Toplumun her alanını etkileyen dijitalleşme, yüz yüze iletişimde olumsuzluklara neden olmanın yanı sıra sosyal mecralarda fazla zaman geçirmek de kişilerde asosyalleşme ve bireyselleşmeyi de beraberinde getirebiliyor.
Dijitalleşmenin toplumsal hayattaki olumsuz etkilerine ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Uzman Psikolog-Yazar Servet Aşan, söz konusu mecraların yalnızca bilgi amaçlı kullanılması gerektiğini, aksi halde kullanıcılarda ciddi asosyal durumlara, bireyselliğe yol açtığını söyledi.
"Her konuyu artık dijital mecralarda sürdürdüğümüz bir süreç ile karşı karşıyayız"
Aşan, "Öncelikle dijitalleşmenin insan hayatındaki yerini bilmek gerekiyor. Dijitalleşme, insan gelişiminin ve teknolojinin yeniliği ile insan hayatını kolaylaştırması gereken bir durumdur. Fakat bu konunun dezavantajları da vardır. Bu dezavantajlarının içinde maalesef insanlar artık sosyal bir varlık olmaktan çok asosyal bir varlık olmaya ilerliyor. Çünkü teknolojik aletlerle geçirdiğimiz zaman artık eskisinden daha fazla. Bütün işlerimizi, arkadaşlarımız ile ilişkilerimizi, sosyal aktivitelerimizi, kısacası her konuyu artık dijital mecralarda sürdürdüğümüz bir süreç ile karşı karşıyayız. Maalesef bu süreçte insanın yapısı gereği sosyal bir varlık olması gerekirken, insanı asosyal bir varlığa çevirip burada da insanın içe çekilmesi ve belirli bir alanda kalmasını sağlıyor. Bu da psikolojik sorunlara yol açmaya başlıyor. Bir süre sonra sosyalleşmeyen, doğada yürüyüş yapmayan ya da herhangi bir noktada insanlar ile ilişki kurmayan kişiler maalesef ki bir tür değersizlik ile karşı karşıya kalıyor. Çünkü sosyal mecralar, bir tür karakter yanılsamaları ortaya çıkıyor. Örneğin olduğumuz kişinin dışında, olmadığımız istediğimiz kişinin karakterine büründüğünü görüyoruz. Hayatımız karakter olarak yaşıyoruz ama bunu gerçek hayattaki karakterimizden kopuk bir şekilde yaşıyoruz. Dolayısı ile yüz yüze iletişime geldiğimizde bunu ile ilgili ufak bir dönüş bile bizi psikolojik olarak duygusal bir çöküşe dönüşebiliyor." dedi.
"Her şeyi hızlandırdık ama hayatımızdaki gerçekliği yavaşlattık"
İnsanın yapısı gereği sosyal bir varlık olduğunu ancak belirli konularda sosyalleşmeden kopmanın insan yapısına aykırı olduğunu aktaran Aşan, "Bu aykırılığın getirisi, dijitalleşmenin, teknolojinin, yeniliğin insan hayatını kolaylaştırmasının olumsuz etkileri ile karşı karşıya kalıyoruz. Mesela artık herkes 'zaman yetmiyor, artık zaman çok hızlı geçiyor, seneler ne hızlı geçiyor' diyerek zamansızlıktan şikâyet ediyor. Bundan 100 yıl önce 24 saat yine 24 saatti. Fakat şimdi 24 saat bize yetmez oldu. Bunun sebebi sosyal medyada geçirdiğimiz vaktin farkında olmamamız, zamanı kontrol edemememizdir. Her şeyi hızlandırdık ama bu hızlanmamın sonucu olarak kendi hayatımızdaki gerçekliği yavaşlattık. Bu ciddi bir problemdir ve ileride insanlarda birbirlerine bağlılık, aile ilişkileri gibi sosyal yakınlıklar yerini bireysel yakınlaşmalara bireysel güce yöneltecek. Bu toplum için bir tehlikeyken aynı zamanda birey için de insanlığın yapısı gereği büyük bir tehlikedir." diye konuştu.
"Sosyal mecralar İnsan hayatını kolaylaştırması gerekirken zorlaştırıyor"
Sosyal mecralarda geçirilen zamanın kontrol altına alınabilmesi ve burada geçirilen zamanın insanın faydalanabileceği şekle dönüştürmek için dikkat edilmesi gereken hususlara da değinen Aşan, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Zamanı kontrol etmek gerekiyor. Teknolojinin çıkış amacını bilmek gerekiyor. Dijitalleşme ve teknoloji insan hayatını geliştirmek, kolaylaştırmak için vardır. Bunu zorluğa çeken insanların kullanma yöntemidir. Bilgiye artık çok kolay ulaşıyoruz. İstediğimiz her türlü bilgiye anında ulaşabilecek bir güç var elimizde. Biz bunun bilgiden başka bir bilgiye ulaşmaya, zamanımızın tümünü o bilgilerin içerisinde geçirdiğimizde hedeflediğimiz bilgi bile dikkatimizi çekmiyor. Yani yanlış kullanıyoruz. Doğru kullanabilmek için ihtiyacımız kadar olan kısım ve zamanda dijitalleşmenin faydalarını görmek gerekiyor. Yine gerçek anlamda katılım sağlayabileceğimiz, sosyalleşebileceğimiz bir hayat benimsememiz gerekiyor. Bilgiye ulaşmak için eskisi gibi gidip kütüphanelerde bu bilgiyi aramaktansa dijital dünyada daha kolay ulaşabiliyorsak bu bizim için kolaylık olmalı. Sosyal mecralarda geçirilen vaktin artık istatistik oranları var. Bu mecralarda geçirilen zaman, ekran süreleri artık aynı gün görebileceğimiz veriler. Dolayısıyla bunlara bakıp ne kadar zaman harcadığımızı da görebiliriz. Aile ile arkadaşlarla vakit geçirmek insan hayatı için daha değerli ve faydalıdır. Dijital ortamları olumlu yönde kullanmak fayda sağlar. Eğer zararlı kullanma yönünde bir önlem alacaksak orada geçirdiğimiz zamanı kısıtlayıp sadece işimize yarayan kısımda kullanmak daha sağlıklı olur." (İLKHA)