Haber Merkezi
Dilerseniz öncelikle iki sene önce Ankara'da Somalili bir işletmecinin başına gelenleri hatırlayalım. Muhammed İsa Abdullah isimli Somalili bir şahıs Ankara Kızılay'da kendi ülkelerine ve Afrika bölgesine ait yöresel yemekler satan Saab Cafe Restorant isimli bir işletme açtı. İşletmeyi açtıktan kısa bir süre sonra tabelasında yabancı isim olduğu gerekçesiyle defalarca polisler tarafından ihtarlar aldı, tabelasının rengi değiştirildi. Müşterilerinin önünde defalarca polis tarafından baskına uğrayan işletme zaman içerisinde müşteri kaybına uğrayarak zarar etme noktasına geldi. Nihayetinde ne istediğini bile bilmeyen ırkçı faşistlerin baskısı yüzünden Muhammed İsa Abdullah ve ortağı, ismi Türkçe olmadığı gerekçesiyle işletmesini kapatmak zorunda kaldı.
Buraya kadar anlattığımız husus ırkçı ve faşist bir kafa ile düşünenler için normal gelebilir ancak sonrasında yaşananlar aklı başında olan herkes için pekte normal değildi. Yabancı isim taşıyor diye baskı ve zorbalığa maruz kalan işletmenin yerine aynı yere Verte Coffe Hause isimli bir işletme açıldı. İşin ilginç yanı ise yerine açılan işletme Anadolu'nun bağrından kopan kültürü temsil eden bir isme sahipmiş gibi her hangi bir baskı ve zorbalığa maruz kalmadı. Afrika'nın yöresel yemeklerini satan bir işletmeye Afrika diline uygun bir ismin verilmesi veya Arap bir işletmeciye ait bir yere Arapça isim verilmesi ırkçı faşistler tarafından neredeyse "beka sorunu" olarak görülüp baskılara uğrarken, elin İngilizinin ismini taşıyan işletmeler "yerli ve milli" isimler kabul edilip el üstünde tutuluyor.
Nitekim duruma herhangi bir anlam veremeyen ve tepki gösteren Somalili eski işletmeci Muhammed İsa Abdullah: “Polis soldaki tabela yabancı dilde diye beyaza boyattı ve 2 yıl yasa dışı talimatla işyerlerimize uğraştı, sonunda $100 binlik dükkanlarımızı kapattık hemen aynı yeri Verte Coffee House diye bu güzel Türkçe tabelalı dükkan açılmış. Bu kurumsal ırkçılık değil mi?” diyerek adeta; bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedi.
Irkçılığın akıl meleklerini dumura uğrattığı söylenirdi, demek bu söz boşuna söylenmemiş. Hal böyle olunca yaşananlar İngiliz mandası bir ırkçılık ile karşı karşıya mıyız dedirtmiyor değil.