İşgalci siyonistlerin özelde Gazze genelde ise tüm Filistin'de on aydır yaptığı soykırımı protesto için Filistin İslami Direniş Hareketi (HAMAS) Siyasi Büro Başkanı Şehid İsmail Heniyye'nin şehadeti öncesinde 3 Ağustos günü için "meydanlara çıkın" çağrısına tüm dünyada olduğu gibi Siirt halkı da duyarsız kalmadı.
Şehid İsmail Heniyye'nin son vasiyetini yerine getirmek için Sancaklar Ortaokulu önünden başlayan ellerinde Filistin bayrakları taşıyan halkın yürüyüşü 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda sona erdi.
Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, siyonist rejim aleyhine, Filistin direnişinin lehine sloganlar atıldı.
Açıklamayı, Peygamber Sevdalıları Siirt İl Başkanı Orhan Ay okudu.
Ay'ın açıklaması şu şekilde: "Yüreği Gazze ve Filistin’in özgürlüğü için yanıp tutuşan aziz Siirtli kardeşlerim, değerli basın mensupları, kıymetli Aksa sevdalıları. Sizleri Hz. Davudun ve Meryem oğlu İsa’nın diliyle lanetlenmiş Siyonist Yahudileri, Kahhar ve Zuntikam sıfatlarıyla helak edecek olan Yüce Allah’ın selamıyla selamlıyorum.
Bugün burada Şehid İsmail Heniye’nin vasiyetini yerine getirmek, eylem çağrısına icabet etmek, siyonizmi lanetleyip, tarihin en büyük imtihanını veren Gazze’li kardeşlerimizin sesi olmak için toplanmış bulunuyoruz.
Bugün öyle bir gündür ki ümmet orta yerinden vuruldu. Gözyaşları akıp sel oldu. Öfke yumrukları bir tufan oldu. Direnişin kahramanı, Filistin’e özgürlik vazifesini layıkıyla icra ederek Rabbiyle buluşmaya gitti. Şehid İsmail Haniye öyle bir mücahitti ki, 3 oğlu ve 4 torununun şehadet haberini alınca“ Benim çocuklarımın kanı Filistin halkının kanından daha değerli değildir. Gazze’deki tüm çocuklar benim çocuklarımdır” diyen, imanını mücadeleye dönüştüren, Özgür Kudüs aşkını şahadetiyle ispat eden Fillisindeki binlerce mücahitten biriydi. Rabbimizden şahadetini Kabul etmesini niyaz ediyoruz. Tüm Filistin halkının başı sağ olsun, tüm Müslümanların başı sağ olsun. Onlar, bu suikastlarla direnişi durduracaklarını, Filistin’in direncini kıracaklarını, özgürlüğe olan inancı yok edeceklerini sanıyorlar. Ama yine yanılıyorlar ve yanıldıklarını gün gelecek görecekler. Direniş cephesi İsmail Haniyye’nin şahadetiyle daha çok bilenecek, mücadele ve cihad azimleri daha çok artacaktır. Aksa özgür, Filistin bağımsız oluncaya kadar kıyam ve serdengeçme ruhu devam edecektir.
Büyük şeytan Amerika, katil işgalci lideri Beyaz Saray’a davet ederek sırtını sıvazladı ve ayakta alkışladı. Katliama devam, soykırıma devam, suikastlara devam telkininde bulundu. İslam ülkelerinin içine fitne tohumu atmak, coğrafyamızı talan etme ve yangın yerine çevirme senaryolarını uygulamak için talimatla katilini işgal edilmiş topraklara geri gönderdi. Ümmet olarak, Müslüman halk olarak daha çok birlik ve vahdete ihtiyaç duyduğumuz bir evreden geçiyoruz. Şehid Haniyye’nin vasiyeti gereği meydanları doldurmalı, haykırmalı, sokaklarda yürüyüşler yapmalıyız. Sosyal medya ve boykot tufanını başlatmalıyız ki dünyayı Siyonistlere dar etmeli, Büyük şeytan Amerika’nın şeytani maskesini paramparça etmeliyiz. Haniyye’nin vasiyetine dönüşen 3 Ağustos çağrısını ümmetin kıyam ve kurtuluş günü olarak ilan etmeliyiz.
