Sorun herhangi bir sorun sahibinin sorumluluğunu gereği gibi yerine getirmemesinden ötürü meydana gelen olumsuz olguların tamamına verilen addır. Veya sorumluluk beklediği bireylerden misyonlarını yerine getirmelerinden ötürü kendi iç aleminde ve psikolojisinde meydana gelen çöküşlere ve çöküntülere verilen addır.
Aslında sorunların kaynağı sorumluluklarının gereğini layıkıyla yerine getirmeyen değil bizatihi bireyin kendisidir. Çünkü birey tek bir varlığı temsil ettiğinden olumsuz ve eksiz yönleride haliylen ziyadeleşecektir. Nasıl ki ormanda tek başına bir ağaç tüm tehlikelere karşı korumasız ve dayanaksızdır aynen öyle de birey de tek ağaç olduğu için savunmasız ve dayanaksızdır. Bundan ötürü eksikliklerle beraber yaşamayı bilmesini öğrenmelidir.
Biliyoruz ki şuan ki sosyo-psikolojik ortam sorunların esbabını hep karşı muhataba bağlıyor. Bir olumsuzluk ve nahoş bir durumla karşılaşırsa tek suçun karşı muhataptan kaynaklandığını savunuyor. Aslında bu korku psikolojisinin göstergesidir. Ve buda bireyin kendini eleştirmemesinden kaynaklanıyor.Bundan ötürü Üstad “onlar mevhum bir cemiyet istinadıyla zulmeder” cümlesini bu tür noksaniyeti olupta noksaniyetsiz gibi görünmeye çalışan bireyler için kullanılmıştır. İşte bundan ötürü sorunları karşıda değil de kendimizde aramayı bilmeliyiz. Bu korku psikozundan kurtulup gerçeklerle yüzleşmeliyiz .
Bizim bu şekilde yapacağımız öz eleştiri bireyin erken olgunlaşıp erken kavramasına vesile olacaktır.
Ondandır ki bizim belirli aralıklarla kendimizi birilerine eleştirmemiz lazımdır. Fakat bu seçeceğimiz insan bizi ne çok sövecek ne de çok övecek. Dengeli ve isabetli ifadelerle, yapıcı eleştirirlerle yıpranan yünlerimiz onarmaya çalışacak.
Son olarak dikkat edilecek bir diğer konu da; bize yapılacak olan eleştirilerin bizi diriltmeye gelirken ölümümüze sebebiyet vermemesidir.
Feyzullah Güzel / Kahta - Yaş: 19