AA- Bakan Kacır, İstanbul Havalimanı'nda düzenlenen Türkiye Tech Visa Programı Tanıtım Töreni'nde yaptığı konuşmada, dünyanın hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşadığını belirterek, teknolojik gelişmelerin ışığında girişimcilik ekosisteminin de yeni düzenin lokomotif sektörlerinden birine dönüşmüş durumda olduğunu dile getirdi.
Kacır, yenilikçi, yüksek katma değerli teknolojik girişimlerin, hızlı büyüme potansiyeli ve küresel pazara açılma kapasiteleri ile ekonomik ve toplumsal değer üretimi sürecinin öncüsü haline geldiğini aktardı.
Girişimciliğin, ülkelerin kalkınma yolculuklarında her zamankinden daha başat bir rol üstlendiğini kaydeden Kacır, "İş dünyası, değişen beklentilere uyum sağlamak ve rekabet avantajı elde etmek için yenilikçi girişimlere daha fazla yatırım yapıyor." diye konuştu.
Mehmet Fatih Kacır, Türkiye olarak "Milli Teknoloji Hamlesi" vizyonundan hareketle, teknoloji girişimciliğindeki faaliyetleri sürdürdüklerini, hedeflere adım adım yaklaştıklarını vurgulayarak, "Son dönemde ulusal teknoloji girişimlerimizin sergilediği başarılı performans da ülkemizin sahip olduğu potansiyeli ortaya koymakta." ifadesini kullandı.
Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında, "Türkiye Yüzyılı"nda teknoloji girişimciliğinin gelişim hızını artırarak teknoloji girişimciliği ekosisteminin daha da güçlenmesini amaçladıklarını belirten Kacır, şunları kaydetti:
"AR-GE teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına kadar pek çok uygulama ve düzenleme ile ülkemizde yeni teknoloji girişimlerinin yeşermesi ve ölçeklenmesi için çalışıyoruz. Teknoloji ve İnovasyon Fonu, Bölgesel Kalkınma Fonu, Bölgesel Girişim Sermayesi Fon Çağrıları, Bilişim Vadisi Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, Tech-InvesTR programı gibi fonların fonu ve eş finansman mekanizmalarıyla kamu kaynaklarının girişimcilerimiz için çarpan etkisi oluşturmasını sağlıyoruz. Üyesi olduğumuz dünyanın ilk çok-uluslu ve Avrupa'nın en büyük derin teknoloji girişim sermayesi, NATO İnovasyon Fonuyla AR-GE yoğun teknoloji girişimlerinin ölçeklenmesini ve küresel pazarlara erişimini hızlandırıyoruz."
"Teknoparklarımızın sayısını 2'den 104'e çıkardık"
Bakan Kacır, kurulan ve parçası olunan finansman mekanizmalarıyla girişim sermayelerine 7,3 milyar lira kaynak ayırdıklarını anımsatarak, 67 milyar liralık finansmanı harekete geçirdiklerini ifade etti.
Son 22 yılda teknoloji girişimciliği ekosistemini taşıdıkları noktanın, gelecekleri adına güçlü bir umut ışığı vazifesi görmekte olduğuna dikkati çeken Kacır, "Teknoparklarımızın sayısını 2'den 104'e çıkardık. Teknoparklarımızda AR-GE ve inovasyon yapan girişimlerin sayısını 10 bin 800'ün üzerine yükselttik. Daha önce uygulaması olmayan AR-GE ve tasarım merkezlerimizin sayısı bin 600'ü aştı. Gerçekleştirdiğimiz mevzuat düzenlemeleriyle AR-GE teşviklerimizden üst düzeyde yararlanan AR-GE ve tasarım merkezleri, teknopark firmalarının yararlandıkları teşvikleri girişim sermayelerine yönlendirdik." değerlendirmesinde bulundu.
Kacır, bugüne kadar 3,7 milyar finansmanı girişim ekosistemine kazandırdıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Tohum ve tohum öncesi aşamasındaki girişimlerin ölçeklenmesinde öncü rol üstlenen TÜBİTAK Girişimcilik Destek Programı (BiGG) ile 2 bin 379 teknoloji girişiminin kurulmasını sağladık. BiGG Programımızda gerçekleştirdiğimiz düzenlemeyle lisans ve ön lisans öğrencilerine teknoloji girişimciliğinin kapılarını araladık. BiGG girişimlerimize yüzde 3 hisse karşılığında 900 bin lirayı yatırım olarak aktarıyoruz. Özel sektör yatırımcılarının TÜBİTAK BiGG Fonuyla eş şartlarda BiGG girişimlerine yatırım yapmasını sağlayacak eş finansman mekanizması oluşturarak tohum öncesi aşamadaki girişimlerin öncelikli ihtiyacı olan finansmana erişimi güçlendirdik. Artık TÜBİTAK BiGG'e dahil olan girişimlerimiz 30 milyon Türk lirası değerlemeyle girişimcilik yolculuğuna devam ediyor."
