DİYARBAKIR - Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın himayesinde 99 el yazması Kur'an-ı Kerim Mushaf'ından oluşan "Mukaddes Miras Sergisi" Diyarbakır'da sergilendi. Zinciriye Medresesi'nde 9 Kasım'da açılan serginin 18 Kasım Pazartesi'ye kadar açık kalacağı öğrenildi.

Organizasyonda yer alan Yardım Eli Derneği Diyarbakır Temsilcisi Rufai Şimşek, böyle bir serginin Diyarbakır tarihinde ilk defa gerçekleştiğini söyledi.

Serginin 2014 yılının sonuna kadar toplam 20 ilde sergileneceğini belirten Şimşek, "Mushaf-ı Şerif İslam Coğrafyasının en büyük el yazması Kur'an-ı Kerim Sergilerinden bir tanesidir. Bundan önce İstanbul ve Urfa'da sergilendi, üçüncü sırada da Diyarbakır'ımızda sergilendi. Allah nasip ederse buradan da Mardin, Konya ve daha sonra da henüz netleşmemiş 20 ilde sergilenecek." dedi.

Diyarbakır halkının sergiye yoğun ilgi gösterdiğini ifade eden Şimşek, "Mushaf bizim milli bir değerimizdir. Açık konuşmak gerekirse ihmal etmiş kitabın suretleridir ve tarih süresi içerisinde gerçekleşmiş olan büyük emeklerle, el emeği göz nuruyla yazılmış olan bu eserler gerçekten çok dikkat çekici bir vaziyettedir. Toplum da ciddi anlamda bir rağbet gösteriyor. Rağbet göstermesi de güzel bir şey, en azından insan şunu da fark ediyor ki bizim halkımız kendi öz mayasını henüz kaybetmiş değil. İmani duygularının üstü biraz örtünmüş olsa bile, toprak serptirilmiş olsa bile sonuçta bu maya var ve bu tip şeyler o mayayı dışarı çıkarıyor. Halkımız ilgiyle ziyaret ediyor, teveccüh gösteriyor. Tüm halkımızın gelip bunu görmesinde fayda var. Biz bu noktada kısmi bir reklam çalışması yaptık fakat bizim yapmamız yeterli değil. Gerek sizin vasıtanızla olsun, gerekse diğer medya vasıtasıyla olsun tanıtımının yapılması, tavsiye edilmesi önemlidir ve halkımızın gelip görebilmesi açısından çok güzel olur." şeklinde ifade etti.

Büyük bir sevinç duyduğunu belirten Mithat Yıldırım, "Benim bundan haberim yoktu, bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine geldim. Burada birçok oda var ve her odada sergilenmiş. Böyle bir şeyin Diyarbakır'da olması gerçekten çok güzel, şok oldum. Mushafların eski modellerini, aşama aşama nasıl olmuş, neler olmuş, ilk başlardan günümüze kadar nerelerden geçmiş olmasını görmek güzel bir şey. Kitabın şimdiye kadar hiçbir hataya uğramaması çok önemli ve bizim için gurur verici bir şey. Sadece buraları gezip görmek değil, Kur'an'ın okunması, anlaşılması ve yaşanması gerekir. Herkesin gelip bu havayı teneffüs etmesini tavsiye ediyorum." dedi.

Var olan sorunların insanların özlerinden kopmalarından kaynaklandığını belirten İlahiyat 2.sınıf olan bir öğrenci , "Kur'an-ı Kerim'in yazılış şekli ve bu tarihi mekânda bu tarihi yerde insanın özüyle buluşması çok güzel bir şeydir, İfade edilemeyecek duygular içerisindeyiz. İnsanlık özünden kopulmuş ve Müslümanlar yapması gerekenlerden bihaber yaşıyorlar. Bu Mushafları gördüğümüzde tüylerimiz ürperiyor ve özümüze dönmemiz gerektiğini hatırlatıyor bize. İnşallah insanlar özüne dönüş içinde olurlar, çünkü Kur'an'a tekrar dönüldüğünde Osmanlı'nın ulaşmış olduğu büyük başarıya tekrar ulaşabilmek mümkün olur. Bu serginin Diyarbakır'da sergilenmesine sebep olanlar ve emeği geçenlerden de Allah razı olsun diyoruz." şeklinde konuştu.

Gençlerin bu gibi sergileri ziyaret etmesi için çaba sarf edilmesi gerektiğini ifade eden Meslek Yüksekokulu 2.sınıf öğrencisi Said Nur Taşkale, "Bu sergilerin daha çok bilinen, şehrin merkezi gibi insanların daha çok uğradığı yerlerde sergilenmesi daha iyi olur diye düşünüyorum. Diyarbakır'ın ücra köşelerinde oturanlar tarafından bilinemeyebilir. Gençlerin bu tür şeyleri görmesi çok önemlidir. En azından akşam eve giderken gördükleri bu Mushaf'ın sahifelerinin yazılışına verilen emeklerin muhasebesini yaparlar muhakkak ve özün kaybolmaması için bir şeyler yapma gayreti içerisine gireceklerinden eminim. Bu açıdan benim temennim bu tür sergilerin sürekliliğidir ve Diyarbakır'ın birkaç yerinde daha gösterilmesi, bunun yanında reklam için de biraz daha çaba sarf edilmesinin iyi olacağını düşünüyorum. Biz gazeteden veya televizyondan öğrenmedik, yol üstünde haberimiz oldu mesela. Televizyon ve gazeteler bu konuda çaba sarf etmeli. Halkımıza duyuru noktasında biraz daha çalışmanın olması gerektiği kanaatindeyim." ifadelerini kullandı.

Ziyaretçilerden Seniha Gözen ise, "Buraya Kur'an-ı Kerim'in getirildiğini hocamızdan duyduk, onun vasıtasıyla geldik. Çok güzel, görünce çok duygulandık, içimde farklı bir his oluştu. Kısacası duygulandım, ağlamak bile geldi içimden. Çok da mutlu oldum bu değerli Kur'an-ı Kerim'e, tarihi varlığımıza sahip çıkalım. Hem din açısından hem de yeni nesillerin görmesi için." ifadelerini kullandı. (Hüseyin Yalçın/Said Adiyaman - İLKHA)