İslamın düşmanları, yıllarca kolayca bitirecekleri Birkaç Sofik sandıkları Müslüman bireylere ve Kutsallarına karşı savaştılar.
Öyle dehşetli zamanlar geçirdi ki İSLAM Medeniyeti; Medeniyetsizlere İlim, Terbiye, Ahlak ve Temizlik öğrettiler ancak, karşılığında gözleri oyuldu, Hamile bacılarımızın karınları yarıldı, Çoluk-Çocuk kılıçtan geçirildi, Ateşlerde ve suların içinde can verdi. Bunlara rağmen İslamın İlerleyişindeki karizmayı çizemediler. Bu çekicilik, bu ilerleyiş; bireylerinin kalitesinden ve değerinden çok, İhlaslarının bir semeresi veya direk Allah Azze ve Celle`nin Takdiridir, ki O Cebbar`dır. Bütün yolları deneyen düşman içimizden bize çok benzeyen, hatta ayırt edemeyeceğimiz insanları da kullandı. Kurtuluş çığlıkları ile galeyana getirip, o hengamede İnancımızın oturduğu sütunların temellerini yıkmaya çalıştılar.
İşte zamanımızda kala kala ancak Müminlerin yüreklerine sığacak kadar bir toprağı bulunan Dünya Hilafeti İslam Hakimiyeti, işte bu oyunlar ve nicelerinin zelzelesinden sonra ayakta kalan kadardır. Şimdi düşmanını uyuyor sanma, Ey İslam Evladı! Doğduğunda verilenler elinden alınacak unutma! Bugünün modern iletişim cihazlarından, Tv ekranlarından dünyaya bakar olduk. DİN terminolojisinden halkımıza soru soruluyor; "üç büyük melek", "dört halife", "üç aylar", "mübarek geceler". Ne cevaplar geliyor, ne cevaplar! Artık İnsi Şeytanların yaptıkları, Vesveseci Şeytana parmak ısırtıyor. Tüm yayınları boyunca, mahremiyet satılıyor, beyinler ve yürekler kirleniyor, Bu da yetmiyor, anlamlara saldırıyorlar.
 

Biz de geri almaya cehd ediyoruz. "DİN nedir?" sorunuza ne cavaplar geliyor; "Tanrı`ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet" TDK "Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen" TDK "Din üyelerine bir bağlılık amacı, bireylerin eylemlerinin kişisel ve sosyal sonuçlarını yargılayabilecekleri bir davranış kuralları bütünü ve bireylerin gruplarını ve evreni bağlayabilecekleri (açıklayabilecekleri) bir düşünce çerçevesi veren bir düşünce, his ve eylem sistemidir" Encyclopedia.com "genellikle doğaüstü, kutsal ve ahlaki öğeler taşıyan, çeşitli ayin, uygulama, değer ve kurumlara sahip inançlar ve ibadetler bütünü" wikipedia.org "Din Borçluluk Bilincidir" M.İslamoğlu
"Dünyada Dinsiz yoktur, Dinle Din savaşır" A.Şeriati Bu tanımlamalar insanı tatmin etmiyor. Genel olarak bir çıkarım yapacak olursak; DİN; hayatı yaşama amacı, Olaylara karşı verilecek tepkinin/cevabın disiplini, Hayatı değerlendirme/süzme/anlama/çözüm üretmede kullanılan ve Hayatın Ona dayanarak/bakarak/Ona göre yaşandığı temel veri, Öz hayat Kılavuzunu okuma dili, Ruh-Nefis-Beden üçgeninde Fikir-İnanç-Niyet-Amel dört sacayağının oturduğu Omurgadır.
 

