OCHA Sözcüsü Laerke, BM İnsan Hakları Ofisi Sözcüsü Ravina Shamdasani ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sözcüsü Margaret Harris, BM Cenevre Ofisi'nin haftalık basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.
İşgal ordusunun Gazze Şeridinin kuzeyi ve Deyr el-Balah bölgesindeki 19 mahalle için 23 Ağustos'tan bu yana 3 yeni bölgede "tahliye emri" yayımladığını hatırlatan Laerke, "Bu bölgelerde 8 bin kişi yaşıyor ve çoğu yerinden edilmiş kişilerin yaşadığı yerlerde barınıyor. İsrail'in sadece ağustosta yayımladığı tahliye emri sayısı 16'ya yükseldi." dedi.
İşgal güçlerinin bu taleplerinin, Deyr el-Balah'taki BM'ye bağlı insani yardım personelini, sivil toplum kuruluşlarını ve sahada diğer insanları aileleriyle birlikte yerinden ettiğini vurgulayan Laerke, bu yer değiştirmelerin çok kısa sürede ve tehlikeli koşullarda gerçekleştiğini bildirdi.
Laerke, Gazze'de devam eden çatışmalarla bağlantılı birçok zorluğa rağmen BM'nin hayat kurtarıcı yardım operasyonunun durdurulması yönünde bir karar alınmadığını kaydederek, "Durdurma kararı alınmadı, hiç alınmadı, 10 aydır oradayız, bu nedenle mümkün olan yerlerde devam ediyoruz. Gazze Şeridi topraklarının sadece yüzde 11'i tahliye emri altında değil. Bu rakamla çalışmaya ve operasyonu sürdürmeye çalışıyoruz." dedi.
Muhabirin "İsrail ordusu Aksa Şehitleri Hastanesi çevresi için tahliye talebinde bulundu ve burayı askeri bölge ilan etti. Hastane saldırı tehlikesine karşı faaliyetlerine devam ediyor. Hastanede son durum nedir, içeride kaç hasta var? Hastane ile iletişim kurabiliyor musunuz?" sorusunu yanıtlayan DSÖ Sözcüsü Harris, "Hala orada kaç hastanın olduğuna dair sayılar elimde yok ancak meslektaşlarım her tahliye emri verildiğinde birçok hastanın ve personelin ayrıldığını söyledi." ifadesini kullandı.
Tahliyelerin ardından hastanelerin terk edilmesiyle çok fazla yağma olayının yaşandığını da söyleyen Harris, "Tahliye emri nedeniyle hastaneler sadece hizmet vermeyi durdurmuyor, aynı zamanda hastane sıklıkla çok fazla hasar görüyor." diye konuştu.