İlhan Akıncı KYK öğrenci yurdu konferans salonunda 21-24 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen sempozyuma İstanbul Ankara, Şanlıurfa, Adıyaman olmak üzere birçok ilden katılım sağlandı.
Sempozyumun birinci günü Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Polat'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı ve ardından İnsan ve Değer Hareketi Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Şengöz'ün açılış konuşmasıyla devam etti.
Açılış konuşmasının ardından Yazar Taha Kılınç'ın "İslam Dünyası ve Müslümanların Durumu" ve ardından Prof. Dr. Halis Aydemir'in "Gazze İman Mektebi ve Direniş Modeli" sunumuyla ilk günkü oturum sona erdi.
Sempozyumun 2'inci günü Doç. Dr. Vahdettin Işık'ın "İslami Hareketlerin Yeni Paradigma Arayışları" sunumuyla başladı ve Dr. Öğretim Üyesi Nevzat Birişik'in "Müslümanların Son Dönem Siyaset Tecrübesi" ile devam etti.
Doç.Dr. Vahdettin Işık, "İslami Hareketlerin Yeni Paradigma Arayışları" sunumunda sonuç olarak şunlara değindi:
"Meseleleri bağlamına uygun olarak anlamak, tahsil ettiğimiz meseleyi İslamlaşma siyasetini esas alarak yorumlamak ve vardığımız hükümlere uygun ameller icra ederek şahidler olmaktır. Zira İslamlaşma söylem/söylev değil, bir şahidliktir."
Sempozyumun 2'inci gününün son katılımcısı Filistinli Aktivist Doç. Dr. Halid El-Uveysi ise "Aksa Tufanı" sunumunu yaptı.
"Peygamber efendimiz hayatta olsaydı sahabeleri Gazzeli mücahitler olurdu"
Doç. Dr. Halid El-Uveysi, "Eğer bugün Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) hayatta olsaydı, sahabeleri Gazzeli mücahitler olurdu. 57 İslam ülkesi ve 2 milyar Müslüman var ama Gazze'ye bir bardak suyun bile girilmesi için israilin izni gerekiyor. Bu ümmete ne oldu! Peygamber Efendimiz sizi böyle mi yetiştirdi? Kıyamet gününde Peygamber Efendimizin yüzüne nasıl bakacağız? Bu soruyu herkes kendine sorsun" ifadelerini kullandı.
"Aksa Tufanı da Hazreti Nuh Tufanı gibi bu geminin içinde olan kurtulur olmayan ise helak olur"
7 Ekim'deki Aksa Tufanı operasyonun bütün dengeleri değiştirdiğine dikkat çeken Doç. Dr. El-Uveysi, şöyle devam etti:
"Aksa Tufanı ile işgalci siyonistlerin ne kadar aciz ve zayıf bir yapı olduğu ortaya çıktı. 1500 mücahit, israilin itibarını yerle bir etti. Allah onlardan razı olsun. Gerçekten onlar bu ümmetin gururu. Şehit İsmail Heniyye, 'Canımız, çocuklarımız, malımız, evlerimiz hepsi Mescid-i Aksa'ya feda olsun' dedi. Ve gerçekten sözünü yerine getirdi. Hazreti Nuh Aleyhisselam döneminde meydana gelen tufanda gemide bulunanlar kurtuldu. Geminin dışında kalanlar Hazreti Nuh'un oğlu dahil olmak üzere hepsi helak oldu. Aksa Tufanı da aynı şekilde, bu tufana sahip çıkanlar kurtulur, çıkmayanlar ise helak olur. Bugün Gazze'de enkaz altından çıkan kardeşlerimiz Elhamdülillah ve Hasbunallah ve Nimel Vekil diyorlar. Gazzeliler ümmete hakkını helal etmeyeceklerini söylüyorlar ve ümmeti Allah'a şikayet ediyorlar. Çünkü ümmet gerçekten onları yalnız bıraktı. Vallahi Gazze düşerse yarın Mescid-i Aksa daha sonra ise Güneydoğu onların elinde olacak. Bu sefer hedeflerini açık bir şekilde söylüyorlar."
Sempozyumun 3'üncü günü ise Yazar Ramazan Kayan'ın "Endülüs'ten Gazze'ye Müslümanların Var Olma Mücadelesi" ile başladı. Kayan'ın konuşmasının ardından Mehmet Güney'in "Türkiye'de İslami Hareketlerin Serencamı" adlı sunumu ve son olarak Prof. Dr. Abdurrahman Ateş'in İslami Hareketlerin Temsiliyet Sorunu" adlı sunumuyla 3'üncü gün oturumu sona erdi.
3 gün süren sempozyumun ardından 4'üncü gün "İslami Hareket ve Gençlik Paneli" ile devam etti.
Hamza Ünal'ın "İslami Mücadelede Gençliğin Rolü" konuşmasıyla başlayan panel, Ayhan Ercüment'in "Değişen Din Algısı ve Gençlik" ile Halil Han'ın "Gençliğin İslami Harekete Katılımı" konuşmasıyla sona erdi. (İLKHA)