birinci Dünya Savaşında Şeref Meydanı'ndan Mellekan Yaylası'na, Güldar, Seği, Elmalı Cephesi, Oğnut- Cilligöl savunmaları, Masalla Dersi'nden, Karer Dağlarına, Kiği Tercan hattına kadar olan bölgede Bingöl halkından oluşturulan Gönüllü Milis Alayları, Gönüllü Milis gurupları ve Aşiret Milis Alaylarının yaptıkları savunma, fedakarlık ve kahramanlıkları anlatan Akyürekli, bu kahramanlık destanlarının ne yazık ki yazılmadığını ifade etti.

 

Çapakçur Cephasinin en fazla sivil zayiat verilen cephe olduğunu belirten Akyürekli, "Çanakkale'den bile daha fazla sivil zayiat verildi bu cephede. Çanakkale çok fazla şehit verdiğimiz, hepimizin yüreğinin acıdığı kanadığı bir yer. Burada da bir o kadar sivil şehit verdik.İkinci ordu bu hattı savunmaya geldiği zaman 35 bin genç, sadece bir kışta tifodan öldü. Karlıova yolunda, Azizan bölgesinde sembolik bir şehitlik var. 72 bin şehitten bahsedilir. Ama ne yazık ki kesin belgeler yok elimizde. Üzülerek söylüyorum, Genel Kurmay arşivlerine müracaat ettiğimizde ya bir belge veriyorlar, ya da 'tasnif dışı' diyorlar. Bu güne kadar bu memlekette ısmarlama tarihçilik yapıldı. Birileri bir tarih ısmarladı, maalesef bazı hocalarımız da bunu yazdılar." ifadelerini kullandı.

 

Doğu Anadolu Cephesi'nin tarih kitaplarına yazılmadığını belirten Akyürekli, Kafkas Cephesi'nde sadece 3. Ordu'nun düzenli olduğunu belirterek, " 3. Ordu'da çekilince Erzincan'da bir savunma hattı oluşturuldu. Bölge halkının gücünden ilk istifade eden Abdulhamid olmuştur. 1891'de Müşir Zeki Paşa'ya Hamidiye Alaylarını kurdurtur. Bu çerçevede 30 - 36 alay kurulmuştur. Bizim bölgemizde de iki alay kurulmuştur. Bunlardan biri de Karlıova'da 3. Cıbıran Hamidiye Aşiret Alayı'dır. Gönüllü süvarilerin çoğunluğu Musul ve Sarıkamış gibi muharebelerde şehit düştü."dedi.

 

Erzurum'un işgaliyle Çabakçur Cephesi'nin aktifleştiğini anlatan Akyürekli, "Bu hattımız şöyle kuruldu; Nizami asker yok. Müfrezeler, milislerden oluşturuldu. Sivil güçler 3 ayrı grupta kategori edildi. Çabakçur Müfrezesi kuruldu. Ayrıca Şin, Oğnut, Kale, Ardeşin, Darahini, Karer müfrezeleri kuruldu. Bu müfrezelerin her biri de 300 - 500 kişiden oluşuyordu. Buralardaki gönüllü halkla birlik oluşturularak müfrezeler oluşturuluyordu. Mesela Çabakçur Müfrezesi'nde her aşiretten, her kabilden, aileden bir fert bulunuyordu. Her erkek silahını alıp gönüllü olarak bu müfrezelere katıldı. Bu müfrezelerin başlarında da subaylar vardı. Mesela Çabakçur Müfrezesi'nin başında Osman Toktay vardır. Mahiyetinde 600 gönüllü Çabakçur Milisi vardı. Bunların çoğu şehit düştü."dedi.

 

Tarih kaynaklarında, Müfrezeleri oluşturulan birliklerden bahsedilmediğine dikkat çeken Akyürekli, "Çanakkale bir kahramanlık destanı yazılmış yerdir ama Çabakcur Cephesi'nde de bir kahramanlık destanı yazıldı. Ne hikmetse bu bölgenin insanına bir kahramanlık bile reva görülmemiş. Çabakcur Cephesini maalesef Bingöllülerin bile birçoğu bilmez. Çünkü anlatılmadı, tarihi vesikalar saklandı. Maalesef bu güne kadar ciddi bir çalışma da yapılmadı. Bu konuda genç tarihçiler çalışmalar yapmalı ve bazı şeylerin üzerine gitmeli.'' şeklinde konuştu.

 

Akyürekli, konferansın sonunda, Cibran Aşireti Alayı Komutanı Tokliyanlı Halit Beyin, savaşta giydiği Hamidiye Subayı kıyafetini de katılımcılara gösterdi. (Nihat Kanat-İLKHA)