BİSMİL- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Artık sadece Türkiye içinde değil tüm bölgede yeni bir süreç, yeni bir iklim, yeni bir bahar atmosferi yaşanıyor. Türkiye hızla değişirken bölgemiz de değişiyor. Türkiye güçlenirken artık bölgemiz de güçleniyor. Bin yıllık tarihimizden aldığımız güçle, devraldığımız mirasla hem ülke içinde hem bölgemizde bir kez daha kardeşlik egemen oluyor" dedi.

Erdoğan, Diyarbakır`ın Bismil ilçesinde düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Törende konuşan Başbakan Erdoğan, Bismil ilçesinde, aralarında 84 derslik, 200 öğrenci kapasiteli pansiyon, futbol sahası, 250 kişilik spor salonu, KÖYDES kapsamında Bismil`e kazandırılan yol ve içme suyu projeleri ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı`nın 50 milyon lira bütçelik 18 projesinin bulunduğu eserlerin açılışını gerçekleştireceklerini belirterek, hizmetlerin hayırlı olmasını diledi ve emeği geçenlere teşekkür etti.

Bismil`in, Türkiye`de en büyük sulama yatırımı alan ilçeler arasında bulunduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, Bismil topraklarını sulamak üzere Pamukçay Barajı`nın inşa edildiğini söyledi. Atatürk Barajı`ndan sonra Türikye`nin en büyük sulama projesi olan Silvan Barajı`nın inşaatının sürdüğünü vurgulayan Erdoğan, barajın tamamlanmasıyla 245 bin hektar alanın sulanacağını, 318 bin kişinin istihdam edileceğini, Diyarbakır`ın ve Bismil`in tarihinin Silvan Barajı ile değişeceğini bildirdi.

Diyarbakır`da dün, 740 milyon lira yatırım bedeli olan 17 hizmetin toplu açılışını gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, bugün Bismil ve Ergani`de yapılacak açılışlar da eklendiğinde Diyarbakır`a bir seferde 880 milyon liralık yatırım kazandırıldığını dile getirdi.

"Çözüm süreci, Diyarbakır`ı köklü bir şekilde değiştiriyor"

Başbakan Erdoğan, dün Diyarbakır`da sadece açılışlarla değil başka sürprizlerle de tarihi bir gün yaşadıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Sayın Mesut Barzani bu açılışlarımızda bizimle heyecanımızı paylaştı. Aynı şekilde dün bir vuslata, bir kavuşmaya, çok uzun süren bir hasretin son anına gelişe de hep birlikte şahit olduk. Değerli sanatçımız Şivan Perver`in, 37 yıl süren hasreti sona erdi. Yine çok değerli bir sanatçımızla İbrahim Tatlıses ile bir güzel konser verdiler. Dün 400 çifti hep birlikte evlendirdik. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız olarak bu adımı da attık.

Allah`ın izniyle, artık sadece Türkiye içinde değil tüm bölgede yeni bir süreç, yeni bir iklim, yeni bir bahar atmosferi yaşanıyor. Türkiye hızla değişirken bölgemiz de değişiyor. Türkiye güçlenirken artık bölgemiz de güçleniyor. Bin yıllık tarihimizden aldığımız güçle, devraldığımız mirasla hem ülke içinde hem bölgemizde bir kez daha kardeşlik egemen oluyor. Şunu unutmayın sevgili kardeşlerim, Diyarbakır ne kadar güçlü, ne kadar müreffeh, ne kadar huzurlu olursa Erbil de, Süleymaniye de, Zaho, Musul, Kerkük, Bağdat, Şam, Kamışlı da o kadar güçlü, o kadar müreffeh, o kadar huzurlu olur.

