Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan ile Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Öğretim Görevlisi Abdurrahman İnce, ülke genelinde birçok ilde yaşanan orman yangınlarını değerlendirdi.
"Orman yangınları sadece ülkede değil dünyanın her tarafında yaşanıyor. Bazı ülkelerde yoğunluk daha da fazla." diyen Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, "Orman yangınlarının büyümesine, kontrol altına alınamamasına ve söndürülememesine etki eden faktörlerin başında kuvvetli rüzgâr gelmektedir. İkinci önemli faktör havadaki bağıl nemin düşük olmasıdır. Üçüncü önemli faktör de hava sıcaklığının yüksek olmasıdır." diye konuştu.
Rüzgârın azalması yangınlarının kontrol altına alınabilmesinde fayda sağladı
Olay günü (17 Ağustos) tüm bu faktörlerin bir araya geldiğini ifade eden Uçan, "Hava sıcaklığı yüksektir. Kuvvetli rüzgâr mevcuttur. Bu orman yangını çıkan bölgelerin çoğunda o gün aşırı kuru hava ölçülmüştür. Yüzde 50 bağıl neme sahip hava bile kuru hava kabul edilirken, Karşıyaka’da yüzde 18, Serik’te yüzde 12 gibi ve hatta bazı bölgelerde zaman zaman yüzde 6’lara kadar düşen aşırı kuru hava yaşanmıştır. Sonrasında rüzgârın azalması ve nemin yükselmesi bu orman yangınlarının kontrol altına alınabilmesinde fayda sağlamıştır." şeklinde konuştu.
Yangınların başlangıcının çok hızlı olduğunu ve ancak başlangıçta müdahale edildiğinde büyümeden söndürülebileceğini dile getiren Uçan, "17 Ağustos günü meydana gelen orman yangınlarının çıkış sebeplerine ve başlangıç şartlarına bakıldığında gönüllü itfaiyecilik sistemi mevcut olsaydı büyümeden söndürülebileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz." dedi.
Açık ateş yakmanın yasaklanması isabetli bir karar
Bu üç faktörün bir arada olduğu günlerde ormanlara girişlerin yasaklanması, orman bitişiğinde bile piknik yapmanın, sigara içmenin veya herhangi bir açık ateş yakmanın yasaklanmasının oldukça isabetli bir karar olduğunu kaydeden Uçan, "Anız yakmaya ise hiçbir şart altında müsaade edilmemelidir. Orman kanununda taksirle de olsa orman yangınına sebebiyet vermenin cezası çok ağırdır. Yukarıdaki diğer yasaklar için de caydırıcı cezalar verilmelidir." diye ekledi.
Orman yangınlarının yüzde 80’i insan kaynaklı meydana geliyor
2008 yılında Fransızların yaptığı bir araştırmaya göre orman yangınlarının yüzde 80’inin yerleşim yerlerinden veya en fazla 100 metre uzağından, insan kaynaklı olarak meydana geldiği sonucuna ulaşıldığını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, ülkemizdeki toplam 35 bin 71 köyün 20 bin 87’sinin orman köyü olduğunu ve her ne kadar Büyükşehirlerdeki köyler mahalle statüsüne düşürülüp Köy Kanunu kapsamından çıkarılmış olsa da nitelik olarak yine ilçe merkezlerinden uzak ve nüfusu az yerleşim yerleri olduğundan yangın güvenliği açısından değişen bir şey olmadığını kaydetti.
Rüzgâr istikameti yönü üzerindeki yanıcıların kaldırılması çok önemli
Orman yangınlarıyla savaşta yangının rüzgâr istikametindeki yönü/yolu üzerindeki yanıcıların kaldırılmasının çok önemli olduğunu da söyleyen Uçan, "Çoğunlukla buldozer ve benzeri araçlarla, ağaçlar ve bitki örtüleri kaldırılarak yangının bu hatta kalması sağlanır ve ilerlemesi önlenir, ancak eğimi fazla olan sarp vadilerde yangın esnasında uygulanamaz. Zaten emniyet şeritleri de bu maksatla önceden açılmaktadır. Yangın esnasında karşı ateş yöntemi de bu maksatla uygulanır ancak kuvvetli rüzgârın olduğu şartlarda kullanılamaz. Böylece yanmakta olan kısım yanar biter ama o hattan itibaren yanıcı kalmadığından sirayet oluşamaz." dedi.
