GİMDES Baş Denetçisi İbrahim Halil Yüzgül, kantinlerdeki gıda ürünlerinin bazıları arasında zararlı katkı maddeleri bulunan meyve suları, atıştırmalıklar ve abur cuburların yer aldığını belirterek çocukların sağlığını tehlikeye atan bu durumun ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti.

Sağlıklı beslenme bilincinin artırılması ve kantinlerdeki ürünlerin denetlenmesi gerektiği vurgulanarak okul idarelerine ve ailelere önemli sorumluluklar düştüğü ifade edildi.

“Meyve sularında aspartam ve asesülfan gibi zararlı maddeler bulunabiliyor”

Yüzgül, "2024-2025 eğitim ve öğretim yılının hayırlı olmasını diliyorum. Okullarımızın kantinlerinde satılan ürünler konusunda Tarım Bakanlığımızın denetimlerini daha etkin hale getirmesini ve okul idarelerinin bu konuya hassasiyet göstermesini talep ediyoruz. Bunun sebebi, okul kantinlerinde satılan ürünlerin zararlı veya haram maddeler içermesi durumunda, bu ürünlerin çocuklarımız için zehirleyici olabileceğidir. Örneğin, meyve sularında aspartam ve asesülfan gibi zararlı maddeler bulunabiliyor. Asesülfan, katrandan elde edilen bir madde olup, bir kilosu 180 kilo şeker kadar tatlıdır; dolayısıyla bu madde tamamen zararlıdır. Ayrıca, aspartam veya asesülfan içeren ürünlerde "soğuk içiniz" ibaresi bulunmaktadır. Ancak, bu maddeler sıcak içildiğinde öldürücü etkiye sahip olabilir. Eğer çocuklarımıza aldığımız meyve sularının içinde bu maddeler varsa ve bunu sıcak olarak içiriyorsak, durum oldukça tehlikeli.” dedi.

“Çocuklarımızın helal ve temiz gıdalar tüketmesi gerekmektedir”

GDO’lu ürün uyarısı yapan Yüzgül, “Okul kantinlerinde bulunan mısır çerezleri de bir örnek olarak verilebilir. Bu ürünlerin içerisinde GDO bulunabiliyor ve peynir yapımında kullanılan maddeler de yer alabiliyor. Peynir altı suyundan elde edilen maddeler kullanılıyor. Bu ürünlerin helal sertifikası bulunması gerektiği unutulmamalıdır. Mısır çerezleri ve cipslerde, peynir mayasının domuzdan elde edilme ihtimali yüksek. Bu nedenle, bu konuya hassasiyet gösterilmesi gerekiyor. Patates cipsleri de başka bir örnektir. Bu ürünlerin içerisinde kimyasal olan margarin yağlar veya GDO'su değiştirilmiş kanola yağları bulunabiliyor. Ayrıca, monosodyum glutamat gibi çocuklar için gerçekten zararlı ve kanserojen maddeler de yer alabilir. Tüm bu ürünlerin çok iyi incelenmesi ve denetlenmesi şarttır. Ancak bu denetimlerin İslami kurallara uygun yapılması önemlidir. Çünkü çocuklarımızın helal ve temiz gıdalar tüketmesi gerekmektedir.” diye konuştu.

“Çocuklarımızın ne yediği ve ne içtiği kadar evde kullandığımız deterjanların içeriği de önemlidir”

Ürünlerin zararlı veya haram olup olmaması değil; ticaretin kâr elde etme amacının taşındığına dikkat çeken Yüzgül, “Okullarda veya marketlerde raf ömrünün uzun olması için kullanılan maddeler nedeniyle ürünler ucuzlatılabiliyor. Ancak bu durumun en önemli noktası, ürünlerin zararlı veya haram olup olmaması değil; ticaretin kâr elde etme amacı taşımaktadır. Bu yüzden, içerdikleri jelatin veya karmin gibi maddelerin varlığı önemli değildir.  Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da temizlik ürünlerindeki katkı maddeleridir. Temizlik ürünlerinde 8 bin  civarı katkı maddesi bulunmaktadır; bunların bir kısmı belki helal kabul edilebilir, ancak çoğu zararlı veya haramdır. Buna dikkat edilmesi gerekmektedir. Çocuklarımızın ne yediği ve ne içtiği kadar evde kullandığımız deterjanların içeriği de önemlidir. Bir insan ömrü boyunca ortalama 20 kilo deterjanı vücudu aracılığıyla alır.” şeklinde konuştu.

Yüzgül son olarak şunları söyledi:

“Hayatımızın İslam’a göre temiz ve hijyenik olması gerektiğini vurgulamak isterim. Bu nedenle, özellikle anne ve babalara tavsiyemiz, çocukların beslenmesi için evde kendilerinin hazırladığı ürünleri tercih etmeleri ve helal marketlerden veya GİMDES helal sertifikalı ürünler almalarıdır. Çocuklarımızın yemeklerinin evde hazırlanması, çok daha uygun bir seçenek olacaktır." (İLKHA)