Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, imam hatip okullarının, geçmişten bugüne ortaya koyduğu kültürel sermaye, gündelik hayatın akışına müdahil olarak takdim ettiği insan tipolojisi ve ülkenin dini gerçekliğinin inşasında söze dahil olan nitelikli özellikleriyle herkesin gurur kaynağı olduğunu söyledi.

Görmez, imam hatip okullarının, gerek kurumsal yapısı gerekse ürettiği insan malzemesi açısından ulusal ve uluslararası düzeyde pek çok akademik araştırmanın konusu olduğunu kaydetti.

Bu okulların dünyanın pek çok yerinde, İslam ile sahici ve bütünlüklü ilişkiler kurmak isteyen Müslüman toplumlar nezdinde de birer model olarak görüldüğünü vurgulayan Görmez, "Pek çok kardeşimiz hiçbir şekilde aşırılığa prim vermeyen, ifrat ve tefrit bataklığına sapmamayı başaran bu güzide kurumlarımızın müfredatına ilgi duymakta, kurumsal yapı ve işleyiş mekanizmalarını öğrenmek için de heyetler halinde ülkemizi ziyaret etmektedirler" dedi.

"Hiç kuşkusuz imam hatip okulları da birer devlet kurumudur"

Görmez, imam-hatip okullarının hangi gerekçeler toplamının ürünü olursa olsun, toplumsal hissiyat ağırlığını koymayı başardığını ve bugün bu okulların, atlattığı onlarca badire içinde milletin bir iftihar tablosu olarak yerini aldığını kaydetti.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Gelinen noktada imam hatip liselerinin dini hayattaki yeri, rol ve katkıları asla küçümsenemez. Bu okullar sayesinde dini hassasiyeti yüksek toplumla kendi arasına mesafe koymayı bir itiyat haline getirme çabası içinde olan devlet arasındaki buzlar erimiş, resmi okul sistemine karşı bir tür kayıtsızlık içinde olan halkımızın bu yöndeki tedirginlikleri giderilmeye başlanmıştır. Hüzünlü, sıkıntılı ve bir daha yaşanması asla istenmeyen çalkantılı batılılaşma evremiz belki bir başka şekilde yaşanabilirdi. Şimdi bu hikaye içinde kaybolmak yerine imam-hatip okullarının devlet-millet kaynaşması adına ortaya koyduğu ihtiyatlı iyimserlik damarını sevgiyle hatırlamamız gerekir. Hiç kuşkusuz imam hatip okulları da birer devlet kurumudur. Ancak bu okullar üzerinden oluşan hissiyat o kadar güçlüdür ki, halkımız bu okulların hemen her harcında pay sahibidir. Yapan, inşa eden, donatan, öğrencisini gönderen mütedeyyin halkımızdır ve devletten her zaman alacaklı olacak şekilde kurumlarını da evlatlarını da devlete teslim etmiştir."