İşgal çetesinin Cenin, Tulkerim ve Tubas şehirlerindeki mülkleri ve altyapıyı tahrip ederek, son 20 yılın en büyük saldırılarını başlatmasıyla Batı Şeria'daki Filistinlilerin dramı tüm dünyanın tepkisini topladı.

İşgal kuvvetlerinin Kudüs'e yönelik stratejisini ele alan uzmanlar, bu stratejinin yıkım, zorunlu göç, arazilere el konulması ve İsraillilerin gasbettiği Filistin topraklarının genişletilmesi olmak üzere 4 ana unsurdan oluştuğunu ifade etti. Uzmanlar, bu stratejinin, özellikle Kudüs'ü Batı Şeria'dan izole etmek, Filistinlilere daha fazla kısıtlama getirmek ve işgal rejiminin "yerleşimci sömürgeci" hırsını tatmin etmek için geliştirildiğini belirtti.

Ancak uzmanlar, işgal altındaki Kudüs'te işgal güçlerinin, "farklı bir yaklaşım" benimsediğini ve demografik yapısını yeniden şekillendirmek için Gazze'deki durumu, Filistinlilerin "sessizce yerinden edilmesini" hızlandırmak üzere kullandığını kaydetti.

Al-Shabaka isimli düşünce kuruluşunda görev yapan Filistinli araştırmacı Tamara Tamimi, "Zorla yerinden edilmeye ilişkin tüm uygulamalarda, 7 Ekim'den bu yana ciddi bir artış yaşandı ve İsrail'in, yerleşimci sömürgeci hamlelerini ilerletmek için bu tür durumları istismar ettiği iyi biliniyor." dedi.

Tamimi,işgal güçlerinin , başta Kudüs ve Batı Şeria'nın geri kalanında yer alan "C" bölgesinde olmak üzere stratejik alanlardaki "yerleşimci sömürgeciliğini" ilerletmek amacıyla Gazze'ye saldırdığını dile getirdi.

Üzerinde durulması gereken diğer hususun da "kendi topraklarında yaşayan Filistinlilerin topraklarını 'gönüllü' terk etmesi için zorlayıcı bir ortamın dayatılması" olduğunu kaydeden Tamimi, bu durumun çok tehlikeli olduğunu vurguladı.

Tamimi, "İsrail'in tüm sessiz uygulamaları, maksimum toprağı en az Filistin nüfusuyla ele geçirme stratejisinin bir parçası." diye konuştu.

 

 

AA