Seçim çalışmaları kapsamında Adıyaman`ın Kahta ilçesine gelen HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Mehmet Yavuz, İLKHA`ya konuştu.
Parti çalışmaları hakkında bilgi veren Yavuz , "Şu an hem teşkilatlanma hem de seçime yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Son durum itibarı ile 48 il, 362 ilçe ve 128 beldede teşkilatımızı tamamlamış bulunmaktayız. Seçim çalışmaları kapsamında ise aday adaylarının başvuru süreci ile seçime gireceğimiz yerlerin hangileri olduğuna son şeklini vermeye çalışıyoruz. Seçime gireceğimizin kesin olduğu yerlerde ise teşkilat mensubu üyelerimiz tarafından tanıtıcı broşürler eşliğinde ev ve esnaf ziyaretleri yapılmaktadır." dedi.
PKK/KCK Ve BDP`nin HÜDA PAR`a yönelik yaptığı saldırılara da değinen Yavuz, " PKK ve BDP kendisine rakip olarak gördüğü her yapıyı sindirme geleneğinden geliyor. Bunu sadece biz değil, bu yapıyı tanıyan herkes söylüyor. HAK PAR, KADEP ziyaretlerimizde bizatihi bu partilerin genel başkanları da bunu açıklıkla ifade ettiler. Bu, tek olma isteğinden neşet eden despotik bir zihniyettir. Kendi dışındaki yapılara hayat hakkı tanımama, örgütlenme hakkına saygılı olamama gibi hususlar, beraberinde şiddeti kutsama gibi tehlikeli bir anlayışı doğuruyor. Hele hele söz konusu olan HÜDA PAR gibi yapılar olunca akıl ve sağduyu tamamen devreden çıkabiliyor ve saldırganlığın dozu iyice artabiliyor. Bu, bir yönde tek parti zihniyetinin 1950`ye kadar Türkiye`de yaptıklarını Kürdistan`da yapma isteğinden kaynaklanıyor. Bu yapıların içinde bulunduğumuz konjonktür ve şartlar altında bunun mümkün olmadığını er veya geç anlayacaklarını umuyor ve bu yapılar içindeki akl-ı selim sahiplerinin baskın çıkarak bu anlamsızlığa son vermelerini diliyoruz." şeklide konuştu.
Eskiden Hizbullah`ı hedef alan PKK ve BDP`nin kendi oluşumundan başka hiçbir oluşuma hayat hakkı tanımayan zihniyeti ile şimdi de HÜDA PAR`ı hedef aldığını söyleyen Yavuz sözlerini şöyle sürdürdü, "O dönem ciddi rakip olarak Hizbullah Cemaati`ni görüyordu, şimdi ise HÜDA PAR`ı görüyor. Dünde yani 70`li yılların sonunda sol fraksiyon ve grupları rakip olarak görüyordu ve onları sindiriyordu. Bu, biraz önce de belirttiğim gibi kendisine rakip olarak gördüğü, hegemonyası karşısında boyun eğdiremediği yapıları tasfiye etme, şiddet kullanarak yok etme şeklindeki Stalinist bir gelenekten gelme ile doğrudan ilişkili bir husustur. Bölgede teşkilatı bulunan CHP gibi ideolojik akrabalığının bulunduğu ve rakip olarak görmediği yapılara karışmamasının ana nedeni de budur esasen."
Karma eğitimin yüzyılın hatası olduğunu söyleyen Yavuz, "Uygar dünya(!) diye tabir ettikleri Amerika ve Avrupa`nın hızla bu anlayıştan uzaklaşarak kız-erkek ayrı eğitim sistemine geçtiklerini görüyoruz. Batı her konuda olduğu gibi bu konuda da pragmatik yani çıkarcı bir anlayışa sahiptir. Yaptırdığı deneyler ve araştırmalar sonucu normal eğitimin karma eğitimden çok daha verimli olduğunu ispat edince derhal bundan vazgeçti. Bizde ise her konuda olduğu gibi yerleşik statükonun ideolojisi gözlüğüyle olaylara bakma anlayışı halen bir devlet politikası olarak kabul gördüğünden mesele, bilim ve pedagoji zemininden uzak, ideolojik mülahazalar ve bildik kısır tartışmalara konu oluyor maalesef. Parti programımızda da belirttiğimiz gibi karma eğitim anlayışından derhal vazgeçilmeli, eğitim müfredatı inancımıza saygı etrafında yeniden şekillendirilmelidir. Öğrenci evleri meselesinde ise, kolluğun sapla samanı birbirine karıştıracak uygulamalara imkân tanımayacak derecede yasal düzenlemeler yapılmalıdır." ifadelerini kullandı. (Mehmet Eren - İLKHA)
Parti çalışmaları hakkında bilgi veren Yavuz , "Şu an hem teşkilatlanma hem de seçime yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Son durum itibarı ile 48 il, 362 ilçe ve 128 beldede teşkilatımızı tamamlamış bulunmaktayız. Seçim çalışmaları kapsamında ise aday adaylarının başvuru süreci ile seçime gireceğimiz yerlerin hangileri olduğuna son şeklini vermeye çalışıyoruz. Seçime gireceğimizin kesin olduğu yerlerde ise teşkilat mensubu üyelerimiz tarafından tanıtıcı broşürler eşliğinde ev ve esnaf ziyaretleri yapılmaktadır." dedi.
