Seçimler daha gelmeden havası ve heyecanı gelir şehirlere, ilçeler, beldelere, köylere, mezralara ve evlere. Ülkemizdeki diğer şehirlerinde seçim heyecanı nasıl başlamışsa Muşumuzda da seçim heyecanı başlamış durumda.
Aylar öncesinden başlar seçim dedikoduları. Halk arasında siyaset konuşulmaya başlar ve akşam basın yayın organlarında çıkan haberlerde veya programlarda konuşulan siyasi söylemler, ertesi gün halk arasında dillendirilmeye başlar. Ticarethaneler ve kahvehaneler siyasi konuşmaların en çok yapıldığı mekânlardır. Akşam olduğu zamanda insanlar evlere çekilir ve eğer varsa bir misafiri bu sefer de misafiri ile evde başlar siyaset konuşmaları.
Yalnız insanlar siyaseti konuşurlarken sadece parti ve bu partilerde aday olan şahısların portresini konuşur ve bununda dışına da çıkmazlar.
Konuşmalar, “bu adayın aşireti güçlü” “bu adayın partisi güçlü,” “bu adayın arkasında cemaat vardır,” “bu adayın arkasında şu bakan vardır” “bu adayın merkezde adamları vardır” şekli ile sınırlıdır. Fakat dikkatimi çeken bir husus var ki, o da insanların yarın yüzleşeceği hakikatlerdir. Bu hakikatler de seçimlerden sonra belediye başkanı olacak şahsın icraatlarıdır.
Evet, belediye başkanı olacak kişinin seçimlerden önce vaatlerini hiç kimse konuşmuyor. Oysa yarın belediye başkanı seçilecek insan bizlere vaat ettikleri hizmetleri getirme zorunluluğu var ve kimse bu hizmetler konusunu konuşmuyor her ne hikmetse. Hâlbuki yarın bize lazım olan o belediye başkanının hizmetleridir.
Yoksa konuşmuyor olmaları insanların bu adaylara olan güvensizliğinden mi kaynaklanıyor?
Peki, insanlar güvenmedikleri adaylara neden destek veriyor ve onların peşinden neden koşuşturup duruyor.
Yoksa “nasılsanız öyle idare edilirsiniz” hadisindeki gibi miyiz ki başımıza gelen insanlar bizimle bu şekilde davranıyorlar.
Maalesef öyleydik…
Ama her şey değişti ve eski dönemler geride kaldı
Çünkü insanlar eskisi gibi başlarına gelecek insanları yaptıkları icraatlarından dolayı rahat bırakmıyorlar ve kendilerine ana dillerin serbestliği, dini yaşamın önündeki engeller, başörtüsü serbestliği v.b. vaatlerin hesabını sormaya başladı bile…
Çünkü insanlar şu anda dinlerine daha sıkı sıkıya bağlanıp yaşamaya çalışıyorlar. Bunlara delilde; Meydanlardaki milyonların Peygamber sevdasını, medresedeki talebelerin icazet merasimini, başörtüsünün önündeki engellerin kısmen kaldırılmasına sebep olan mücadelelerini, imam hatiplerin tekrar açılması için yapılan baskılarını, dünyadaki Müslümanlara yapılan zulümleri azda olsa kitlesel bir şekildeki kınamalarını gösterebiliriz.
Evet, insanların dinlerinin ve insanlığın gerekliklerini yaşamak istediklerinin delilide kendilerine sırat-el müstakim olan doğru yolu gösterici rolündeki medreselere, kuran kursları ve yurtlara, derneklere ve partilere kirli eller tarafından yapılan saldırıları gösterebiliriz.
Bunun neticesinde de örnek gösterilen bu mekânlarda yetişen Âlimler ve Rehberler çıkıp bu insanlara öncülük edecektir.
Ve bu Rehberler, “Hiç şüphesiz Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah işitir ve görür.” Ayetindeki gibi insanların hakları olan Can, Mal, Irz, Akıl ve Nesil emniyetini sağlamak için mücadele edecek ve Allahtan bir emanet gibi Can, Mal, Irz, Akıl ve Nesil emniyetine sahip çıkacaklardır.
Ve bu Rehberler, bu emanetlere sahip çıkma karşılığında kendilerine iftira, karalama, zindan, muhaceret ve şehadet yaşatılsa dahi, Allahın izni ile geri adım atmayacaklardır. Ve bu Rehberlerin geri adım atmadıklarına bütün dünya şahit olacaktır.
Eğer bizler Müslümanca yaşamak istiyorsak ve bizlerin Can, Mal, Irz, Akıl ve Nesil emniyetimizi koruduğuna inandığımız bu Rehberleri kendimize bulmamız lazım.
Yani şimdiye kadar seçime girecek adaylar sizleri aradılar ve sizden destek istediler ama bu sefer de sizler o rehberleri bulup kendinize liderlik yapmasını isteyin ve onları destekleyin.
Biz kimseyi arayıp onlara bize öncülük edin demeyiz ama gelirlerse destekleriz diye bilirsiniz. Ama emin olun o Rehberlerde şu anda sizleri arıyorlardır ve “milletinin efendisi, milletine hizmet edendir” hadisindeki gibi sizlere hizmetkar olabilsinler diye… yeter ki bir gözümüzü ve ufkumuzu açıp bir etrafımıza bakalım, inanın bizleri o Rehberlere götürecek birilerini görürüz.
Rabbim hakkı hak olarak gösterip hakka tabi olmayı, Batılı batıl olarak gösterip batıldan uzak durmayı nasip etsin. Âmin.
Selam ve Dua ile…
www.hakseda.com