ALLAH Katında Din, İSLAM`dır hükmü ilahisi yerine biraz daha oturuyor sanırım. Çünkü İlahımız, Rabbimiz, Tüm İsim ve sıfatlarıyla bize Kendisini tanıma imkanı veren Yüce Yaratıcımızın; Tüm Dünya hayatı boyunca indirdiği hükümlerin/Yasak ve Emirlerin Cem`ine DİN HÜKÜMLERİ diyoruz. Rabbimizin Vahdaniyeti, Rububiyeti, Hayy ve Kayyum oluşunun değişmezliği açıkken O`nun katından gelen emir ve yasakların/ceza ve mükafatların/hibe ve helakların değişmesi de mümkün değildir. Yaratılanlar alemi içinde İnsansa bu Din hükümlerini hatta Din kelimesinin bile içini izafi olarak bozarak kendince Allah`a karşı olan sorumluluklarından kurtulabileceğini zannediyor. İşte Kelimelerin İçini Oyunca, devekuşu misali kafanın gömüldüğü toprağın içinde hayat yaşanmaz; Hayat görmezden gelinen toprak üstündedir ve Rabbimizi tüm dünya inkar etse de kendi yaratılışlarındaki ahenk hal diliyle inkancıları yalanlıyor, Rabbimizin bizim övgülerimize ihtiyacı yok, bizimse Onu överek bu ilahi koroda Onun Rızası/Sevgisi ve Yakınlığı yolunda uğraş sarf etmeye ihtiyacımız var. İşte Din Budur.
Her yaz giyim modasını, yeni çıkan arabaların özelliklerini, iş fuarlarını, yeni vizyona giren sinemaları takip ederken sergilenen tavır bir DİNLEŞTİRME değil midir? Olmazsa olmazlarımız ALLAH`ın bizden istedikleri mi yoksa O`nun istediği bir konuda O`nsuz bir tavra mı bürünmüş işlerimiz?
 

Allah Teala`nın Takip edin, Yapın/Edin, Teyakkuzda olun dediği hangi alan olursa olsun O emrin yerine koyduğumuz şey bizim dinimizdir. Moda, Spor, Sinema Severlik, Makam, Mevki, Karşı Cins Düşkünlüğü, Haramkarlık, Zinakarlık, Sarhoşluk, Zevk ve Sefa peşinde Koşmalar hep Din`lerinin alanına tecavüz edenlerin eseridir. Ne zaman ki Bir Ayetini Bir Sünnetin uygulanmadığı görülürse, O alanı Şeytanın avanesi bir amelle doldurur.
 

Yok Rock konseri, yok yaz festivali, yok kokteyl, yok parti, yok maç, yok dizi, yok yemeğe çıkmalar. Siz uzatın listeyi.
Nerede Hakk ve Hakikatle hemhal bir Müslüman görseler, içine farklı anlamlar yükledikleri kelimelerle veya Anlamını değiştirmeyi başardıkları kelimelerle saldırıya geçiyorlar. Müslümanın Dirliği, Düzeni ve Huzurunu; Taciz, hakaret, sövgü, aşağılama, şikayet, tartaklama, ihbar, davalar, hücreler, mahkemeler, zindanlar, işkenceler ve Şehadetlerle yok etmeye çalışıyorlar. Buna rağmen bu aciz ve zayıf bedenleri yoğuran Din, Din-i İslam-ı Mübindir. Ezmeye çalıştıkları bu bedenler ezilir, dünya hayatından silinir belki; ama İslam`ın karizmasını çizemezler, Çizemediler, Çizemiyorlar, Çizemeyecekler. Biz kendi kavramlarımıza, bayraklarımıza, slogan ve sembollerimize sahip çıktıkça, başaramayacaklar. Nice Hamzalar, Aliler, Hüseynler, Ubeydullah Durnalar, Saidler, Atıflar, Selahaddinler Kurban olacak ancak inmeyecek O sancak.

Hasıl-ı kelam Hüseyince, Zillet bizden Uzak olsun deriz. Dostlara selam ederiz. Heyhat minez-Zilleh

 

Göksel Gökmen / Yalova – Yaş: 29

 

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.