Diyarbakır, bölgenin, İslam coğrafyasının kutup yıldızlarından biri. Diyarbakır, enbiya kabirleriyle, sahabe-i kiram evliya kabirleriyla, makamlarıyla, camileriyle sadece Tükiye`nin değil dünyanın yönünü döndüğü bir şehrimiz. Diyarbakır çok çok önemli. İşte onun için Diyarbakır, huzuruna güçlü şekilde sahip çıkmalı ve kararlarını verirken Diyarbakır çok düşünmeli. Diyarbakır barışa güçlü şekilde sahip çıkmalı. Diyarbakır, bu yıl Nevruz`da başlayan o bahar iklimine kuvvetlice sahip çıkmalı. Biz, dün Diyarbakır`da çok farklı bir hava, farklı bir atmosfer gördük. Sizler de televizyonlarda izlemişsinizdir. Diyarbakır`da barışı, huzuru gördük. `Artık yeter` diyenleri gördük. Ben inanıyorum ki Bismil de aynı şeyi söylüyor, şu anda karşımda gördüğüm tablo, `Yeter artık` diyor. Diyarbakır`da annelerin, babaların yüreklerindeki güveni gördük, yüreklerinde gururu gördük. Esnafın güldüğünü gördük. Tarihi mekanların Türkiye`nin her yerinden ziyaretçileri ağırladığını gördük. Diyarbakır`da sanayinin, ticaretin, istihdamın geliştiğini gördük. Çözüm süreci Allah`a hamdolsun Diyarbakır`ı köklü bir şekilde değiştiriyor. Bugün de burada Bismil`de aynı manzarayı, iklimi, umudu görüyoruz."

Erdoğan, şöyle devam etti:

"İnşallah bu süreç bir kar topu gibi ilerleyecek. İlerledikçe büyüyecek, büyüdükçe umutları çoğaltacak. Bu bölgenin talihi inşallah değişecek. Diyarbakır değiştikçe, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu değişecek. Diyarbakır değiştikçe, Irak değişecek, Suriye değişecek. Diyarbakır`dan doğan barış güneşi inşallah tüm coğrafyamızı ısıtacak. Sizlerden rica ediyorum, bu çözüm sürecine sımsıkı sahip çıkın. Huzura, barışa, bahara sahip çıkın."

Daha temiz bir Bismil

Açılışı yapılan bulvara gelirken ilçedeki çöp yığınlarının dikkatini çektiğini anlatan Erdoğan, kendisinin İstanbul Belediye Başkanlığını kazandığında bu kentin de çöp yığınları içinde olduğunu, kısa zamanda İstanbul`u bu çöplerden kurtardıklarını dile getirdi. Erdoğan, "Ben Bismil`deki kardeşlerimin de temiz bir Bismil`e layık olduğuna inanıyorum" dedi. Çöpün, pisliğin ve çamurun Bismillinin kaderi olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, bu kaderi değiştirmenin Bismillilerin elinde olduğuna işaret etti.

Erdoğan, "Daha temiz bir Bismil altyapısıyla üstyapısıyla çok daha farklı bir Bismil`i gelin beraber tesis edelim. Bunlar olmayacak şeyler değil ama ideolojinin deli gömleği ile eğer giyinirsek işte bu temiz Bismil`i bulamayız. Altyapısıyla, üstyapısıyla farklı bir Bismil`i bulamayız. Onun için el ele omuz omuza vereceğiz. Dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle nasıl şu anda Türkiye yarışıyorsa, nasıl `Türkiye bir sessiz devrim gerçekleştirdi` deniliyorsa bu her yerde olmalı. Sadece İstanbul`da, Ankara`da, İzmir`de değil, burada da olmalı. Çünkü Bismilli kardeşim de buna layık. Yavrularımız karda, kışta, yağmurda o bataklıkların içinde yüzmemeli. Hastalıklarla boğuşmamalıyız" diye konuştu.

"Gençlerin kanıyla, canıyla besleniyorlar"

