KONYA - Konya Büyükşehir Belediyesi Gençlik Meclisi'nin Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğrenci Toplulukları ile birlikte her cumartesi düzenlediği "Camlı Köşk'te Gençlik Söyleşileri" ne bu hafta Araştırmacı-Yazar Mustafa Armağan konuk oldu.


Programa katılan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Mustafa Armağan'ın gençlerin yetişmesine katkı yaptığını belirterek teşekkür etti. Konya'da kültür ve sanat ortamının güçlendiğini vurgulayan Akyürek, bu öğrencilerin, öğretim üyelerinin, öğretmenlerin, kültür-sanat insanlarının ve programlara katılan yazarların büyük katkısı olduğunu kaydetti.


1015 yılı tarihimiz için önemli
Araştırmacı-Yazar Mustafa Armağan, "Osmanlı ve Selçuklu Sultanları" başlığıyla gerçekleşen programda Türklerin Anadolu'ya ilk akını yaptıkları 1015 tarihinin önemini vurguladı. Türklerin batıya doru ilerleme tarihinin dünyada az rastlanan bir durum olduğunu kaydeden Armağan, kendi anavatanından çıkıp başka bir toprağı kendi anavatanı yapma sürecinin önemine dikkat çekti.


Yeni bir bakış açısı gerekiyor
Konuşmasında, Türkiye'de tarihin doğru anlatılmadığı, doğru yazılmadığı konusunda şikâyetler olduğunu dile getiren Mustafa Armağan, özellikle Osmanlı tarihi açısından son 300 yılın, özellikle Kanuni'den sonrasının tamamen yıkılma, gerileme, yozlaşma tarihi olarak anlatıldığını söyledi.


Armağan, "Hâlbuki Osmanlı'nın Kanuni'ye kadar olan tarihi 250 yıl, Kanuni'den sonra olan tarihi 350 yıl. Nasıl oluyor da gerileyen, çöken devlet, yükseldiği dönemden daha uzun bir dönemi gerileme ve çöküş döneminde yaşayabiliyor. Ne kadar büyük bir başarı ki, bütün şartlar aleyhinde olduğu halde 350 yıl ayakta kalabilmiş, yıkılırken de neredeyse dünyayı batının başına yıkacak kadar büyük bir başarı sergilemiş.


Osmanlı tarihe veda ederken, dünyadaki 3 imparatorluktan birisiydi. Rus İmparatorluğu 1917 yılında çöktü. Avusturya-Macaristan da bizimle birlikte çöktü. Çöken tek imparatorluk biz değildik. Bu savaş imparatorlukları çökertme savaşıydı." diye konuştu.


Armağan, 1930'lardaki ezilmişlik psikolojisiyle yazılmış tarihi artık değiştirip eskiden görülmeyen noktaları görmek ve yeni bir bakışla tarihi değerlendirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. (İlyas Yavuz - İLKHA)