MEHMET BOZDAŞ 

İşgalci israil tüm askeri ve teknolojik imkânları ile Yahya Sinvar’ı arıyordu. Gördükleri yeri veya en azından orada olduğuna ihtimal verdikleri yeri tonlarca bomba ile vurmaktan zerrece çekinmeyeceklerdi. Ancak hiçbir zaman onunla alakalı en ufak bir bilgiye ulaşamadılar. Nitekim şehadetinde de istihbarati bir bilgi olmadığını ve rutin askeri kontroller sırasında fark edilmesi üzerine girilen çatışmada şehit olduğu siyonistler tarafından açıklandı.

Sinvar’ın şehadeti siyonistler için bir başarı değildir

İşgalci israilin yıllardır peşinde olduğu ve son bir yıldır didik didik aradığı Yahya Sinvar’a her hangi bir istihabarat olmadan ulaşması onlar için bir başarı değildir. Nitekim Sinvar’ın şehadet şekli onun sürekli cihat meydanlarında ve ön saflarda mücahitlerin yanında olduğunu göstermekteydi. Bu da gösteriyor ki aslında siyonistler onu yanlış yerde arıyordu, onlar derin tünellerde şehit Sinvar’ı ararken o, yerin üzerinde operasyonların denetim ve koordinasyonunu yapıyordu.

Siyonitler, Şehit Sinvar’ın kahramanlığını kendi elleri ile tüm dünyaya ilan etmiş oldu!

Siyonist kaynakların servis ettiği görüntü ve çatışma anına dair açıklamaları Sinvar’ın nasıl bir kahramanlık ile şehit olduğunu gözler önüne seriyordu. Bir hareketin lideri olan Sinvar yanında sadece 3 mücahit ile Rehaf’ta siyoistlerin burnunun dibinde bulunuyordu. İşgalci çetelerin onu fark etmesiyle kaçmak yerine çatışmayı tercih etti çünkü o bir komutandı ve bir komutan savaş meydanından kaçmazdı.

Siyonistlerin açıklamasına göre Sinvar, tank mermisi ile ağır bir yara almasına rağmen bir binaya sığınarak işgalcilere karşı direnmeye devam etti. Kolundan aldığı ağır yaradan dolayı demir bir telle koluna tampon yapıp yaralı halde işgalci askerlere onlarca el bombası attı ve bir askeri ağır yaraladı. Top mermileri ile aldığı yaralar ağırlaştığı ve siyonist katiller binaya yaklaştığı için yıkık binanın ikinci katına çıktı ve orada çatışmaya devam etti.

Bulunduğu binanın ikinci katında aşırı kan kaybından dolayı yaraları ağırlaşmaya başlayınca bir koltuğun üzerinde elinde bir sopa ile beklemeye koyuldu. Mermisi ve silahı kalmamıştı ancak eline bir sopa almıştı. Çünkü teslim olmak gibi bir şeyi aklından bile geçirmemişti. Nihayetinde yanına yaklaşmaya korkan siyonist vahşiler binayı top atışları yıkıp onu şehit ettiler. Ama karşılarındaki Yahya Sinvar olduğunu bilmiyorlardı, bilselerdi belki tüm orduyu oraya yığacaklardı.

Evet tüm bu kahramanlıkları siyonistler kendi elleri ile dünyaya servis etti. Üzerinde takım elbise değil hücum yeleği olan bir lideri onlar fotoğrafladı. Mermisi bittiği halde elindeki sopa ile direnmeye çalışan lideri onlar görüntüledi. Belinde silahı, cebinde tesbihi olan bir mücahidin videosunu onlar çekip Müslümanlara ve tüm dünyaya gösterdi. Ve nihayetinde hayattayken söylediği ne varsa canını rabbine teslim ederken yerine getirdiğini farkında olmadan onlar bize servis etti.

Siyonist vahşiler muhtemelen zafer sarhoşluğu içerisinde ne yaptığının farkında değillerdi, gerek Şehit Sinvar’ın hücum yelekli fotoğrafları gerekse de elinde sopa ile yaralı halde siyonist askerleri bekleyen drone görüntüsü… Bunların hepsi Sinvar’ın gerçek bir lider ve korkusuz bir kahraman olduğunun ilanıydı ve siyonistler bunu tüm dünyaya ilan ettiler.

Sonradan bu hatanın farkına varmış olacaklar ki işgalci israil kaynaklarında çıkan habere göre; ordunun, Yahya Sinvar'ı askeri üniformayla gösteren fotoğrafları sızdıran askerlerle ilgili soruşturma başlatacağı yönündeydi.

Çünkü işgalci israilin Yahya Sinvar'ın sonu için istediği tablo bu değildi. Ama Allah’ın takdiri gerçekleşti. O artık sadece Müslümanlar için değil tüm dünya için gerçek bir lider örneğidir. Nitekim modern dünya tarihinde son fotoğrafında kolu ve bacağı parçalanmış olmasına rağmen direnmeye devam eden kaç lider var?