VAN- Sağlık ve Sosyal Hizmet Sendikası (Sağlık- Sen) Van Şube Başkanı Hikmet Bilgin, Tam Gün Yasası ilgili İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.
Konu ile ilgili olarak İLKHA'ya konuşan Bilgin, daha önce uzman hekimlerin uzmanlıklarını aldıktan sonra istedikleri herhangi bir yerde özel bir muayenehane açabildiğini, bu sayede hem devlette hem de özelde çalışabildiklerini hatırlatarak, bu uygulamanın beraberinde çok ciddi sıkıntıları ve mağduriyetleri getirdiğini söyledi.
'Özel muayenehanemde daha detaylı görüşelim'
Devletin tanıdığı bu hakları kimi doktorların suistimal ettiğini belirten Bilgin, "Maalesef kimi meslektaşımız, devletteki masasına bir kart bırakarak, 'Özel muayenehanemde daha detaylı görüşelim' demek suretiyle, insanlar en doğal hakları olan sağlık hizmetlerinden yoksun bırakılıyor ve hastalar mağdur ediliyorlardı. Biliyorsunuz sağlık söz konusu olunca, her türlü sıkıntılara katlanılıyor ve adamın bir ineği varsa onu satıp ya da bir tarlası varsa onu satarak özel muayenehanelere veriyordu. Bu da, devletten ücretsiz alması gereken hizmeti ciddi külfetler karşılığında almasına neden oluyordu. Tam Gün Yasası bunun önüne geçmeyi başardı. Çünkü tam gün yasası ile bakanlık net bir ifade ile 'Ya kamuda çalışırsınınız ve ya ayrılıp özelde çalışırsınız. Part time çalışamazsınız' dedi." ifadelerini kullandı.
Daha önceki dönemlerde hastaların günlerce kuyrukta beklemek zorunda kaldığını belirten Bilgin, günlerce sıra alamayan ve ciddi anlamda tedavi edilemeyen hastaların olduğunu ifade ederek, "Tam gün yasasının getirmiş olduğu avantaj, doktorlar ne kadar çok hastaya bakarsa o kadar döner sermaye alıyor. Ne kadar çok ameliyat yaparsa o kadar ek para alıyor. Bu da doktorların hastalarına daha çok önem vermeye başlamasına neden oldu. Bu da hastalara hekim seçme hakkı ve tedavide oldukça rahatlama getirdi" şeklinde konuştu.
'Revizyon doktorların genelini kapsarsa, tam günü yasası biter'
Tam gün yasasının getirdiği tek dezavantajın, YÖK'e bağlı hastanelerde çalışan hekimlerin, kamu yerine özel sektörü seçmeleri olduğunu ifade eden Bilgin, bu da zamanla kamuda uzman doktor, doçent ve ya Profesör açığının ortaya çıkmasına neden olduğunu dile getirerek, "Kimi hocalarımız aynı anda iki tarafta çalışamayacağı için, kadrosunu kamuda bırakarak özele geçti ve sadece öğretim görevlisi statüsünde öğrencilerin derslerine girmeye başladılar. Son günlerde gündeme gelen tam gündeki revizyonların ana sebebi de budur. Bu noktada ciddi bir çalışma yapılarak özellikle kaybedilmiş hocalarımızın tekrar kazandırılması noktasında, bunun yapılması elbette olumlu karşılanabilir. Ancak geneli kapsayan bir çalışma içerisine girilirse, oturmuş olan bir yasanın yani tam gün yasasını iflası anlamına gelecektir." diye konuştu.
Yasada yapılacak olan revizyonun iyi düşünülmesi gerektiğini belirten Bilgin, "Dolayısıyla burada atılacak bir adımın mutlaka dikkatli atılması gerekir. Gündeme gelen revizyonlarda, özellikle hem özelde hem de üniversite hastanelerinde çalışacak olan hocaların yüzde 5 ila yüzde 10'unu rektörlerin belirlemesi ön görülüyor. Bunun adaletli bir uygulama olduğuna inanmıyoruz. Bu yüzde 5 ya da yüzde 10 neye göre belirlenecek belli değil. Bu yüzde 5'lik kesim özel muayenehane açarken geride kalan yüzde 95'in suçu ne?" dedi.
'Yasa, halka hizmet hakka hizmet düsturu ile düzenlenmeli'
Tam gün yasasının özellikle de insan odaklı olacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini aktaran Bilgin, bunun halka hizmet hakka hizmet düsturu ile düzenlenmesi gerektiğini vurgulayarak, aksi takdirde bunun çok olumsuz taraflarının olabileceğine dikkat çekti.
Öte yandan tam gün yasasında yapılması düşünülen revizyonda, tavanı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından belirlenmek koşuluyla, kamu hastaneleri ve özel üniversite hastanelerinde çalışan doçent, profesör gibi öğretim üyeleri için ilave ücret uygulamasının yeniden başlayacağı ön görülürken, yeni düzenlemeye gerekçe olarak, hastaların hekim tercih hakkı ve finansal sıkıntılar yaşanması gösteriliyor. (Murat Dalgın-İLKHA)