Orman köylerinin çevresi çakıl mıcır gibi yanıcı olmayan ve ot bitmeyen malzeme ile oluşturulmalı
Yangın esnasında emniyet şeridi oluşturulması yönteminin orman içi köylerde, ormana bitişik köylerde ve ormana bitişik yerleşim yerlerinde uygulanmasının çok faydalı olacağını da kaydeden Uçan, şöyle devam etti:
"Bu amaçla orman köylerini tamamen çevreleyen genişliği 20 ila 100 metre (Bu mesafe orman yangınlarında sirayete sebep olan tüm faktörler incelenerek bilimsel olarak çıkarılmalıdır. Bu faktörler yanmakta olan kozalakların maksimum fırlama uzaklığı, rüzgarla birlikte yanmakta olan dalların yaprakların uçuş mesafesi, konveksiyonla kızgın havanın ulaşma mesafesi, radyasyonla ısı ışınlarının etkileme mesafesi, yanarak kaçmakta olan orman hayvanlarının yangını taşıması ve diğer tüm faktörler) olan çakıl mıcır gibi yanıcı olmayan ve ot bitmeyen malzeme ile oluşturulmalıdır. Bu emniyet şeritleri orman içinde bulunan fabrika, çiftlik gibi yerlerde de yapılmalıdır. Böylece orman yangınlarının yerleşim yerlerine sirayeti önlenebilecektir."
Yaz mevsimi başında kuru otlar temizlenmeli
Orman teşkilatının orman sınırlarına dikilen yangına dayanıklı ağaç projesinin (YARDOP) de çok kıymetli olduğuna işaret eden Uçan, "Yaz mevsimi başında orman sınırlarının ve bu sınırlardaki yol kenarlarının başta kuru olanları olmak üzere otlardan temizlenmesi gerekmektedir. Bu temizlik de ormanları yanmaktan koruyacaktır." diye konuştu.
Tahliye talimatlarına uyulmalı
İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Öğretim Görevlisi Abdurrahman İnce ise konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, orman teşkilatının çok köklü ve çok güçlü olduğuna vurgu yaparak, "Orman yangınlarında kamu görevlilerinin anons ettiği; insanların ve diğer canlıların tahliyesi talimatlarına uyulmalıdır." dedi.
Yaz mevsimi başında tatbikat yapılmalı
Orman köylerini tamamen çevreleyecek genişliği 7-20 metre arasında değişen yangın önleme alanları oluşturulması gerektiğini belirten İnce, bu alanların tamamen çakıl, taş veya toprakla kaplanması gerektiğini ifade etti.
İnce, bu tür alanların orman içinde bulunan fabrika ve çiftlik gibi yerlerde de yapılmasının yangınların hızla meskun alanlara yayılmasını önleyeceğini dile getirerek, orman çevresindeki otların temizlenmesinin yangının hızla yayılmasını engelleyeceğini de kaydetti.
Haziran ayında Orman Bölge Müdürlüğü, belediye itfaiyesi, AFAD ve köydeki gönüllülerin en az iki günlük bir tatbikat yapmalarının önemine dikkat çeken İnce, bu tatbikatların, yangınla mücadele edecek ekiplerin bölgeyi ve birbirlerini tanıyarak hazırlıklı olmalarını sağlayacağını belirtti.
Gönüllü itfaiyecilik sistemi önerisi
İnce, orman yangınlarıyla mücadelede gönüllü itfaiyecilik sisteminin teşvik edilmesi gerektiğini belirtti. Gönüllü itfaiyecilik sisteminin devreye sokulması halinde, yangınların büyümeden kontrol altına alınabileceğini ifade eden İnce, ayrıca, yangın söndürme uçak ve helikopterlerinin sayısının artırılması ve bu alanda eğitimli elemanların yetiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Orman yangınlarıyla mücadelede dron ve teknolojik uyarı sistemlerinin kullanımının önemine değinen İnce, bu teknolojilerin, yangın başladığı anda hızlı müdahale imkânı sağlayarak yangınların büyümesini önleyebileceğini dile getirdi.
Mevzuat ve eğitimde yenilikçi adımlar
Orman yangınlarıyla ilgili mevzuatın günümüz ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirten İnce, yangın riskli bölgelerde çalışan elemanların uzun süre görevde kalmalarının sağlanması gerektiğini vurguladı. İnce, ayrıca, orman yangınlarıyla ilgili olarak simülasyon teknolojisi kullanılarak eğitimlerin artırılması ve yangın yönelişleri konusunda genç elemanların uzmanlaştırılması gerektiğini belirtti.
Öğretim Görevlisi Abdurrahman İnce, orman yangınlarıyla mücadelede başarı sağlanması için yeniliklerin sürekli olarak takip edilmesi ve uygulanması gerektiğini sözlerine ekledi. (İLKHA)