CAFER SELÇUK
İşgal rejiminde ana muhalefet lideri ve eski Başbakan Yair Lapid, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Bu hükümet görevde olduğu müddetçe savaş devam edecek. Barış yapmayı bilmiyorlar, istemiyorlar. Bu kabul edilemez. İsrail bu savaşı kendi şartlarıyla bitirmeli. Bir esir takası anlaşması yapmalı ve imzalamalı. Savaşı bitirmek İsrail'in güvenlik, ekonomik ve siyasi çıkarına." ifadesini kullandı.
Netanyahu hükümetinin "savaşı tercih ettiğini" vurgulayan Lapid, bu sayede gerçek zorluklardan kaçtığını, kendilerinin bu sınamaların üstesinden gelebileceklerini "hükümeti değiştirme ve savaşı sonlandırmanın zamanının geldiğini" aktardı.
Öte yandan, bir basın toplantısında konuşan Lapid, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile katıldığı bir düğünde el sıkışıp sıkışmadığının sorulması üzerine "Ben-Gvir ile tek kelime konuşmadım ve elini sıkmadım. Ben terör destekçileriyle el sıkışmam." dedi.
NETANYAHU'YA YÖNELİK SUÇLAMALAR
Katil Netanyahu ve hükümeti, Hamas ile Gazze'de ateşkes ve esir takası müzakerelerinde mevcut tekliflere yeni maddeler ekleyerek anlaşmaya yanaşmamakla itham ediliyor.
Gazze'ye saldırıların durması halinde aşırı sağcı koalisyon ortaklarının hükümeti devirme tehditleri karşısında Netanyahu, İsrail'de ve uluslararası arenada ateşkes anlaşmasını sabote etmekle suçlanıyor.
Netanyahu'nun anlaşma taslağına eklediği maddelerin ve özellikle Mısır-Gazze sınır hattı Philadelphi Koridoru'nda kontrolünü sürdürme ısrarının müzakereleri zora soktuğu vurgulanıyor.
İşgal askerleri, 1 Eylül'de Gazze Şeridi'nin Refah kentinde bir tünelde 6 İsrailli esirin cesedine ulaşıldığını açıklamıştı. Gazze'de tutulan İsrailli esirlerin ailelerinin oluşturduğu platform, son olarak "Gazze-Mısır sınır hattındaki Philadelphi Koridoru'nda işgali sürdürmekte ısrar eden ve esir takası anlaşmalarını baltalayan" Başbakan Binyamin Netanyahu'yu 6 İsrailli esirin ölümünden sorumlu tutmuştu.
İşgal kuvvetleri, bu süreçte Gazze Şeridi'ndeki şiddetini de sürdürüyor. İşgal askerlerinin Gazze'ye saldırılarında 10 ayı aşkın sürede çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere şehit edilenlerin sayısı 41 bine yaklaşırken, bölgedeki insanlık felaketi gün geçtikçe daha da derinleşiyor.