Birilerinin çözüm sürecinde ciddi manada rahatsız olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Neden rahatsız oluyorlar? Çünkü onlar, gençlerin kanıyla, gençlerin canıyla besleniyorlar. Onlar uyuşturucu ile zehirledikleri zavallı insanlardan besleniyorlar. Onlar, kaostan, krizden, ölümden, acıdan besleniyorlar. Onlar yoksulluktan besleniyorlar. `Onlara artık fırsat tanımayalım` diyorum. `Bu sürecin bozulmasına, sabote edilmesine fırsat tanımayalım` diyorum. `Kışkırtmalar, engellemeler, tehditler karşısında yiğitçe, mertçe duralım ve bu huzurun bozulmasına izin vermeyelim` diyorum. Biz o eski Türkiye dönemini artık kapattık. Yeni Türkiye özüyle, ruhuyla kucaklaşan bir Türkiye`dir. Yeni Türkiye 23 Nisan 1920`de Ankara`da Türkiye`nin her rengini ihtiva eden bir Türkiye`dir. Yeni Türkiye Türk`ü, Kürt`ü, Çerkez`i, Roman`ı, Arap`ı, Laz`ı, Gürcü`yü barış içinde bir tutan, yaradılanı Yaradandan ötürü seven bir Türkiye`dir."

"Bütünüyle tek millet"

AK Parti iktidarında red, inkar ve asimilasyon politikalarının bittiğini vurgulayan Erdoğan, "Zira ben Türk`e `Türk kardeşim` diyebiliyorum, Kürt`e `Kürt kardeşim` diyebiliyorum, Laz`a `Laz kardeşim` diyebiliyorum, Çerkez`e `Çerkez kardeşim` diyebiliyorum. Biz bütün bu farklılıklarla tek milletiz" dedi.

Erdoğan, millet kavramının içinde Türk`ü, Kürt`ü, Laz`ı, Çerkez`i, Gürcü`sü, Roman`ı, Arnavut`u, Boşnak`ı herkesin bulunduğuna işaret ederek, şunları söyledi:

"Bütünüyle tek millet. Bu tek milletin bir bayrağı var. Tek bayrak. Ve bu bayrağın rengi şehidimizin kanıdır. Hilal bağımsızlığımızın ifadesidir. Yıldız, şehitlerimizin ifadesidir. Biz ne diyoruz? `Hakkıdır, hakka tapan milletimin istiklal`. Ve bu yolda böyle yürüdük. Ve ne diyoruz? `Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda. Canı cananı bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda`. Öyleyse bizim tek vatanımız var. Tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet. Böyle yürüyeceğiz geleceğe. Bizim başka bayraklara ihtiyacımız yok. Bizim ülkemizi bölene, bu gayretin içerisine girenlere müsamahamız yok. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, beraber olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız."

Artık daha farklı, yasakların yasak olduğu, özgürlüklerin her geçen gün güç kazandığı, demokrasinin daha ileri standartlara ulaştığı bir Türkiye olduğunu kaydeden Erdoğan, kardeş olarak çok daha ileriye gidilebileceğini belirtti.

"Bir olacağız` dedim. Ama bir de kardeş olacağız. Çok daha ileriye gideceğiz" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ben sizi niye seviyorum? Ben sizi Allah için seviyorum. Ne Türk olduğunuz için ne Kürt olduğunuz için ne Laz ne şu olduğunuz için değil beni yaradan Allah, sizleri yarattığı için seviyorum. Makam, mevki için değil. Ne olacak ya? Sonunda gideceğimiz yer neresi? Kara toprak. Öyle mi? Ne yapacaklar bizi, iki metreküp bir mezara gömecekler. Oraya gömerken, Hoca Efendi, musallada ne diyecek? Cumhurbaşkanı niyetine demeyecek, başbakan niyetine demeyecek. milletvekili niyetine, bakan niyetine demeyecek. Trilyarder, milyarder niyetine demeyecek. Ne diyecek? `Er kişi niyetine` diyecek. İmanı olanlar için söylüyorum. `Hatun kişi` niyetine, diyecek. Başka bir şey var mı? Oraya gömecekler. Ayırılıp gidecekler. Ne yaptıysak, onunla oradayız. Baki ne diyor, `Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş meğer.` Bu dünyada ne yaptıysak bizimle o gelecek. Hayırsa hayır, şerse şer bizimle gelecek. Öyleyse, Bismil`in görevi ağır. Bismil, bu sorumluluğunu farkında mı?"

Törene, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Bekir Bozdağ, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Orman ve Suişleri Bakanı Veysel Eroğlu, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, Diyarbakır ve çevre il milletvekilleri ile vatandaşlar katıldı.

