Neden Gazze ile savaşılıyor, elektrikleri kesiliyor, ambargoya tabi tutuluyor ve kendisine karşı savaş üstüne savaş açılıyor? Niçin Gazze’ye karşı rejimler ve ülkeler bir araya geliyor? Niçin kendisine karşı Demir Kubbe sistemleri, füze rampaları kuruluyor? Uçaklar neden sürekli hava sahasında bulunuyor ve bir türlü burayı terk etmiyor? Gazze ne yaptı ki dünyanın odağı ve görüş alanının en yakın noktası haline geldi? Bunun nedeni sahip olduğu servet ve madenler mi, yoksa stratejik konumu mu?

Bence hiçbiri değil.

Gazze, tek başına yol almaya karar veren, Siyonist işgal rejiminin hegemonyasına karşı koyan güçlü, kuvvetli ve adam gibi adamlara sahiptir. Bu uğurda eşsiz örneklikler sergilediler. Alışık olmadığımız bir tablo çizdiler. İnsanların sahip olduğu algıyı tamamıyla değiştirdiler. Başkaları gibi boyun eğmediler. Teslim olup işgalciye tabi olma zilletine razı olmadılar. İsrail’ i tanımadılar. Onunla savaşmakta ısrar ettiler. Hayatta kalma iradesi gösterdiler. Filistin halkının onur ve izzetine yeni şeyler kattılar. Fakir, kuşatılmış, metruk, kaynakları talan edilmiş insanlarla dolu Gazze’yi, insanların görmek için yol aldığı, büyüklüğü karşısında kalplerin heyecanlandığı, ruhların görmek için can attığı ve büyük bir özlem duyduğu, yüreklerin yücelttiği, dua ve namazların bereketlendirdiği mübarek bir ziyaretgâha çevirdiler.

Buradaki kahraman ve büyük adamların, kibir ve barbarlığına rağmen düşmanı korkuttuklarını görürsün. Düşmanın açtığı ateşe ateşle karşılık veren, onlardan birini öldürünce, onların da düşmandan birilerini öldürdüğü, mensuplarından veya halkından birine suikast düzenlediğinde düşmana savaş açan ve kendisiyle çatışan insanlar bunlardır. Onlar olmasa Tel Aviv’e kim füze atma cesaretini gösterebilir ve işgalcinin bütün şehir, belde ve yerleşkelerini yüzlerce füzeyle dövebilirdi?

Gazze’de yaşayan Filistinlileri başkalarından ayıran en önemli özellik, onların pratikler ortaya koymalarıdır. Bunun içindir ki onlar alternatifleri ve ayrıntıları görme gücünü ve basiretini gösteriyor. Basit hayatı yaşama önceliğini çoktan atmışlar. Tam özgürlük ve eksiksiz bir izzeti gözlerine kestirmişler. Bunun için her türlü fedakârlığı göstermeye ve bütün imkânları seferber etmeye hazırdırlar. Gençler şu anda büyük bir role sahip olduklarını biliyor ve bulundukları konumun önde olduğu bilincini taşıyorlar.

Şu anda, Gazze ve direnişinin kendine güven, işgale ve düşmana karşı durma gücü ile zaferlere hazırlık hususlarına dayanan örnekliğini başkalarına aşılama başarısından haddinden fazla korkuluyor. Gazze’nin bize Amerika ve İsrail’e “hayır” diyebilme tablosunu göstermesi; buna bakarak direnmemiz, sabretmemiz, sebat gösterip zafer kazanmamız istenmiyor. Onun için bu örneğin bastırılması, yok edilmesi, öldürülmesi ve başarısız kılınması için defalarca tekrarlanan girişimler var.

Bu nedenlerden dolayı Gazze’deki direnişin yoluna devam etmesi, önüne çıkan veya çıkarılan engellere takılıp kalmaması; Filistin hükümetinin de bazı hususlarda gerçek manada bir ıslah çalışması içinde olması, iyi yönetim tecrübesini başarılı kılma çabalarını artırması, adalet ve özgürlük değerlerini yüceltme hususuna odaklanması, boş ve anlamsız işlere boğulmaması, yolsuzlukla mücadeleye devam etmesi ve kim olursa olsun zalime karşı durup onu engellemesi gerekir. Umut büyük, misyon risklidir. Birçok adımda başarı kazanan hükümet ile direnişten daha fazlasını bekliyoruz.

Gazze’yi başkalarından ayıran diğer önemli bir yönü içerden sağlam olması, mensuplarının temiz ve pak olmasıdır. Onun bedeni şimdiye kadar hep sağlam ve temiz kaldı. Direnmeye ve savunmaya kadirdir. Şimdiye kadar birçok engel ve saldırıya karşı koydu ve üstün de geldi. Korku ve hezimetler dönemi geride kaldı. Şimdi karşı koyma ve zafer kazanma dönemidir.

Bugünlerde hatırladığımız ve andımız Siccil Taşları Savaşı, bahsettiğimiz iki zaman arasındaki en önemli ayırıcı çizgidir. Bu savaş direniş projesinin gerileme zamanını kapattı. Aynı şekilde onu yok etme, zayıflatma, onu tali savaşlara sürükleme, kuşatma ve kötüleme dönemini de kapattı. Daha önce direnişe karşı başarısız kaldıkları gibi önümüzdeki dönemde de ona karşı koymada başarısız kalacaklardır.

 İbrahim El-Medhun/filistinhaber