Siyonist İsrail rejimi 7 Ekim’den bu yana Gazze’de insanlık tarihinin en korkunç soykırımını gerçekleştiriyor. 40 bin kardeşimizi alçakça katletti,100 binden fazla kardeşimiz de yaralı. Gazze şeridinde ayakta kalmış tek bir şehir tek bir mahalle kalmadı. İnsanların sığınabilecekleri tek bir güvenli nokta bile yok. Gazze’de daracık bir alana hapsedilmiş üç milyon insan bütün insanlığın sessiz bakışları arasında yaşanan soykırımda çaresizce sıranın kendilerine gelmesini bekliyor.
Mazlum Gazze halkı, Faşist ABD’nin Siyonistlere verdiği silahlarla havadan, karadan ve denizden bombalanıyor. Ağızlarından insan hakları sözünü düşürmeyen İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkeler soykırıma açık destek veriyor; Siyonizmin hizmetindeki Batılı sermaye soykırımı finanse ediyor. Küresel medya; sansür, çarpıtma, dezenformasyonla soykırımı örtüyor, vahşeti gizliyor.
Siyonist İsrail ve işbirlikçisi büyük şeytan Amerika bir araya gelmiş, Gazze’de planlı programlı bir soykırım uyguluyor. Kundaktaki bebekleri, sokaktaki çocukları, camide ibadet edenleri, un kuyruğundaki aç insanları öldürüyorlar. Meleklerin lanet okuduğu, Şeytanların hayranlıkla izlediği bu alçakça ve namussuzca vahşet karşısında BM çaresiz, BMGK ikiyüzlü, uluslararası toplum sessiz kalmıştır.
Bütün dünya bilsin ki; İsrail bizim için devlet değil terör örgütüdür ve bir terör örgütüne nasıl muamele edilmesi gerekiyorsa öyle muamele görmelidir. İsrail, bizim için emperyalizmin tetikçisi, yağmacı gasp çetesidir. İsrail, yalanın, alçaklığın, namussuzluğun örgütlü biçimidir. Bunlar Firavunun zalimliği, Nemrudun kibri, Haman’ın azgınlığını miras alanlardır. Bunlar İbrahim’in Musa’nın, İsa’nın ilahına savaş açanlardır. Biz onların ne kadar korkak olduklarını, ihanetle yoğrulmuş ruhlarını çok iyi biliyoruz. Onlar ancak eman altında olanları öldürürler. Savunmasızları, çocukları, kadınları, ihtiyarları, masumları katlederler. Onlar ancak; hastaneleri, ibadethaneleri bombalarlar!
Onlar sanıyor ki akıttıkları kan yanlarına kalacak. Sanıyorlar ki bu zulüm devranı böyle sürüp gidecek. And olsun yanılıyorlar. Çünkü biz biliyor ve inanıyoruz ki zulm ile abad olanın ahiri berbad olur. Akıbetleri. Firavun, Nemrut gibi Hitler gibi olacak.
Vakit mi? Pek yakın!
And olsun biz bu hesabı kapatmayacağız! Bebek katili vahşiler, soykırımcı Siyonistler, işbirlikçi emperyalistler döktükleri kanda boğulmadıkça durmayacağız! ABD ve Siyonist işgal çetesi Filistin’den defolmadıkça susmayacağız.
Bizler Siirt’ten bütün uluslararası topluma, dünyanın vicdanı kararmamış liderlerine sesleniyoruz: Soykırımın durdurulması, bu vahşete dur denilmesi için uluslararası dengelere, reel politiğe, ulusal çıkarlara daha ne kadar çok kurban verilmesi gerekiyor? Susmak, vahşetin ortağı olmaktır. Gazze’de yaşanan soykırım bir an önce durdurulmalıdır. İlaç ve gıda başta olmak üzere insani yardımın önü acilen açılmalı, ABD ve diğer ülkelerin soykırıma silah desteği durdurulmalıdır. Buradan insanlığın vicdanına sesleniyoruz: Soykırımın durdurulması için bütün insanlık ayağa kalkmalı, meydanlar sokaklar caddeler “Özgür Filistin” sloganlarıyla inletilmeli, liderlere baskı yapılmalıdır.
Yine buradan, Siirt’ten İslam ülkelerine sesleniyoruz: Gün; zulme, siyonizme, emperyalizme karşı bir olup vahdet şuuruyla bir araya gelme, insanlığın sesini yükseltme, mazlumlara masumlara sahip çıkma günüdür.
Aksanın özgürlüğü için şehit olan liderlere selam olsun. Direniş cephesinde çarpışan mücahitlere selam olsun. Kıyam eden Filistin’in kahraman halkına selam olsun. Allah’ın selamı hepinizin üzerine olsun."
Program, siyonist rejim aleyhine atılan sloganlar ve okunan duaların ardından sona erdi. (İLKHA)