İnsan`ın en güzel zamanı sevgiliye kavuşmak derler ya. Haydin bizde o en güzel sevgiliye, sefine-i sevda`da, sefine-i aşk`ta sefine-i muhabbette buluşmaya gidelim. Öyle bir aşkla, muhabbetle ve sevdayla gidelim ki; oraya vardığımızda, sadalarımız en gür sada, sevdamız en gür sevda olsun. Haydin o sefineye hep beraber binelim. O (SAV)`in muhabbetiyle gönüllerimiz aşkla dolup taşsın. O (SAV)`le aşalım acılar dehlizini. O sefinede kendimizden bir parça bulalım, O(SAV)`e sevdamızı haykıralım en yüksek sesimizle. O(SAV)`i sevdiğimizi, yanında olduğumuzu, bedel ödemek gerekiyorsa bedel ödeyeceğimizi o sefineden haykıralım. O sefine Muhammedilerin sefinesidir. O sefineye binmek Zübeyir Gündüzalp ağabeyin söylemiyle``her kişinin işi değil er kişinin işidir`` bizde her kişi değil, davayı, sevdayı, aşkı ve muhabbeti yüklenen er kişi olalım. O sefinede delik açmak isteyen o kendini bilmez güruha bir tokatta biz vuralım. Öyle bir tokat vuralım ki, bir daha başını çevirip bakacak ve bir daha o sefineyi batıracak takati kalmasın. Ve yine öyle bir tokat vuralım ki, sevdamızı terk etmeyeceğimizi ve sevdamızda samimi olduğumuzu anlasın. O(SAV) için haydin hep beraber Diyarbakır`daki artık ismini siz verin; sefine-i sevda mı dersiniz, sefine-i aşk mı dersiniz, sefine-i muhabbet mi dersiniz ne derseniz deyin ama o sefinenin içinde buluşalım.
Zülfikar Keskin / Adıyaman