Peygamber Sevdalıları Marmara Koordinatörlüğü, "siyonist vahşet bitene dek meydanlardayız" başlığıyla bir basın açıklaması düzenledi.

İkindi namazına müteakiben Bağcılar Meydanı'nda gerçekleştirilen programa Şehid Yahya Sinvar'ın anısına bir koltuk getirilirken şehidin enkaz içerisinde koltukta poz verdiği fotoğrafı getirildi.

Meydana konulan koltukta çok sayıda çocuk oturup Şehid Yahya Sinvar pozu verdi.

Ercan Bozkurt'un Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda konuşan gazeteci yazar Zülküf Yel, Gazze'de soykırımın her geçen gün tırmanmaya, siyonist işgal rejiminin çocuk, kadın, yaşlı demeden katliamı sürdürmeye devam ettiğini söyledi.

Siyonistlerin Gazze'nin kuzeyinde, Cibaliye'de yoğunlaştırdığı katliamlarını yeni bir aşamaya taşıdığını aktaran Yel, Filistinlileri evlerinden alarak binlercesini tutsak edip yüzlercesini kurşuna dizerek soykırım yaptıklarını hatırlattı.

"MÜSLÜMANLAR AYAĞA KALKMALIDIR"

Yel, "Bu soykırım yapıldığında Müslümanlar tepki gösterdi. Bu tepkilere rağmen siyonistler ve işbirlikçileri, arkasındaki şer güçler hiçbir zaman geri atmadılar. Bunun mukabilinde vahşetin tırmanmasına paralel olarak Müslümanların daha fazla bedel ödemek iradesi ortaya koymaları gerekirken gittikçe fikren ve ruhen adeta yorgun düşüyorlar. Eğer orada bir soykırım varsa Müslümanlar da ayağa kalkmalıdır. Onurlu bir duruş ortaya koymaları gerekir. İnsanlığın ayağa kalkması için daha ne olması lazım. Kardeşlerimiz için ayağa kalkalım ve bir parça bedel ödeyelim. O ateşin ucu biraz da bize dokunsun ki yarın Allah'u Teala katında bir mazeretimiz olsun." dedi.

Her Müslümanın kendi imkânı ölçüsünde yapabileceği bir şeylerin olduğunu vurgulayan Yel, Şehid Yahya Sinvar'ın siyonistlere karşı mücadelesinde son nefesini verirken yaptığı eylemin tüm Müslümanlar için örnek olması gerektiğini, herkesin elindeki imkana göre son nefesine kadar mücadele etmeleri gerektiğini söyledi.

"ULUSLARARASI TOPLUM KATLİAMA SEYİRCİ KALMAKTADIR"

Peygamber Sevdalıları adına basın açıklamasını okuyan Gökhan Kayacan, "İslam coğrafyasının kalbine paslı bir hançer gibi saplanan siyonist işgal rejimi, Gazze'de soykırım suçlarını işlemeye devam etmektedir. Modern çağın en karanlık dönemini yaşıyoruz. Siyonist işgal rejimi her gün kadın, çocuk ve sivilleri katletmektedir. Yaşam hakkı gibi temel insan haklarını dahi kadın, çocuk, genç, ihtiyar demeden ihlal eden siyonist terör şebekesi nezdinde tüm değerler ayaklar altına alınmıştır. Canlı yayında gözümüzün önünde sivil yerleşim yerleri bombalanmakta, çocukların, kadınların ve sivil insanların parçalanmış bedenleri yüreğimize ateş düşürmektedir. Uluslararası toplum, Gazze'de sivil katliama seyirci kalmaktadır." diye konuştu.

"ARZI MEV'UD HAYALİ İLE FİLİSTİN'DE BAŞLAYAN İŞGAL LÜBNAN İLE SON BULMAYACAKTIR"

Siyonist şer ittifakına karşı Müslümanların kardeşlik, birlik ve beraberlik bağlamında ümmet hukukunu tesis etmek zorunda olduğunu hatırlatan Kayacan, "Ümmet hukuku tesis edilmez ise bugün uzaktan seyrettiğimiz bu zulümler yarın kapımıza dayanacaktır. Bizi bu duruma düşüren, ihtilaf içinde olmamız ve bir türlü ittifakımızı kuramamamızdır. Siyonist işgal rejimi, yüzyıllık planlarını tek tek devreye sokmaktadır. Yüzyıllık Filistin işgalinde her geçen gün işgal genişletilmektedir. Gazze'nin kuzeyinde 400 binden fazla kardeşimizin dünya ile irtibatları kesilmiş olarak insani yardımlara dahi ulaşmasına engel olunmaktadır. Siyonistler bir yandan Lübnan'a diğer yandan Suriye'ye saldırırken öte yandan Gazze'de işlemiş olduğu soykırımı perdelemeye çalışmaktadır. İşgal rejimi, Filistin'den sonra gözünü bölgenin diğer devletlerine dikmiş, işgal planlarını devreye sokmuştur. Arzı mev'ud safsataları ile Fırat ile Nil arasındaki tüm bölgeler potansiyel işgal planına dahil edilmiştir. Filistin toprakları ile başlayan işgal, Lübnan ile devam etmektedir ve Lübnan'da da son bulmayacaktır." şeklinde konuştu.

"ULUSLARARASI ALANDA BAŞLATILAN TÜM GİRİŞİMLERE DESTEK VERİLMELİ"

Dünyanın özgür halklarından ve vicdan sahibi devlet liderlerinden taleplerini sıralayan Kayacan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Siyonistlerin yayılmacı ve işgalci politikalarına karşı bölgesel ittifaklar yapılmalıdır. Türkiye başta olmak üzere diğer bölge ülkeleri siyonistlerin soykırımını durdurmak için fiili adımlar atmalıdır. HAMAS'ın Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması yönündeki şartlarına destek verilmelidir. Lübnan halkına yapılan saldırı ve katliamları durduracak somut adımlar atılmalıdır. Siyonist işgal rejimine karşılık veren Yemen, Irak, İran ve Lübnan desteklenmelidir. Filistin devletinin tanınması ve Gazze'de soykırımın durdurulması için çaba sarf eden devletlerin ve uluslararası alanda bu yönde başlatılan tüm girişimlere destek verilmeli. Siyonist işgal rejimine destek sağlayan ürünlere boykota devam edilmelidir. Üçüncü ülkeler üzerinden siyonist işgal rejimine petrol sevkiyatı başta olmak üzere ticaretin her türlüsünden vazgeçilmelidir. Meclise sunulmuş olup uzun süredir bekletilen, Gazze'de soykırım suçuna ortak olan çifte vatandaşların Türkiye vatandaşlığından atılmasına yönelik yasa teklifi ivedilikle kanunlaştırılmalıdır. Siyonist işgal rejimi, denize dökülüp haritadan silinene kadar azim ve kararlılıkla Kudüs davasını savunmaya devam edeceğiz."

Program, İsmail Pekgöz'ün Gazze başta olmak üzere İslam ümmeti için yaptığı dua ile son buldu. (İLKHA)