BURSA - Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden 28 Şubat Davası`nı izlemeye giden mağdurlar, yaşadıklarını İLKHA`ya anlattılar.

"Başörtümden dolayı mesleğimden ihraç edildim"
28 Şubat`tan önce başörtülü bir şekilde öğretmenlik yaptığını söyleyen Emine Hocaoğulları, "5 sene boyunca başörtülü bir şekilde çalıştıktan sonra birden suç olmayan bir şey suç oldu. Başörtüm bahane edilerek mesleğimden, memuriyetten ihraç edildim."dedi.

Er ya da geç adaletin tecelli edeceğine inandığını ifade eden Hocaoğulları, "Dünya`da veya ahirettte hiç fark etmiyor ama dünyada bunları görmekte elbette güzel bir duygu." şeklinde konuştu.

"Her gün işten atılma korkusu yaşadım"
Hekim olduğunu söyleyen Zehra Ambarcıoğlu, diğer arkadaşlarının yaşadıklarına göre çok vahim şeyler yaşamadığını belirterek, "Kıyafet dolaysıyla 8 -9 sağlık ocağı değiştirmek zorunda kaldım. Taciz edildim, rahatsız edildim her gün işten atılma korkusu yaşadım."şeklinde konuştu.
Küçük çocuğu olmasına rağmen evinden çok uzak yerlerde çalışmak zorunda bırakıldığını dile getiren Ambarcıoğlu, "Kimsenin çalışmak istemediği yerlerde çalıştırıldım belki de bundan dolayı atmadılar işten." diye konuştu.

Başörtüsünden dolayı okulunu bırakmak zorunda kaldığını söyleyen Emine Tekin, "Açık öğretimden okulumu bitirmek zorunda kaldım o şekilde üniversiteyi tamamladım." dedi.

"Hayat hakkımız elimizden alındı"
Başörtüsünden dolayı eğitim ve hayat haklarının ellerinden alındığını söyleyen diğer bir mağdur Nihal Şen, "Üniversitelerden atıldık, hayatımız elimizden alındı bir nevi."dedi. Şuan ki yargılama sürecinde ise herkese hakkının verilmesini istediğini söyleyen Şen, yargılama sürecinin de çok adil olmadığını öne sürerek tahliyelerin çok fazla olmasından yakındı.
 
28 Şubat`ta çok kötü şeyler yaşadığını söyleyen Servet Tuncel, "Öğretmendim, okulum ve öğrencilerim elimden alındı. Evladımın okulu elinden alındı." dedi.

"Tek suçumuz başörtülü olmaktı"
"Polisler kovaladı biz koştuk ve tek suçumuz başörtülü olmaktı" diyen Tuncel, her şeye rağmen hayatın devam ettiğini ama bıraktığı yaraların ve psikolojik izlerin tamirinin mümkün olmadığını sözlerine ekledi.

Tuncel, Her şeye rağmen inançlı olduklarından dolayı her şeyi Allah`a havale ettiklerini söyleyerek, "Rabbim suçluların cezasını sadece öteki dünyaya bırakmıyor bu dünyada da cezalarını vereceğine inanıyorum." dedi.

28 Şubat`ta herhangi bir mağduriyet yaşamadığını söyleyen Ruşen Karahasanoğlu da arkadaşlarının haklı davasında yanlarında olmak için Ankara`ya onlarla birlikte gittiğini söyledi.

İsmail Hakkı Bursevi Vakfı Müdürü Mehmet Ali İnce ise o dönemde yaşadıklarını şu cümlelerle ifade etti, " 28 Şubat döneminde bütün Kur`an Kursları kapatılma ile karşı karşıya kaldı. Bizde bunlardan sadece bir tanesiydik. Bizim de Kursumuzda 200 kadar öğrencimizden 20 tanesi kaldı. Kur`an öğretecek kimse bulamadık."

Dönemin Jandarma Genel Komutanı Levent Ersöz tarafından Kur`an Kurslarına ait imarlı bir binanın sırf Kur`an eğitimi yapıldığı için bizzat kendisinin gelerek binanın yıkılması için teşebbüste bulunduğunu söyleyen İnce, "Fakat biz bu durumu yerel mahkemeye dava ettik mahkemede yıkımın yanlış olduğu yönünde karar verdi. Zaten yanlış olduğunu kendileri de biliyorlardı ama amaç Kur`an Kurslarına düşmanlıktı. Çok şükür o günleri atlattık ama inşallah o günler bir daha yaşanmaz diye ümit ediyoruz." dedi. (Zeki Aras-İLKHA)