BİNGÖL - Kısa bir süre önce Bingöl Üniversitesinde kurulan Erdemli Gençlik Kulübü, "Modernizm ve Ahlaki Çöküntü Kıskacında Gençlik" adlı bir konferans gerçekleştirdi.

Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği konferansa konuşmacı olarak İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Halil Çiçek ve Doğruhaber Gazetesi yazarı Özkan Yaman katıldı.

Program Hafız M. Emin Selam`ın Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Açılış konuşmasını yapan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Halil Çiçek, Modernizmin Kur`andaki karşılığının şirk olduğunu ifade ederek, Kur`anı Kerim`in en çok üzerinde durduğu ve yerden yere vurduğu konunun şirk olduğunu, bugünkü ifadesiyle modernizm olduğunu söyledi. 

Çiçek, "Malumunuz modern bir çağda yaşıyoruz. Modernizm ve modrnite özellikle sosyologlar tarafından çok tartışılan bir konudur. Kur`an-ı Kerim`in en çok üzerinde durduğu ve yerden yere vurduğu konu şirktir. Bugünkü ifadesiyle modernizmdir. Eğer bu çağda vahiy nazil olsaydı en fazla şirkin yerine modernizmi ele alacaktı ve modernizme karşı tavır alacaktı." dedi.

"Modernizm ubudiyete karşı bir tavırdır" 
"Modernizmin ilk ilanına baktığınızda dinin dışında aklın ve özgürlüğün kazınmış olmasıdır. Dine karşı tavır almasıdır" diyen Çiçek, "Bu dinler ister semavi ister ilkel dinler olsun. Dolayısıyla modernizm ubudiyete karşı bir tavırdır diyebiliriz. Hem de güçlü bir tavır. Bugün modrnizm insanlığın kaderini değiştirmiş bir yapıdadır. Bunu gerek bireysel alanlarda, gerekse de toplumsal alanlarda bunu aleni bir şekilde görüyoruz." şeklinde kunuştu.

İhtiyaç duyduğumuz fikri, ilmi, içtimai ve siyasi bütün hakikatlerin İslam`da mevcut olduğunu söyleyen Çiçek, "Onun için ne yapıp edip İslam`ı iyi okumamız lazım, iyi anılmak lazım ve bunun mukabilinde çağın hastalıklarını iyi analiz etmek lazımdır. Modernitenin önümüze koyduğu insan modeli kendi kendini tüketen bir modeldir. Hiçbir değeri ve fazileti olmayan bir modeldir." ifadelerine yer verdi.

"Bugün gençliğin kafası futbol, film ve festivallerle doldurulmuş"
"Baktığımızda kültürü tüketicilikten, bireysellikten ve zevkten başka bir şeyi olmayan bir insan modeli önümüze koyulmuştur" diyen Çiçek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün modernitenin önümüze koyduğu insan modeli kendi kendini tüketen bir modeldir. Hiçbir değeri ve fazileti olmayan bir modeldir. moderniteyle ilgili yapılan çalışmalara bakın modern insanla ilgili en önemli özelliklerin bireyselcilik ve tüketicilik olduğunu görürsünüz. Buda sadece kendisini düşünmektir. Bugün gençliğin kafası futbol, film ve festivallerle doldurulmuş. Birde buna facebook eklenmiş. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Kadın özgürlüğü adına kadının iffetini almak, kapitalizm adına toplumun bütün zeminine faiz yaymak, kişi özgürlüğü adına bütün kötülüklerin önünü açmak bunların kabul edilebilir bir tarafı yoktur."

Öğrenci evleri konusuna da değinen Çiçek, "Son zamanlarda çıkan kız ve erkek öğrencilerin bir arada kalamayacağı meselesiyle kıyameti kopardılar. Bunun insani, ahlak, ,içtimai bir tarafı olabilir mi? Bunun meşru bir tarafı yoktur. Eğer varsa bu aileler niçin kuruluyor? Mahremiyetler niçin var? Dolayısıyla bizim yapmamız gereken kendimize gelmemiz ve kendimize güvenmemizdir. Batının hayat tarzına, teknolojisine, liberalizmin ve kapitalizmine ve hatta demokrasisine karşı bir aşağılık kompleksine düşmemeliyiz. Kendimize ve değerlerimize olan güvenimizi tazelemeliyiz. İnanıyorum ki kurtuluş buradadır." dedi.

"Modernizm insanı kutsarken, Postmodrnizm de varlıkları ve eşyayı kutsuyor" 
Programın 2. bölümünde yer alan Doğruhaber Gazetesi yazarı Özkan Yaman da modernizmi kavramsal olarak ele aldı.

Modernizmin insanı merkez aldığını dile getiren Yaman, "Modernizmdeki tema merkeze Allah`ı değil insanı almadır. Postmodrnizm ise merkeze eşyayı koyma, valıkları koymadır. Dolayısıyla modernizm insanı kutsarken, Postmodrnizm de varlıkları ve eşyayı kutsuyor. Böyle bir yapısı var. Modernizme aydınlanma demişler. Ama neye karşı aydınlanma. Hıristiyanlar için söylersek biraz mantıklı. İşte o skolâstik felsefesine ve kilisenin oluşturduğu karanlığa karşı bir aydınlanma kabul edilebilir. Ama İslam için söylersek İslam`ın neyine karşı aydınlamadır modernizm. Dolayısıyla Hıristiyanlığa karşı modernizm bir yere kadar kabul edilebilirken İslam`a karşı kabul edilemez." ifadelerini kullandı. 

"Modernizm ahlaksızlığı hedefliyor"
Yaman, "Üstadı okuduğunuzda modernizm ve diğerlerine karşı sizde bir güven gelişiyor. Bu ne zaman olur derseniz; Üstadı yeteri kadar anladığımız zaman olur. Çünkü Üstad eserlerini modernizme karşı yazmış diyebiliriz. Bütün ideolojiler kaynağını modernizmden almaktadır. Üstad İşaretül-İcaz`da insanda 3 kuvvet olduğunu söylmektedir. Gazap, şehvet ve akıl kuvveti vardır. Her üçünün de üç mertebesi vardır. İfrat, tefrit ve vasat mertebeleridir. Aklın ifratı cerbezedir. Doğruyu yanlış göstermek, yanlışı doğru göstermektir. Aklın tefriti ahmaklıktır. Vasatı da hikmettir. Dolayısıyla biz doğru yolu isterken hikmeti istiyoruz. Modernizm ifratı yani cerbezeyi savunuyor. Şehvetin ifratı nedir? Fısk-fücurdur, ahlaksızlıktır. Biz ise iffeti istiyoruz. Ama modernizm ahlaksızlığı hedefliyor. Gazabın ifratı her şeyi bir hiç uğruna telef etmektir, yakmaktır. Gazabın tefriti hiç bir şeye öfkelenmemek... Vasatı şecaattir. Yani gerektiğinde Allah için cesur olma ve zillete boyun eğmemektir. İşte biz vasatı yani şecaati istiyoruz." şeklinde konuştu.
(Nihat Kanat/Salih Gönül - İLKHA)