Hüseyin Gültekin - Lider Haber TV’nin canlı yayın konuğu olan Yapıcıoğlu, çifte vatandaş olup soykırım suçuna iştirak etmiş olanların cezalandırılmasına yönelik kanun tekliflerinin Genel Kurul gündemine indirilip oy birliğiyle kabul edilmesi için tüm siyasi partilere çağrıda bulundu.

Meclis tatile girmeden önce verdikleri kanun teklifleri ile ilgili konuşan Yapıcıoğlu, “Bizim 2023 yılında yani geçen senenin aralık ayında Meclis Başkanlığı’na sunmuş olduğumuz bir yasa teklifimiz vardı. Çifte vatandaş olup soykırım suçuna iştirak etmiş olanların cezalandırılmasına yönelik bir kanun teklifiydi bu. Biliyorsunuz, muhalefet partileri tarafından verilen kanun teklifleri komisyonlarda çoğunlukla ele alınmıyor. Sıra onlara gelmiyor bir türlü. Ama 45 gün boyunca komisyonda görüşülmeyen kanun tekliflerinin doğrudan Genel Kurul’un gündemine alınması için önerge verme hakkı vardır. Her bir Milletvekili bir yasama yılı içerisinde bir defa bu hakkını kullanabilir. Biz de geçen sene vermiş olduğumuz kanun teklifleriyle ilgili olarak sadece bu kanunla ilgili bu hakkımızı kullandık. Mayıs ayında önergemizi sunduk ve daha sonra Genel Kurul’da bu oylandı. Yani Genel Kurul’un gündemine alınıp alınmayacağı oylandı. Oylama sonucu kanun teklifimizin doğrudan doğruya Genel Kurul gündemine alınıp görüşülmesi kabul edildi.” dedi.

“Siyonist vahşet durdurulmazsa hedef sadece Gazze değildir. Bunlar eğer durdurulmazsa savaşı bölgeye yayacaklar”

Kanun tekliflerinin bir an önce yasalaşmasını beklediklerini belirten Yapıcıoğlu, “Biz Gazze'de devam eden soykırımın durdurulmasına bir katkı sunmak amacıyla böyle bir kanun teklif etmiştik. Maalesef neredeyse Gazze diye bir şey kalmadı. Gazze dümdüz edildi. Şimdi Lübnan'a sıçradı. Biz, ilk günden itibaren dedik ki bu siyonist vahşet durdurulmazsa hedef sadece Gazze değildir. Arz-ı Mev’ud gibi sapık bir ideolojileri vardır ve bu Arz-ı Mev’ud’un içerisinde Mısır, Lübnan, Ürdün, Suriye, Irak, İran, Türkiye... Bunların hepsi vardır. Bunlar eğer durdurulmazsa savaşı bölgeye yayacaklardır.” ifadelerini kullandı.

“Siyonist vahşetin gücünün kırılması lazım”

“Savaşın bölgeye yayılması önlenmek isteniyorsa mutlaka bu siyonist vahşetin, bu insanlık düşmanı sapık ideolojinin durdurulması lazım.” diyen Yapıcıoğlu, şunları söyledi:

“Peki nasıl durdurulacak? Bunun iki tane yolu var. Bir, güç kullanılarak. İki, ekonomik olarak onları durdurmak mümkündür. Yani şu anda eğer ekonomik destek sağlanmazsa, eğer mühimmatı Amerika tarafından gönderilmezse belki birkaç gün bile savaşacak durumda değildirler. Ekonomileri tamamen durmuş vaziyette. Fakat maalesef finanse ediliyorlar. Amerika durmadan milyar dolarlık paketler açıklıyor ve onlara bu desteği veriyor. Bu desteklerin bir şekilde kesilmesi lazım. Nasıl kesilir? Eğer sadece İslam dünyası topyekûn ambargo silahını ya da boykot silahını kullanırsa, sadece bunu kullanarak bile bunları durdurmak mümkün hale gelebilecek. Eğer bu olmazsa yarın silah kullanarak durdurmak zorunda kalacağız.

