Hüseyin Kaya / Doğruhaber / Analiz
 
Fethullah Gülen adına açıklama yapan Herkul.org sitesinin editörü Osman Şimşek, Twitter mesajlarını yazarken “Hocamızdan da teyid aldım” ifadesini kullanmış. Şimşek kendisine ait Twitter hesabından yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecinde Gülen’in cemaat desteğiyle kurulan okulların yönetimini önerdiğini, dershanelerle ilgili tartışmada da benzer teklifi bu kez Cumhurbaşkanı Gül’e mesaj olarak ilettiğini yazdı. İşte Şimşek’in o mesajı;

“Hocaefendi Çevik Bir’e yaptığının çok ötesinde örnek bir davranışı hal-i hazırdaki devlet büyüklerimize de sergiledi. Geçtiğimiz haftalarda Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Zat-ı alileri vasıtasıyla diğer büyüklerimize mesaj gönderdi. “Bu müesseseler milletin eseri; yeter ki millete hizmet etsin; ama kapanmasın, heder olmasın. Allah’ın lütfettiği bu kurumları kim yönetirse yönetsin; ama millete hizmet etmeye devam etsin” Allah biliyor ki, ‘biz idare edelim’ hırsımız yok; muradımız hizmetlerin garazlara kurban edilmemesi.”

Tamam işte, artık bir sorun kalmadı mı diyorsunuz? Size katılmıyorum.

Gülen, 28 Şubat döneminde okullarını dönemin Cumhurbaşkanına değil, Genelkurmay Başkanına değil Genelkurmay ikinci başkanı olan bir komutana önermişti.

Hem de tarihe geçen bir mektupla.

Şimdi mektupta geçen kibar, nezih ve saygılı üsluba dikkatinizi çekerim. Bir de son zamanlardaki bol firavunlu, bol nemrutlu ifadeleri hatırlayın:

“Genel Kurmayımız’ın çok değerli İkinci Başkanı Sayın Komutanım,

Son günlerde medyamızda yeniden gündeme gelen ve yanlışlıkla ismimle birlikte anılan okullarla ilgili olarak, şu birkaç satırla huzurlarınızı işgal edeceğim için yüksek af ve hoşgörünüze sığınıyorum.

Değerli Komutanım. Birinci Dünya Harbi’nden çıkmış, Kurtuluş Savaşı’nı vermiş bir ülkede, İkinci Dünya Harbi’nin hemen arkasında Sovyetler Birliği tarafından tehdit altında tutulan bir doğu vilâyetimizde çocukluğu geçmiş ve büyük acılar içinde büyümüş bir insan olarak, çocukluğumdan beri içimde uyanan milliyetçilik ve ülkeme hizmet duygularımı, resmî bir Diyanet görevlisi olarak görev yaptığım hemen her yerde ve cami kürsülerinde dile getirmeğe çalıştım.

Tamamen Türk eğitim sistemine bağlı olarak faaliyet gösteren bu okullarda eğer, Türkiye Cumhuriyeti’nin lâik, bağımsız ve sosyal bir hukuk devleti özelliğinin aksine bir faaliyet varsa, devletimizden önce ben, bu okulların açılmasını teşvik etmiş biri olarak kapatılmalarını teşvik ederim. Eğer, bazılarının iddia ettiği gibi, bu okullarda herhangi bir dış ülkeden veya ülkemize düşman kuruluşlardan alınmış tek kuruşluk destek varsa, zaten hastalıklarla sonuna gelmiş hayatımı bizzat kendi ellerimle noktalarım.

Böyle bir mektupla kıymetli vakitlerinizi işgal etme sû-i edebinde bulunduğum için tekrar özür diler, yeni yılda sıhhat ve afiyet dileklerimle birlikte, en derin saygılarımın kabûlünü arzederim efendim.

Fethullah GÜLEN”

Mektubun tümünü yer darlığı nedeniyle almadım. Arzu edenler internetten tümünü bulup okuyabilirler.

Muktedir olan Çevik Bir’di evet, ama yine de şık olan dönemin iktidarına bunu teklif etmek değil miydi? En azından bir mektup da siyasi iktidara gönderilebilirdi.

O zaman yapılması gereken yapılmadı, şimdi de yapılmıyor.

Şimdi neden Hükümet değil de Cumhurbaşkanı?

Nedeni bana göre yapılan açıklamanın son cümlesinde gizli.