İSTANBUL - 'Yeni Türkiye' ve 'Eski Türkiye' tartışmalarının yapıldığı bir dönemde 'Eski Türkiye'de hukuksuz bir şekilde ceza alan ve mağdur edilen binlerce insanın varlığı ortada duruyor. Siyasi bir genel affın çıkarılmasının 'Yeni Türkiye'nin oluşmasına çok büyük katkı sağlayacağı düşünülürken genel af sürekli olarak gündeme geliyor. Bu durum, ailelerde ve cezaevinde kalan mahkûmlarda bir beklenti oluştururken hükümetin, hem anayasada değişiklik yapması hem de Terörle Mücadele Kanunu'nu kaldırması yönünde adım atması bekleniyor. TMK'da bir değişiklik yapılması halinde siyasi mahkûmlar için ceza indiriminin söz konusu olabileceği ifade edilirken, bunun toplumsal barış için atılabilecek çok ciddi bir adım olacağı belirtiliyor.

 

Mahkemeler siyasi kararlar aldı!
Eski Türkiye'de mahkemeler tarafından verilmiş çok tartışmalı kararlar var. Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde yargılanan özellikle İslami kimliğe sahip kişilere ceza yağdırıldı. Sivas Davasında, İslami Hareket, Vasat, İBDA-C ve Hizbullah davalarında mahkemelerin siyasi olarak aldıkları kararlar neticesinde müebbet hapis cezası verilen onlarca kişi yaklaşık yirmi yıldır cezaevlerinde tutuluyor.

 

Cezaevleri tıklım tıklım
Türkiye'deki cezaevlerinin doluluk oranı ve cezaevlerinde yapılan kötü muameleler ise hep tartışma konusu oldu. Mahkûmlar nakledilirken ya da cezaevlerinde çıkan yangında diri diri yandı. Ayrıca cezaevlerinde mahkûmlara yapılan kötü muamele ve işkenceler ile ilgili açılan davalar ise takipsizlik ile sonuçlandı. Bugün Türkiye'de toplam 361 ceza infaz kurumu bulunuyor ve bu cezaevlerinde 140 bin 716 mahkûm kalıyor.

 

Siyasi bir genel af devlet için fırsattır
Toplumsal barış için Türkiye'de anayasal bir düzenleme yapılarak TMK'nın kaldırılması ve siyasi mahkûmlar için bir af çıkarılması gerektiğini belirten Hür Dava Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, af tartışmaları ve Terörle Mücadele Kanunu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Mevcut anayasaya göre hükümetin siyasi bir genel af çıkarmasının mümkün olmadığını ifade eden Yılmaz, "Türkiye'de siyasi bir genel affın çıkması, devletin geçmişte yaptığı haksız ve hukuksuz yargılamaların ve mağduriyetlerin giderilmesi ve telafisi için bir fırsat olacaktır." dedi.

 

Toplumsal barış için genel af şarttır
Genel aftan söz edilecekse öncellikle genel affın çıkarılmasını engelleyen Anayasal engelin aşılması gerektiğini belirten HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, "Adli mahkûmlar için zaman zaman kısmi af veya af denebilecek cezada infaz indirimleri yapılarak serbest kalmaları sağlanmıştır. 1991 yılından bu yana siyasi mahkûmların serbest kalmasını sağlayacak herhangi bir yasal düzenleme yapılmadı. Devlet, siyasi mahkûmları çıkardığı pişmanlık yasalarına başvurmaya ve itirafçılığa zorlamak için düzenlemeler yaptı. Türkiye'de siyasi bir genel affın çıkması, devletin geçmişte yaptığı haksız ve hukuksuz yargılamalarının, siyaseten verilen cezalarla mahkûmiyetlerdeki mağduriyetlerin giderilmesi ve telafisi için bir fırsat olacaktır. Çıkarılacak bir genel af ya da ceza indirimi, devletin halk ile barışmasına öncülük edecek ve toplumsal barışa gidecek yolda atılmış bir adım olacaktır." diye konuştu.

 

Devlet çifte standart uyguluyor
Devletin kendisine karşı işlenen suçlarda kinci ve intikamcı davrandığını belirten Yılmaz, "Devlet vatandaşların birbirlerine karşı işlediği suçları af ediyor veya cezada infaz indirimi yapıyor. Ama kendisine, kendisinin güvenliğine karşı suç işlediğini iddia ettiği siyasi muhaliflerinin cezalarında infaz indirimi dahi yapmıyor. Devletin bu ikircikli yaklaşımının değişmesi gerekiyor. Sisteme muhalif olan siyasi mahkûmlar için genel af yolunun açılması gerekir. Şu anda genel af çıkaramadığı için öncellikle cezalarda indirim veya cezada infaz indirimi yapılarak yıllardır cezaevinde bulunanların ve ailelerinin mağduriyetlerine son verilmelidir." şeklinde konuştu.

