Sendikaya üye oldukları iddiasıyla işten atıldılar
İstanbul Zeytinburnu'nda deri fabrikasında çalışan ve sendikalı oldukları iddiasıyla işten atıldıklarını belirten işçiler, aylardır fabrika önünde eylem yaparak kendilerine bir çözüm yolu bulunmasını istiyor.
21.11.2013 14:57:13 / Güncel
İSTANBUL- Zeytinburnu'nda deri fabrikası işçileri, Deri İş Sendikasına üye oldukları gerekçesi ile işten atıldıklarını iddia ederek, aylardır yaptıkları eylemlere rağmen kendilerine kimsenin yardımcı olmadığından şikâyetçi olduklarını belirtti.
Yaklaşık 15 yıldır deri fabrikasında çalıştıklarını belirten Ramazan Aygün, 2 Ağustosta iş akdinin fes edildiğini ifade ederek, "Bunu sadece sendikaya üye olup, anayasal haklarımızı kullandığımız için yaptılar. Başlangıçta ben ve bir de bayan işçiyi daha sonra da toplamda 28 arkadaşımız işten atıldı. İşveren birçok suç işliyor da, en azından bizim üzerimizden devletten vergi çalıyor. Bununla beraber bizim geleceğimizi de çalıyor. Dolayısıyla bugün bize ödemiş oldukları bordroyu devletin açıklamış olduğu açlık sınırının altında ödüyor."dedi.
Aygün konuşmasının devamında, "Bize diyorlar ki, siz bunu biliyordunuz. Buna rağmen geldiniz. Evet, bunu bilerek çalıştık. Ancak, 2005'te bize verdikleri sözde, yaklaşık olarak 500 TL civarında yaptıkları kesintiyi bordroya yansıtacaklarını söylediler, Ama bunu da yapmadılar. Daha sonra başımıza bir personel müdürü getirdiler. O da bize, '45 saatinizi verin buraya her türlü hakkınızı yansıtalım.' dedi. Yani fazladan tam 45 saat çalışmamızı istedi. Biz saat sabah 08.00'de bu işyerine gelirdik. Akşam kaçta çıkacağımız bile belli değildi. Gece yarılarına kadar çalışan arkadaşlarımız oluyordu. İşyeri patronuyla konuştuğumuzda bunları kendisi de doğruluyordu. Bizden fazladan istedikleri 45 saati çalışmamıza rağmen bunu hiçbir şekilde maaş bordrolarına yansıtmadılar." İfadelerine yer verdi.
"Açlık sınırının altında çalışıyoruz"
Yaşadıkları sıkıntıları devletin ve halkın bilmesini istediklerini ifade eden Aygün, "İşlerine son verilen bütün arkadaşlarımızın ihbar ve kıdem tazminatını ödemediler. Yani ödeme yapacağız demelerine rağmen işçilerin çalıştıkları son ayın maaşını bile ödemediler. Ama lüks araçlara biniyorlar, yatlara biniyorlar ve burada çalışıp açlık sınırında olan 250 işçinin geleceğini çalabiliyorlar." şeklinde konuştu.
Mağduriyetlerini mahkemeye taşıdılar
Yaşadıkları mağduriyetlerle ilgili hukuki süreci başlattıklarını anlatan Aygün, "İş Mahkemesine işten atılan işçiler olarak hem işimize iade edilmemiz için hem de bize tazminat vermeleri için dava açtık. Biz hukuk zeminimde kalacağız, mücadelemize devam edeceğiz, hakkımızı sonuna kadar arayacağız." diye konuştu.
Bütün siyasi partileri gezdiklerini söyleyen Aygün,"İktidarı, muhalefeti, mecliste olanı hatta meclis dışında olanlarla bile görüştük. Ama kimse bir çare bulmadı derdimize. Mevcut belediye başkanı bile 'hukuka gidin' diyor. Bu sendika marjinal diyor. Bu ülkede hak arayınca marjinal oluyormuşuz! Defalarca Başbakan'a mektup yazdık ama bir türlü cevap alamadık. Artık bu işin çözülmesini istiyoruz." dedi.
"Hakkımız olanı istedik" diye kapının önüne koydular
Fabrikada 8 yıldır çalıştığını anlatan Hülya Alptekin isimli işçi ise, "Sadece hakkımız olanı istediğimiz için bizi kapının önüne koydular. İlk işten atılanlardan birisiyim. Burada tek sorun, sadece haklarımızı güvence altına almak istememizden kaynaklanıyor. Burada çalışırken sadece insan muamelesi görmek istedik. Bizler sabahtan başlayarak gece yarılarına kadar emek verirken üzülerek söylüyorum ki bordrolarımız part time olarak yatırılmış. Bize bir öğrenci gibi bakıyorlar. Bizler öğrenci değiliz. Belirli yaşlarda olgun insanlarız. Yaklaşık 22 yıldır çalışıyorum, böyle birşeyle karşılaşmadım. Ama bugün maalesef karşılaştık. İşverenler bizi daima sömürdü, adeta bizi ezdiler. Buradan tüm çalışanlara sesleniyorum, haklarını sadece işverenin eline bırakmasınlar. Onlar sadece sermaye deyip bizi kullandılar, bizde artık bunlar yaşanmasın diye mücadele etmeye çalışıyoruz." ifadelerini kullandı. (Erkan Yavuz- Enes Durmaz/ İLKHA)