Başbakan Erdoğan`ın eşi Emine Erdoğan, tören sırasında, ezilme tehlikesi geçiren Mehmet Akif Ultaş isimli çocuğu protokol sırasına aldırarak, bir süre çocukla ilgilendi. Emine Erdoğan, Ulutaş`ı, Başbakan Erdoğan için ayrılan yere oturtarak eşinin konuşmasını birlikte dinledi.

Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından alanda toplanan çocuklara çeşitli hediyeler dağıttı. Erdoğan, daha sonra tören alanının yanında yeni açılan Adalet Sarayı binasında da incelemelerde bulundu.

Erdoğan Ergani`de Halka Seslendi

 Başbakan Erdoğan, Diyarbakır`daki programı kapsamında bugün de Ergani`de toplu açılış töreni düzenledi. Erdoğan, buradaki konuşmasında PKK`ya açık çağrıda bulunarak, "Silahını göm, sözünle" dedi.

Başbakan Erdoğan`ın konuşmasından satır başları...

Bu topraklardan çok büyük ses sanatçıları, şairler yetişmiştir. Ergani`ye elbette elimiz boş gelmedik. Biz yola çıkarken bir şey söyledik. Ne dedik? Biz bu millete efendi değil hizmetkar olmaya geliyoruz. Bizim siyasetimizin temelinde kimse ötekileştirmeden 76 milyonun tamamına hizmet etmek vardır. Diğerleri laf üretiyor biz hizmet üretiyoruz.İstanbul hep bizimle oldu, beraber oldu. Beraber yürüdük onlarla bu yollarda. İstiyorum ki Ergani ile de beraber yürüyelim. Millete hizmet siyasetçinin en önemli görevidir. Dün Diyarbakır`daydık. Son derece tarihi bir gün yaşadık. 740 trilyonluk eserlerin açılışını yaptık. Mesud Barzani`nin, çok sayıda bakanımızın milletvekillerimizin katılımıyla yaptık. Orada da tarihi bir an yaşadık.Tam 37 yılıdr baba ocağından ayrı olan Şivan Perwer de bizimleydi. Değerli sanatçımız, bir felaketle karşı karşıya kalan İbrahim Tatlıses kardeşimiz de bizimleydi. Aynı coşkuyu burada da görüyorum. Ergani`de de 8 ayrı eser açıyoruz. Diyarbakır`a toplamda 880 trilyonluk yatırım kazandırdık. Bütün bu hizmetlerin hayırlı olmasını Allah`tan niyaz ediyorum. Ergani`nin su sorununu çözüyoruz. Aslından belediyelerin çözmesi lazım. Orman ve Su İşleri Bakanımıza talimatı verdim.

Şivan Perwer bizim gayretlerimizle geldi. Kendi toprağında türkülerini şarkılarını söyledi. Onlar Diyarbakır`la hasret giderdiler. Tüm Türkiye ile hasret giderdiler. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum. Bu ülkede birçok sanatçı dilinden kökeninden ötürü dışlandı. İşte bunun en son örneği Ahmet Kaya. Ahmet Kaya da beni cezavine uğurlamıştı. O vefası özel bir yere sahip. Ömrünün son demlerinde duygusal olarak kaldıramayacağı bir baskıya maaruz kaldı. Suçu neydi? Şarkısında söylüyor. "Diyarbakırlıymış adı bahtiyar. Suçu saz çalmakmış" Evet Ahmet Kaya`nın suçu saz çalmaktı. Ama Türkiye artık değişiyior. Yeni Türkiye`de kimse mezhebinden, dilinden ötürü dışlanmıyor. Herkese birinci sınıf insan muamalesi yapılıyor.

Tek bir yürek halinde birlikte hareket edeceğiz. 21. yüzyıl Türkiye yüzyılı olacaktır. Biz buna inanıyoruz. Türkiye 2023 hedeflerine kararlı bir şekilde yürüyor. Sizleri ayırt etmeksizin seviyorum.

Söz silahtan daha etkilidir. Sözü olan varsa silahını gömsün ve yola böyle koyulsun. Ama sözüne güvenmeyen silaha sarılıyor. Silahını göm sözünle gel diyoruz.

 

 

 

 

 

 

Haber:AA, Foto:İLKHA