Ya Resulallah seni özledim.Önceleri seni mi çok özleyeceğim yoksa annemi mi bilemiyordum.Ama seni de pek tanımıyordum.Daha çok küçükken Annemin anlattığı kadar biliyordum seni.Sonra seni daha iyi tanımak için Seni okumaya başladım.Etrafında pervaneler gibi dönen Zeyd’i gördüm, Enes’i gördüm , Bilal’ı gördüm, Halid’i gördüm.Hepsi seni annesinden babasından daha çok seviyordu.Senin tek bir sözüne feda ediyorlardı anne babalarını.Çok utandım kendimden.Ben de en çok seni seveceğim dedim kendi kendime.Onlara imrenerek bakıyordum.Seni daha çok sevmek ve daha çok tanımak için seni okuyordum ey iki cihan güneşi.Okudukça seni sanki yanımda gibi hissediyordum.Kim bilir belki de öyle idi.
 

Sonraları bir hadisini okudum. ‘‘Cennet annelerin ayaklarının altındadır.’’Oysa ki ben tüm günlerimi okumakla geçiriyordum.
Anne… Anneeeee!! Anneee!
Annem yoktu! vefat edeli 5 sene olmuştu gül yüzlümün.Göremeyecektim bir daha onu Gül kokulu annemden ayrılmıştım daha ufacık bir çocukken.
 

Ey Alemlerin Efendisi!
Hz.Amine’yi özlediğin kadar özlüyorum annemi…Ve baban Abdullah’ı görmek istediğin kadar görmek istiyorum babamı…
 

Özlem yüklü hayallerimden sıyrıldım ve seni okuyorum seni özlüyorum ey Kainatın efendisi.Biliyor musun ya Resulallah ? Ben şehid olmayı çok ama çook isterim. Şahadet şerbetini içip cennette komşu olmayı çok istiyorum.
Ve belki de dünyanın en büyük musibeti sardı her yanımı. Allah’ın Resulü vefat etti diyorlardı.Nasıl olur? Ümmet yetim mi kalacaktı? Ben ikinci kez mi yetim kalacaktım bu dünyada?
Mekke’nin fethinde bülbül misali ezan okuyan Bilal mahzundu bu gün kelimeler boğazına düğümleniyordu Siyah inci’nin yoksa…
 

Yoksa Gülü mü solmuştu Bilal’ın?
Yoksa Ümmetin yetim peygamberi yetim mi bırakacaktı ümmetini?
Şimdi güller mahzun bülbüller mahzun Ezanlar mahzun ahir zaman ümmetin sana mahzun…
Sana geldiğimizde kapını çaldığımızda yetim kalan ümmetinin başını okşar mısın ya Habiballah?

 

Rıdvan Taş / İstanbul – Yaş: 20