 

TMK kaldırılmalıdır
"Toplumsal barışın olabilmesi, çözüm sürecinin başarılı olabilmesi için gasp edilen tüm hakların iadesinin yanında ayrımsız bir siyasi genel affın olması gerekiyor." diyen Yılmaz, "Devlet kendisine karşı işlenen suçlarda ayrımcı davranıyor. Bırakın ceza indirimini, tam tersine Terörle Mücadele Yasası (TMK) gibi yasalarla ceza artırımı yapmaktadır. Devlet, TMK ile kendisine karşı işlenen suçlarda TCK'da öngörülen cezaları yarı oranında artırmaktadır. Yine ceza infaz kanununda öngörülen cezaların infaz sisteminin dışına çıkmaktadır. Adli mahkûmlar için 2/3'lük infaz öngörülürken, siyasi mahkûmlar için 3/4'lük infaz öngörülmektedir. Yani devlet cezaların infazında dahi adli ve siyasi mahkûm ayırımı yapmaktadır. Kendisine karşı işlenen suçlarda hem ceza artırımı yapmakta, hem de verdiği cezada daha az infaz indirimi yapmaktadır. Bu da başka bir zulümdür, adaletsizliktir ve ayrımcılıktır. Siyasi affın koşulları oluşuncaya kadar TMK kaldırılarak siyasi mahkûmların maruz kaldığı bu mağduriyet kısmen ortadan kaldırılmalıdır. Böylece siyasi mahkûmların öngörülen süreden önce cezaevlerinden çıkmaları sağlanmalıdır. TMK'nın kaldırılması çözüm sürecinde bir iyi niyet göstergesi olacaktır." dedi.

 

Genel af, siyasi rant amacıyla gündeme getirilmemelidir
Hükümetin genel af çıkarmanın zorluğunun ardına sığınmadan 1991 yılındakine benzer bir infaz indirimi yaparak cezaevlerini boşaltabileceğinin altını çizen Yılmaz, "Bu yöntemlerle siyasi mahkûmların cezaevlerinden çıkarak, aileleriyle kavuşması sağlanabilir. Bu yapılabilecekken yapılmayıp siyasi rant elde etme amacıyla genel af konusunun gündeme getirilmesini doğru bulmuyoruz. Çünkü anayasal engel var. Önce bu engelin kaldırılması lazım. Gereksiz ve zamansız genel af söylentileri ailelerin psikolojilerini olumsuz etkilemektedir. Ailelerde oluşturulan genel af beklentisinin hayal kırıklığı oluşturmaması için de belirttiğimiz şekilde bazı yasal düzenlemeler yapılmalıdır." dedi.

 

Konjonktürel olarak siyasi bir genel af şarttır
"Artık herkes kabul etmelidir ki, 2 Türkiye var. 'Eski Türkiye' ve 'Yeni Türkiye'. Yeni Türkiye'de siyasi bir genel af konjonktürel olarak bir gereklilik" diyen Avukat Okan Kadir Bektaşoğlu ise, "Bunun dışında hukuki olarak da bir genel af şart. Zira bir ülkede ceza yasası tümden değişmişse genel af gereklidir. Ceza yasasının yanında ceza usul yasası, ceza infaz yasası ve ceza ile ilgili bütün yönetmelikler, genelgeler değişmişse genel af mutlak manada şarttır. Hele bir de bütün bu değişiklikler, geçmişi kınayarak ve olumsuzlayarak geçmişe bir sünger çekmek amacıyla yapılmışsa genel af tamamen şarttır. 3713 Sayılı TMK, zaten hukuken ayrı bir yasa olup 4'te 3 infaz hem yarı oranında ceza artırımı düzenlemesi nedeniyle eşitliğe aykırıdır. Bu sebeple olağanüstü koşulların ürünü olan bir yasanın esasen tümden kaldırılması gerekir. TMK'daki bu eşitsizliği oluşturan 2. maddenin de kaldırılması binlerce insanın binlerce yıl sürecek mağduriyetini engelleyecektir" diye konuştu.

 

Cezaevlerinde kaç kişi var?
Türkiye'de cezaevlerinde 2013 yılı Kasım ayı itibari ile 112 bin 145'i hükümlü, 28 bin 571'i tutuklu olmak üzere toplam 140 bin 716 kişi bulunuyor. Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre, cezaevlerinde 2013 yılı Kasım ayı itibari ile hükümlü erkek sayısı 107 bin 972 kişi, hükümlü kadın sayısı 3 bin 756 kişi, hükümlü çocuk sayısı 417 kişi olmak üzere toplam hükümlü sayısı 112 bin 145 kişi. Tutuklu kişilerde ise erkek sayısı 25 bin 833 kişi, kadın sayısı bin 276 kişi, çocuk sayısı bin 462 kişi olmak üzere toplam 140 bin 716 kişi cezaevlerinde bulunuyor.

 

Türkiye'de kaç cezaevi var?
Türkiye'de 305 kapalı ceza infaz kurumu, 46 müstakil açık ceza infaz kurumu, bir çocuk eğitim evi, 5 kadın kapalı, bir kadın açık, 3 çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 361 ceza infaz kurumu bulunuyor. Bu kurumların toplam kapasitesi ise 153 bin 340 kişidir. (Şükrü Gündüz - İLKHA)