PKK/KCK Ve BDP`nin HÜDA PAR`a yönelik yaptığı saldırılara da değinen Yavuz, " PKK ve BDP kendisine rakip olarak gördüğü her yapıyı sindirme geleneğinden geliyor. Bunu sadece biz değil, bu yapıyı tanıyan herkes söylüyor. HAK PAR, KADEP ziyaretlerimizde bizatihi bu partilerin genel başkanları da bunu açıklıkla ifade ettiler. Bu, tek olma isteğinden neşet eden despotik bir zihniyettir. Kendi dışındaki yapılara hayat hakkı tanımama, örgütlenme hakkına saygılı olamama gibi hususlar, beraberinde şiddeti kutsama gibi tehlikeli bir anlayışı doğuruyor. Hele hele söz konusu olan HÜDA PAR gibi yapılar olunca akıl ve sağduyu tamamen devreden çıkabiliyor ve saldırganlığın dozu iyice artabiliyor. Bu, bir yönde tek parti zihniyetinin 1950`ye kadar Türkiye`de yaptıklarını Kürdistan`da yapma isteğinden kaynaklanıyor. Bu yapıların içinde bulunduğumuz konjonktür ve şartlar altında bunun mümkün olmadığını er veya geç anlayacaklarını umuyor ve bu yapılar içindeki akl-ı selim sahiplerinin baskın çıkarak bu anlamsızlığa son vermelerini diliyoruz." şeklide konuştu.
Eskiden Hizbullah`ı hedef alan PKK ve BDP`nin kendi oluşumundan başka hiçbir oluşuma hayat hakkı tanımayan zihniyeti ile şimdi de HÜDA PAR`ı hedef aldığını söyleyen Yavuz sözlerini şöyle sürdürdü, "O dönem ciddi rakip olarak Hizbullah Cemaati`ni görüyordu, şimdi ise HÜDA PAR`ı görüyor. Dünde yani 70`li yılların sonunda sol fraksiyon ve grupları rakip olarak görüyordu ve onları sindiriyordu. Bu, biraz önce de belirttiğim gibi kendisine rakip olarak gördüğü, hegemonyası karşısında boyun eğdiremediği yapıları tasfiye etme, şiddet kullanarak yok etme şeklindeki Stalinist bir gelenekten gelme ile doğrudan ilişkili bir husustur. Bölgede teşkilatı bulunan CHP gibi ideolojik akrabalığının bulunduğu ve rakip olarak görmediği yapılara karışmamasının ana nedeni de budur esasen."
Karma eğitimin yüzyılın hatası olduğunu söyleyen Yavuz, "Uygar dünya(!) diye tabir ettikleri Amerika ve Avrupa`nın hızla bu anlayıştan uzaklaşarak kız-erkek ayrı eğitim sistemine geçtiklerini görüyoruz. Batı her konuda olduğu gibi bu konuda da pragmatik yani çıkarcı bir anlayışa sahiptir. Yaptırdığı deneyler ve araştırmalar sonucu normal eğitimin karma eğitimden çok daha verimli olduğunu ispat edince derhal bundan vazgeçti. Bizde ise her konuda olduğu gibi yerleşik statükonun ideolojisi gözlüğüyle olaylara bakma anlayışı halen bir devlet politikası olarak kabul gördüğünden mesele, bilim ve pedagoji zemininden uzak, ideolojik mülahazalar ve bildik kısır tartışmalara konu oluyor maalesef. Parti programımızda da belirttiğimiz gibi karma eğitim anlayışından derhal vazgeçilmeli, eğitim müfredatı inancımıza saygı etrafında yeniden şekillendirilmelidir. Öğrenci evleri meselesinde ise, kolluğun sapla samanı birbirine karıştıracak uygulamalara imkân tanımayacak derecede yasal düzenlemeler yapılmalıdır." ifadelerini kullandı. (Mehmet Eren - İLKHA)