VAN - Özellikle batılılaşma adı altında son yıllarda artan münkeratlara karşı Müslümanların tepkisinin zayıfladığını ifade eden Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Vecihi Sönmez, Allah Resulünün (sav) "Bir münkeri gördüğünüzde onu elinizle düzeltin. Buna gücünüz yetmiyorsa dilinizle düzeltin. Buna da gücünüz yetmiyorsa kalbinizde buğzedin ki, bu imanın en zayıf noktasıdır." hadisi şerifini hatırlatarak Müslümanların münkeratlara karşı mücadele etmesi gerektiğini dile getirdi.
Bir milletin ayakta durabilmesi için ahlaki zafiyete uğramaması gerektiğini belirten Doç. Dr. Sönmez, sokak ve caddelerimizin münkerattan geçilmediğini dile getirerek, son zamanlarda kendilerini muhafazakar aileler olarak tanımlayan ailelerin bile çocuklarına söz geçiremediğini ve münkerattan sakındıramadığını ifade etti.
Tüm Türkiye`de olduğu gibi Van`da da İslami camiaların ve şahısların münkerata karşı adeta tepkisizleştiğini belirten Sönmez, bir an önce münkeratın yeryüzünde silinmesi gerektiğini dile getirdi.
Münkeratlara karşı duyarsızlık rehavetten mi?
Müslümanların gerçekten Rablerinin istediği tarzda bir yaşam tarzı sergilemeleri gerektiğine vurgu yapan Sönmez, toplumun genelinde bir rehavet olduğuna işaret ederek, "Onun için bizlerin çalışmalarımızı arttırmamız gerekir. Toplumun her kesininde bir rehavet, bir vurdumduymazlık, kendini işten sıyırma ve `bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın` mantığı hakim olmuş." tespitinde bulundu.
Müslümanların gerçekten Rablerinin istediği tarzda bir yaşam tarzı sergilemeleri gerektiğine vurgu yapan Sönmez, toplumun genelinde bir rehavet olduğuna işaret ederek, "Onun için bizlerin çalışmalarımızı arttırmamız gerekir. Toplumun her kesininde bir rehavet, bir vurdumduymazlık, kendini işten sıyırma ve `bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın` mantığı hakim olmuş." tespitinde bulundu.
"İslami hükümleri yaşam safhasına geçirmeye çalışmamız lazım"
Müslümanların "Bana mı kalmış? Bana ne! Ben üzerime düşeni yapıyorum" şeklindeki avunmalarla kendi kendini avuttuğuna değinen Sönmez, Müslümanların bundan bir an önce kurtulması gerektiğini belirterek, "Bundan bir an önce kurtulmamız için dört elle İslami hükümleri yaşam safhasına geçirmemiz gerekir. Tabi bunun için de çalışması gerekir." diye konuştu.
Müslümanların "Bana mı kalmış? Bana ne! Ben üzerime düşeni yapıyorum" şeklindeki avunmalarla kendi kendini avuttuğuna değinen Sönmez, Müslümanların bundan bir an önce kurtulması gerektiğini belirterek, "Bundan bir an önce kurtulmamız için dört elle İslami hükümleri yaşam safhasına geçirmemiz gerekir. Tabi bunun için de çalışması gerekir." diye konuştu.
"Müslümanların en büyük imtihanlarından bir tanesi rehavettir"
Günümüzde İslam aleminin en büyük imtihanlarından bir tanesinin de rehavet olduğuna değinen Sönmez, Müslümanların üzerlerindeki rehavet toprağından silkinmesi gerektiğinin altını çizerek, "Bu her kişinin her ferdin kendi neslini ve kendi ailesini kurtaracak çalışmalar yapması ile mümkün olur. Bu noktada kesinlikle taviz verilmemeli ve neslimizin karşı karşıya kaldığı münkerattan muhafaza etmemiz gerekir." ifadelerini kullandı.
Günümüzde İslam aleminin en büyük imtihanlarından bir tanesinin de rehavet olduğuna değinen Sönmez, Müslümanların üzerlerindeki rehavet toprağından silkinmesi gerektiğinin altını çizerek, "Bu her kişinin her ferdin kendi neslini ve kendi ailesini kurtaracak çalışmalar yapması ile mümkün olur. Bu noktada kesinlikle taviz verilmemeli ve neslimizin karşı karşıya kaldığı münkerattan muhafaza etmemiz gerekir." ifadelerini kullandı.
Artan münkerat ve günahlara karşı tüm Müslümanların mücadele etmesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Vecihi Sönmez, "Bu tür günah ortamlarının önüne geçmek, kendimizi ve ailemizi bu tür ortamlardan kurtarmak için gerek grupsal gerek fikirsel gerekse cemaatsel olarak herkes etkili olduğu alanlarda mücadele etmelidir." diye konuştu. (Murat Dalgın - İLKHA)