"Fonların yurt dışına yatırım yapma esnekliğini artırdık"
Kurulan ekosistem ve altyapı sayesinde teknoloji girişimciliğinin Türkiye'de altın çağını yaşadığına işaret eden Kacır, yenilikçi ve öncü uygulamalarla ülkenin özgün "garaj modeli"ni oluşturduklarını aktardı.
Mehmet Fatih Kacır, Atatürk Havalimanı terminalini "Terminal İstanbul" projesiyle dünyanın en büyük teknoloji ve girişimcilik merkezi haline getirdiklerinin altını çizerek, "Binlerce teknoloji firması ve girişimine hizmet edecek, her yıl onlarca etkinlik düzenleyecek kapasiteye sahip Türkiye'nin en büyük teknoparkını kuruyoruz." dedi.
Girişim sermayesi fonlarına yurt dışından kaynak girişini hızlandırmak için, fonların yurt dışına yatırım yapma esnekliğini artırdıklarını kaydeden Kacır, "Türkiye'yi küresel teknoloji geliştirme 'hub'ı haline getirme tasavvurumuzdaki önemli unsurlardan birisi, dünyanın parlak beyinlerinin yaratıcı fikirlerinin bu topraklarda filizlenip girişime dönüşmesidir." sözlerini sarf etti.
"Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile beraber 'Yetenek Transferi Programı'nı hayata geçirdik"
Bakan Kacır, ülkenin, nitelikli insan kaynağı için küresel bir cazibe merkezi haline gelmesini sağlamak üzere, sahip olduğu avantajları doğru programlarla harekete geçirmeyi hedeflediklerini anlattı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile beraber "Yetenek Transferi Programı"nı hayata geçirdiklerini aktaran Kacır, "Program kapsamında teknoloji ekosistemimizin başarılı şirketlerinin öncelikli ve özellikli yetkinliklere sahip nitelikli yetenek havuzuna erişimini kolaylaştıracak adımları attık. Ülkemiz teknoloji ekosistemine değer katacak küresel yeteneklerin ülkemizde çalışma izni sürecini hızlandırdık. Çalışma izni koşullarında önemli muafiyetler ve esneklikler getirdik." bilgisini paylaştı.
Kacır, bugün ülkenin yatırımcılar, girişimciler ve teknoloji liderleri için değer önerisini yükselten önemli bir adımı attıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Girişimcilik Konseyinde aldığımız kararlar ve kurumlarımızın işbirliği doğrultusunda 'Türkiye Tech Visa Programı'nı hayata geçiriyoruz. Program ile teknoloji alanında yetkinliklere sahip profesyoneller ve yenilikçi girişimlerin başarı yolculuklarını Türkiye'de daha güçlü ivmeyle sürdürmelerine imkan tanıyacak kapsamlı bir destek paketi sunuyoruz. Katılımcılara tanıdığımız 3 yıl süreli özel çalışma izniyle Türkiye'de yaşama ve çalışma süreçlerini hızlandırarak, program katılımcılarının ülkemizde uzun vadeli planlar yapmalarını ve yerleşik bir hayat kurarak kendilerini evinde gibi hissetmelerini sağlıyoruz."
Programa kabul edilecek girişimcilerin Türkiye'de kuracakları şirketlere 6 ay boyunca hukuki, mali, teknik süreçlerde danışmanlık sunacaklarını bildiren Kacır, "Ayrıca yurt dışından ülkemize gelen girişimcilerin kapsamlı kamu teşvik ve destek programlarından etkin yararlanmaları için yol gösterici olacağız. Katılımcıların ülkemizin her geçen gün büyüyen teknoloji ekosistemine entegrasyonunu ve adaptasyonunu hızlandıracağız." diye konuştu.
"Türkiye Tech Visa Programı, ülkenin küresel bir teknoloji merkezi olması yolunda bir mihenk taşı"
Kacır, Türkiye Tech Visa Programı'nın teknoloji alanında uzman bireyler ve yenilikçi girişimciler için Türkiye'de güçlü bir gelecek inşa etmeyi hedefleyen kapsamlı ve avantajlarla dolu bir program olduğuna dikkati çekerek, "Programın hayata geçirilmesi noktasında çok sayıda ulusal ve uluslararası paydaşımızla da işbirliği halindeyiz." açıklamasında bulundu.
Türkiye Tech Visa Programı'nın ülkenin küresel bir teknoloji merkezi olması yolunda bir mihenk taşı olduğuna işaret eden Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu süreçte bizler, uluslararası teknoloji yetenekleri ve firmalar için sunduğumuz avantajlar ile dünya çapında bir teknoloji merkezi olma yolunda ilerlemeye devam edeceğiz. Hayata geçirdiğimiz programın en büyük kazananı elbette Türk teknoloji girişimleri ve nitelikli insan kaynağımız olacaktır. Zira sizlerin de yakından bildiği üzere teknoloji girişimciliğinde başarının anahtarı ekosistemin ölçeğidir. Biliyoruz ki biz pastayı büyüttükçe ülkemizdeki yenilikçi iş fikirleri daha çok girişime dönüşecektir. Türkiye'den daha fazla başarı hikayeleri çıkacak, girişimlerimizin finansman ve lider yeteneklerle buluşması hızlanacaktır."