Eninde sonunda o çatışma kapıya gelecek. Bunu görmek lazım. Bunun olmaması için o zaman bu siyonist vahşetin gücünün kırılması lazım. Bu nedenle diyoruz ki bunun adımlarından birisi olarak şu anda belki oradakileri de durdurmaya ya da yargılamaya gücümüz yetmiyor. Uluslararası Adalet Divanı’nda biliyorsunuz soykırım suçundan dolayı bir yargılama var ama bu yargılamayla ilgili savcının talep etmiş olduğu yakalama kararı ile ilgili aylardır bir karar çıkmıyor ve açıktan tehdit ediyorlar.”

“Kendi vatandaşımız olup da soykırım suçuna iştirak etmiş olanlar varsa en azından onları yargılayalım”

Kanun tekliflerinin amacından söz eden Yapıcıoğlu, “Eğer onlara elimiz yetişmiyorsa en azından şunu yapabiliriz. Kendi vatandaşımız olup da soykırım suçuna iştirak etmiş olanlar varsa en azından onları yargılayalım. Onlar yargılanacaklarını bilirlerse belki bir nebze olsun bu soykırım suçuna iştirak edenlerin sayısında bir azalma olur. Cebinde israil pasaportu taşıyan insanların önemli bir kısmı ceplerinde ikinci bir pasaport taşıyorlar. Biz dedik ki en azından Türkiye Cumhuriyeti pasaportunu cebinde taşıyan ve bu pasaport cebinde olup da soykırım suçuna fiilen katılmış olan insanları yargılayalım. Eğer suç işlemişlerse, mahkemede de suçları sabit görülürse bunları cezalandıralım. Eğer yapılan çağrıya rağmen yargılanmak üzere Türkiye dönmezlerse o zaman vatandaşlıklarını ve pasaportlarını iptal edelim. Artık Türkiye onların bu soykırım suçunun ayıbını taşıyan bir ülke olmasın. Yani bizim soykırımcı vatandaşlarımız olmasın. En azından insanlık suçuna ortak olmamış oluruz.” dedi.

“Bütün siyasi partiler gelin hep beraber bu kanunu oy birliğiyle meclisten geçirelim”

Kanun tekliflerinin meclise bir an önce gelmesi için Mecliste Milletvekili bulunan siyasi partilere seslenen Yapıcıoğlu, şunları kaydetti:

“Kanun teklifimizin de meclisin gündemine gelmesi için çalışmalarımız olacak. Bütçe görüşmelerine başlamadan önce bu kanun teklifimizin Meclis gündemine gelmesi yönünde bir talebimiz vardır. Umarım gelir. Bütün siyasi partilere daha önce çağrıda bulunmuştuk. Daha önce kanun teklifimizin Genel Kurul’a inmesine destek veren partilere de bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Siyonistler sadece Lübnan'da Hizbullah’la savaşmıyor. Gazze’de sadece Hamas'la savaşmıyor. Siyonizm ideolojisi aslında bütün bir insanlığa karşı bir beladır ve bu nedenle diyoruz ki siyonizm aslında terörizmdir. Hem de dünyanın en tehlikeli terörizmidir. Çünkü hiçbir terör örgütünün elinde F-35 savaş uçakları yok. F-35 savaş uçaklarıyla masum bebeklerin üzerine tonluk bombalar yağdıran bir terör örgütüyle karşı karşıyayız.

Bunları durdurmak için insanlığın ortak hareket etmesi gerekir. Biz diyoruz ki en azından mecliste böyle bir dayanışma ortaya koyalım. Siyasi görüşü ne olursa olsun bütün siyasi partiler gelin birlikte önergelerle bu verdiğimiz teklife yeni şekil mi veriyoruz, ne yapacaksak yapalım ve bu kanunu oy birliğiyle meclisten geçirelim. Daha önce bu Meclis oy birliğiyle siyonist vahşeti kınama kararları aldı. Siyonist vahşeti durdurma yolunda küçük de olsa atabileceğimiz bu adımı atma konusunda ortak bir iradeyle bu işi gerçekleştirelim istiyoruz.”